Onkolojik cerrahi prensiplerle plastik cerrahi tekniklerinin birleştirilmesi sayesinde yüz güldürücü sonuçlar elde edildiğini belirten Doç. Dr. Bahadır Ege, yapılan çalışmaların onkoplastik cerrahi ile tedavi edilen hastaların memelerinin radyoterapiye karşı daha dirençli olduğunu ve şekil bozukluğunun daha az yaşandığını gösterdiğini belirtti.
Bugün 8 kadından biri meme kanseri riski taşıdığını, meme kanseri tedavisi için erken teşhisin çok önemli olduğunu bildiren Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Ege, "Bununla birlikte onkoplastik cerrahiyle de kanser tedavi edilirken aynı zamanda meme estetiği de sağlanmış oluyor. Onkoplastik cerrahide meme dokusundan kanserli doku onkolojik prensiplere göre çıkarıldıktan sonra estetik cerrahi tekniklerle meme dokusu dikleştirilerek estetik bir görünüm kazanması sağlanmaktadır" dedi.
Hastaların çoğu zaman eski meme dokusundan daha dik ve estetik görünümlü meme dokusuna kavuşmakta olduğunu anlatan Koru Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Ege, bu tekniğin koltuk altı lenf bezlerinin teyit yöntemleri ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Sentinel lenf nodu biyopsisi denilen yöntemle koltuk altı lenf bezlerinden şüpheli olanların bulunduğu ve bu şüpheli lenf bezlerinden anında yapılan patolojik çalışma ile koltuk altı lenf bezlerinin çıkarılıp çıkarılmayacağına karar verildiğini anlatan Doç. Dr. Bahadır Ege, "Bu yöntemin uygulanmadığı durumlarda ise gereksiz koltuk altı lenf bezi çıkarılma oranı yüzde 80'leri bulmaktadır. Koltuk altı lenf bezlerinin çıkarılması ileride kol ödemine yol açabilmektedir" diye konuştu.
Onkoplastik cerrahi ile tedavi edilen hastaların çoğunluğunun tedavi sürelerin bitiminde sağlıklı diğer memeleri için de bu cerrahi işlemi istediklerini söyleyen Ege, bu sayede her iki memenin de estetik ve simetrik bir hal aldığını sözlerine ekledi.
İHA