Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, "20 milyon araç sahibini, milli iradeyi birkaç sigorta şirketine boğdurmamalıyız" dedi.
Karakaya, geçtiğimiz ocak ayında zorunlu trafik sigortası primlerinin ödenebilir seviyelere çekilmesi ve sorunun kökten çözülmesi amacıyla "Zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkin ödenecek primlerin artış oranı, 2013 yılı temel alınmak suretiyle, yıllık tüketici fiyat endeksi artış oranından fazla olamaz" şeklinde kanun değişikliği teklifi vermişti.
Hükümet, önce nisan ayında bazı düzenlemeler yaptı ancak prim ücretleri beklenen oranda düşmedi. Dün ise Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek yeni bir mevzuat hazırladıklarını duyurdu. Şimşek, dünkü açıklamasında "Yaptığımız düzenlemelerle sektörün rahat nefes almasını sağladık. Şimdi sıra sigorta şirketlerinde. Sektörün de Hazinenin yetkilerini kullanmasına gerek bırakmadan, yeni düzenlemeleri fiyatlara mutlaka yansıtması lazım" ifadesini kullandı.
Karakaya ise konuya ilişkin açıklamasında "Görüyoruz ki hükümet ocak ayından bu tarafa geçen zaman içinde bazı adımlar atmaya çalıştı ve buna devam etme arzusunda. Bunları iyi niyetli çabalar olarak değerlendiriyoruz ancak sonuç alıcı, sorunu ortadan kaldırıcı olarak görmek mümkün değildir. Tüm araç sahiplerini mecbur tutan bir sistemde, poliçe kesen sigorta şirketlerine "Fiyat serbest" demek, başından yanlıştı. Kasko değeri 2 bin liranın altında olan bir araca 102 bin lira primli poliçe kesen sektörün Hazine korkusuyla hizaya gelmesi mümkün değildir. Sorunun köklü çözümü için, Ocak ayında verdiğimiz kanun değişikliği teklifinin raftan indirilmesi lazım" diye konuştu.
Karakaya, şöyle devam etti:
"Millet olarak olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. 20 milyon araç sahibi; ailesiyle, esnafıyla, işçisiyle milli iradenin büyük bir kısmına tekabül ediyor. İki haftadır meydanlarda demokrasi nöbeti tutan milli irade, bu vesileyle ekonomik terörün de bitmesini şiddetle istemektedir. Sektör rahat nefes almış ama 20 milyon insanı, milli iradeyi birkaç sigorta şirketine boğdurmamalıyız. Olağanüstü hal uygulaması, Türk halkının ümüğünü sıkan sigorta sektöründeki başı bozuk düzene son verecek bir tasarrufu da barındırmalıdır. Bu mümkündür ve tam zamanıdır."
İHA