Muğla'da 21 Temmuz'da meydana gelen, merkez üssü Gökova Körfezi olan ve Milas'ta da yoğun bir şekilde hissedilen 6,6 şiddetindeki deprem ve ardından devam eden artçı depremler sonrası Cumhuriyet Mahallesi'ndeki bazı vatandaşlar, adeta mini bir çadır kent oluşturdular. Uzun zamandır kimi vatandaşlar kurdukları çadırda geceyi geçirirken, kimisi de araçların içinde sabahlıyor.
Milas'ta meydana gelen deprem ve ardından devam eden artçı depremlerle birlikte oluşturulan çadır kent, her yönüyle bir yaşam alanına dönüştürülmüş durumda. Boş bir arazi üzerinde kurulan çadırlarda sabahlayan aile fertleri, sabah olduğunda günlük yaşamın gereklerinden biri olan çalışma hayatına normal bir şekilde devam ederken, kadınlar ise evlerine dönüp günlük işlerini yapıyor.
Aile bireylerinin, akşamüzeri işten eve döndüklerini, tüm aile fertleriyle birlikte yenilen akşam yemeğinin ardından çadırların olduğu alana geçildiğini söyleyen Mahmut İçen, "21 Temmuz'da meydana gelen depremin ardından bu çadırları kurduk ve geceyi buradaki çadırlarda geçiriyoruz. Çünkü meydana gelen depremde binamızda bazı çatlaklar oluştu. Artçı depremler de sürünce böyle bir çözüm yolu bulduk. Gündüz deprem olsa bile en azından hayatta kalma şansımız var. Gece uykuda yakalandığımızda bu şansımızın daha az olduğunu düşünüyoruz. Takip ettiğimiz kadarıyla da artçı depremler daha uzun bir süre devam edecek deniliyor. Açıkçası biz de ne yapacağımızı şaşırdık" dedi.
Karşımızda bir yetkili bulamadık
Depremin ardından tüm mahalle sakinlerinin sokağa çıktığını ve o geceyi sokakta geçirdiğini söyleyen Mahmut İçen; " O gece en azından ilçemizdeki yerel yöneticilerimizden, belediyemizden birilerini görmek, bizlerin yanında olduklarını hissetmek isterdik ancak aradan günler, haftalar geçmiş olduğu halde hiç kimseyi karşımızda göremedik. Kendi imkânlarımızla buraya mıcır döktük, çevre temizliği yaptık. Bu konuda bile Milas Belediyesi'ne yaptığımız müracaat karşılıksız kaldı. Bizlere böyle zamanlarda sahip çıkmayacaklar da ne zaman çıkacaklar? Binada çatlak var, tedirginiz diyoruz, gelip bakan bile yok. İstiyoruz ki bir yetkili gelsin, binada inceleme yapılsın ve en azından bizleri rahatlatan bir açıklama yapsınlar. Eğer binanın yıkılma riski varsa bizler başımızın çaresine bakalım" diye konuştu.
İhtiyaçlar için kısa süreliğine evlerimize giriyoruz
Sadece akşam yemeğini evlerinde yediklerini belirten İçen, sözlerine şöyle devam etti: "Bunun dışında banyo yapmak, çamaşırların yıkanması gibi ihtiyaçlarımızı gündüz vakitlerinde karşılamaya çalışıyoruz. Gerçekten depremin olduğu ilk günden bu yana zor bir yaşam sürdürüyoruz. Biz büyükler bir şekilde bunları göğüslüyoruz ancak eşlerimiz ve çocuklarımız bu zorluğu daha fazla hissediyorlar. Komşularımızın bir kısmı çadırlarda kalırken, bizler gibi araçların içinde yatanlar da var. Örneğin biz 5-6 kişi şu gördüğünüz minibüsün içinde yatıyoruz. Haliyle hepimiz için zor bir durum" dedi.
Bir aydan fazla bir süredir geceleri araçta uyuduklarını söyleyen Mahmut İçen; "Bu durumun daha ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Belki kış aylarının başlangıcına kadar bu şekilde devam edecek. Ya da birileri bizi dikkate alır da gelip bizlerle ilgilenirlerse, binamızda gerekli incelemeler yapılırsa ve herhangi bir riskin olmadığına dair bizleri rahatlatan bir açıklama yaparlarsa, işte o zaman evlerimize döneriz. Hatta bazı komşularımız binadaki çatlak nedeniyle kendi evlerini terk edip kışa doğru kiralık bir daireye bile taşınmayı düşünüyor" şeklinde konuştu.
İHA