Milas Kaymakamlığı tarafından düzenlenen "Güvenli Yaşam Eğitimleri" konulu etkinliğe konuşmacı olarak katılan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Temel Afet Bilinci Eğitmeni Turgay Güngör; "Sokağa çıkıp yardım eden yok mu diye bağırmak yerine önce siz kendinize yardım edin" dedi.
Milas'ta Halk Eğitim Merkezi Toplantı Salonu'nda düzenlenen etkinliğe; Milas Kaymakamı Eren Arslan, Milas Belediye Başkan Yardımcısı Faik Karagöz ve Zeynep Mat, ilçedeki birçok resmi kuruluşların yöneticileri, siyasi parti temsilcileri yanı sıra çok sayıda vatandaş ve mahalle muhtarı katıldı.
Toplantının başlangıcında, ülkemizin değişik bölgelerinde meydana gelen depremlerin ardından yapılan kurtarma çalışmalarını anlatan bir video gösterimi sunuldu. Ardından söz alan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Temel Afet Bilinci Eğitmeni Turgay Güngör salondakileri, 18 yıl önce Gölcük'te meydana gelen depremde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşuna davet ederek, "ruhları şad olsun" dedi. Güngör daha sonra afet öncesinde alınması gereken tedbirler, afet sırasında ve sonrasında yapılması gereken işlemleri yine slayt gösterisi eşliğinde anlattı.
Özellikle 1999 yılında meydana gelen deprem sonrasında ülkemizde yeni yasal düzenlemelerin hayata geçirildiğine dikkat çeken Güngör; "Başta deprem olmak üzere meydana gelecek herhangi bir doğal afette hangi kurum ve kuruluş ne yapacak, kimler afetzedelere hangi yardımları ulaştıracak, insanlar nerelerde toplanacak gibi konularda birçok resmi kurum ve kuruluşların yanı sıra AFAD-AKUT gibi gönüllü kuruluşlar, gereken görev ve sorumluluğu üstlenmiş durumdadırlar.
İllerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar ve belediyeler başta olmak üzere meydana gelebilecek bir doğal afet öncesinde kim ne yapacağını biliyor. Afet sırasında da neler yapmaları konusunda da gereken bilgi ve donanıma sahipler. Görev üstlenen bu kurum ve kuruluşlar, afet sonrasında hızlı bir şekilde afetzedelere ulaşıp; gıda-barınma-yiyecek-içecek ve sağlık hizmetleri sunma konusunda da hazırlıklıdırlar. Elbette kurum ve kuruluşların aldığı ya da alacağı tedbirler önemli fakat asıl önemli olan birey olarak insanların alacağı tedbirlerdir. Yani bir afet sonrası sokağa çıkıp "yardım eden yok mu" diye bağırmak yerine, önce her insan kendine yardım etmelidir" diyerek evde-işyerinde alınması gereken tedbirleri anlattı.
Deprem çantasının önemi
Olası bir doğal afet sonrasındaki ilk 72 saatin çok önemli olduğuna vurgu yapan Güngör; "Örneğin bir deprem meydana geldi ve bulunduğunuz bina çöktü. Siz bir şekilde enkaz altında kalmadınız ancak bulunduğunuz yerden çıkamıyorsunuz. İşte böyle bir durum için mutlaka içerisinde sizi hayatta tutacak bazı malzemelerin bulunduğu bir deprem çantanızın hazır olması gerekir. Bu çanta genellikle bulunduğunuz binanın çıkış kapısının yanında bir yerde olmalıdır.
Özellikle yaşlı ve kronik rahatsızlığı bulunan kişilerin sürekli kullandığı ilaç, konserve türü yiyecek, bir el feneri, bir düdük, bir miktar su ve mevsime göre birkaç kıyafet, kurtarma ekipleri size ulaşıncaya kadar hayatta kalmanızı sağlayacaktır" dedi.
Aramak yerine mesaj atın
Meydana gelen bir doğal afet sonrasında genellikle insanların hemen telefona sarıldığını ve yakınlarına ulaşmaya çalıştığını söyleyen Güngör; "Herkes böyle davranınca iletişim hatları kilitleniyor. Bu kez isteseniz de kimseye ulaşamıyorsunuz. Oysa bunun yerine mesaj attığınızda iletişimi daha kolay ve kısa zamanda sağlayacaksınız. Olası bir doğal afet sırasında eğer enkaz altında kaldıysanız ve hayatta iseniz, yanınızda da telefon varsa hemen 112'yi arayın. Bulunduğunuz yeri doğru bir şekilde aktarın. Evinizin hangi bölümünde iseniz orayı mutlaka belirtin. Mutfakta mı, banyoda mı, yatak odasında mı, bunu mutlaka iletin. Böylece yardım ekiplerinin size ulaşması daha kısa sürede olacaktır" dedi.
Eğitimin son bölümünde ise bir yangın olması halinde neler yapılması gerektiği uygulamalı bir biçimde aktarıldı ve salondakilerin eğitmene sordukları soru-cevap bölümü yer aldı.
İHA