Milletvekili Külünk, Konya’da Konferans Verdi

Konya'nın merkez Meram İlçe Belediyesi tarafından "15 Temmuz Demokrasiye Darbe ve Devletin Yeniden Yapılanması" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan...

Konya'nın merkez Meram İlçe Belediyesi tarafından "15 Temmuz Demokrasiye Darbe ve Devletin Yeniden Yapılanması" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, "Korkuyu korkutanlar, ölümü öldürenler tarih yazar. 15 Temmuz, bir akşama sığmış bin yıldır. 15 Temmuz, 10 saate sığmış bir yüzyıldır. 15 Temmuz, bir darbe girişimi olmasından öte Çanakkale'nin 100 yıl sonraki küçültülmüş hali olarak literatüre girecektir" dedi.

Meram Belediyesi tarafından Konevi Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün konuşmacı olarak katıldığı konferansa, Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, S.Ü. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut, AK Parti Konya İl Başkan Vekili Mustafa Erkuş, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Lütfiye Poçanoğlu, AK Parti Meram Kadın Kolları Başkanı Sevil Tosunoğlu, kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, STK'ların temsilcileri, meclis üyeleri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

"Konya'nın bizim dünyamızda manası çok"

Konya'nın kendi dünyasında ayrı bir yeri olduğuna dikkat çekerek konuşmasına başlayan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, "Konya'nın bizim dünyamızda manası çoktur. Çocukluğumuzdan gençliğe geçişimizde fikir dünyamızın, mana dünyamızın şekillenişinde Konya'nın şehir olarak etkisini çok yoğun hissettik. Huzur bulmaya kalktığımızda kimi zaman hep Konya'ya dönüp baktık. Çünkü Konya, Anadolu'nun orta yerinde bu coğrafyaya ışık saçan bir şehirdi. Konya hayatımızda hep merkezde olmuş bir şehirdir" dedi.

"Korkuyu korkutanlar ölümü öldürenler tarih yazar"

Ancak korkuyu korkutanlar ve ölümü öldürenlerin tarih yazabileceğini vurgulayan Külünk, "Korkuyu korkutan bir liderle ve ölümü öldüren bir liderle bu millet 21. Yüzyıl'ın en kritik sürecini yaşadığı için son derece şanslıyız" dedi.

'15 Temmuz'u konuşmaktan hiç vazgeçmemeliyiz" diyen Külünk, konuşmasını şöyle sürdürdü: "15 Temmuz, bir akşama sığmış bin yıldır. 15 Temmuz, 10 saate sığmış bir yüzyıldır. 15 Temmuz, tarihsel medeniyetler arası mücadeledeki en kritik eşiktir. 15 Temmuz, ülkenin bütün değerleriyle talan edilip bu coğrafyanın teslim alma girişiminin adıdır. O gecenin 4 kahramanı vardır: Birincisi; burak atı gibi önde giden 246 şehidimizdir. İkinci kahramanımız; 2 bin 195 gazimizdir. O gecenin üçüncü kahramanı; tereddütsüz başını tankın paletlerinin altına koyan, tereddütsüz tanka terliğiyle müdahale eden eşlerin olduğu gaziler topluluğudur. Ve o gecenin son kahramanı; bütün bu büyük mücadeleyi tereddütsüz yürüten Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Bana göre Sayın Cumhurbaşkanımızın uçağının Marmaris'ten İstanbul'a gelmesi ikinci 19 Mayıs'tır. Bu milletin 19 Mayıs 1919'ta Samsun'da başlattığı o büyük ayağa kalkış; aradan geçen bir yüzyıllık zaman diliminin ardından ikinci kez, Cumhurbaşkanımızın uçağının Atatürk Havalimanı'na inmesiyle gerçekleşti."

"Çanakkale'nin küçültülmüş halidir"

15 Temmuz gecesi, kirli emel sahiplerinin hedeflerine ulaşmaları durumunda Türkiye'nin, Suriyelileşme süreci yaşayacağını dile getiren Külünk, "Bu coğrafyadaki ümmetin ayağa kalkışı bir başka sonbaharı bekleyecekti. Eğer o gece başarılı olabilselerdi; bu topraklarda Karlofça'da başlayan geri çekiliş hikayemiz Çanakkale'de durmuştu çok şükür. Çanakkale'den itibaren yeniden yükselişimiz başladı. Eğer o gece başarılı olsalardı Çanakkale'deki şehitliğe gidecek yüzümüz kalmayacaktı. Dolayısıyla 15 Temmuz, bir küresel hesaplaşmanın olduğu gecenin adıdır. 15 Temmuz, bir darbe girişimi olmasından öte Çanakkale'nin 100 yıl sonraki küçültülmüş hali olarak literatüre girecektir" ifadelerini kullandı.

Küresel güçlerin 1950'li yıllardan sonra Türkiye'yi derin gizli güç Ergenekon üzerinden kontrol ettiklerine dikkat çeken Külünk, "Ergenekon, kodları itibariyle sol Kemalizm temellidir. O gizli güç üzerinden NATO Gladyo Yapılanması, Türkiye'yi kontrol etmiştir. Türkiye'deki 4 darbenin hazırlayıcı ana dinamiği Ergenekon yapılanmasıdır. 15 Temmuz'un arkasındaki kirli akıl, AK Parti'nin kuruluşuna kadar olan sürede bu yapılanma üzerinden idare etmiştir. Ancak Berlin Duvarı yıkıldıktan ve tek kutuplu dünya düzenine girildikten sonra komünizm çöktü, doğu batı bloku çöktü ve yeni bir düşman buldular. 2001'de ikiz kulelerin çöküşüyle dünyaya yeni bir kavram dayattılar; İslami terör. Buna panzehir olmak üzere de ılımlı İslam kavramını ürettiler. İslam'ı İslamsızlaştırma projesi üzerinden özellikle 1997'den itibaren küresel istihbarat örgütlerinin tamamen teslim aldığı bir yapı üzerinden yeni bir örgütlenmeye geçtiler. Toplumun duygularına hitap eden bir dini cemaat profili oluşturdular. 1990'lı yıllarda sosyalleşme sürecine giren bu rol, 28 Şubat süreciyle de küreselleşti. O süreçte eğitime büyük önem verildi ve devlet içinde paralel bir örgütlenmeye girdiler. 2007'de Ergenekon operasyonlarının temel amacı; Berlin duvarının yıkılışından sonra toplumsal karşılığını tamamen tüketmiş bu yapının tasfiye edilerek yerine yedeği olan Fergenekon'u yerleştirmekti" diye konuştu.

"Erdoğan'sız bir Türkiye istediler"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İslam dünyasının aklen ve fiziken batı karşısındaki mağlubiyetinin bir galibiyete dönüşünün önünü açtığına dikkat çeken Külünk, "Türkiye'de Cumhuriyet tarihi boyunca ertelenmiş ne varsa, unutturulmuş ne varsa, gömülmüş ne varsa Erdoğan hepsini sokağa çıkardı. Sayın Erdoğan; "Kürt meselesini bitireceğim, terörü bitireceğim" dediği an düğmeye bastılar. Erdoğan'sızlaştırma düğmesine bastılar. Aslında Türkiye'nin son 10 yıllık hikayesi bunun üzerine kurulmuştur. Hedefleri Erdoğan'sız bir AK Parti'ydi. Erdoğan'sız bir Türkiye'yi istedikleri gibi yönlendirebileceklerine inanıyorlardı. Temel hedefleri Türkiye'nin Ortadoğu'ya çıkmaması, enerjinin vanasını elinde tutmaması ve Doğu Akdeniz'de etkin olmamasıdır" dedi.

"Sistem değişikliğinin önemi"

Ülke olarak 1914 ile 1923 yılları arasında yaşananların aynılarını yaşadığımıza dikkat çeken Külünk, "Türkiye'nin birliğe ve beraberliğe ihtiyacı var. Biz Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişi bu güç üzerinden başardık. Türkiye'nin sistem değişikliğiyle 82 Anayasası'nın garipliklerinden kurtulup bu ağır dönemi güçlü lider, güçlü yönetim ile başarma zarureti var. Değilse harita yeniden çizilmek isteniyor. Bu coğrafyada Türkiye'ye rağmen hiçbir şey olmayacaktır. Biz Sayın Erdoğan'ı iyi anlamalıyız. Onun hattı; Şeyh Edebali, Osmangazi, Orhangazi, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Abdülhamit Han, Mustafa Kemal, Menderes, Özal, Erbakan, Türkeş ve Erdoğan milli hattıdır. Bu hat bizim bu coğrafyadaki beka hattımızdır. Bu coğrafya yeniden huzura ve sükuna kavuşacaktır ama çilesiz olmayacak. Başkanlık ve sistem değişikliği meselesi 15 Temmuz kadar önemli bir meseledir. Bunu engellemek için herkesle ittifak edecekler. Sizden bir tek şey istiyorum; Sayın Erdoğan'ın gözünün içine bakın yeter" ifadelerini kullandı.

"15 Temmuz'u unutturmayacağız"

Konferanstan sonra AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'e tablo hediye eden Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, "Sayın vekilimize çok teşekkür ediyorum; yüreği ve cesareti için. Rabbim gücüne güç versin ve Türkiye'yi baştan başa dolaşmaya devam etsin. Bizler and olsunki 15 Temmuz'u unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bu bizim boynumuzun borcu. Bu coğrafyanın kaderi zor. Ama her şeye rağmen şanslıyız. Çünkü bu dönemde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lidere sahibiz. 15 Temmuz ruhunu canlı tuttukça ve liderimize olan inancımızı korudukça inşallah millet olarak güzel günler ve aydınlık yarınlar bizleri bekliyor" dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili programın sonunda "Büyük Anadolu Aklı" adlı kitabını imzaladı.

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.