AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın 15 Temmuz sürecini anlattığı Devlet Savaşı isimli kitabı piyasaya çıktı. Tayyar, kitabında MİT'ten Genelkurmaya kadar ülkede 15 Temmuz akşamında yaşananları kaleme aldı.
Milletvekili ve Gazeteci Şamil Tayyar, kitabında MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yaşadıklarından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağ salim Atatürk Havalimanı'na gelmesine kadar bir çok konuda çarpıcı tespit ve iddialarda bulundu
Kalkışmanın Temmuz'da yapılması
Milletvekili Tayyar kitabında, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Eylül veya Ekim ayında darbe yapmayı planladığını ancak darbe girişiminin Temmuz ayında yapıldığını iddia etti. Bunun sebebini ise MİT'in ByLock programını deşifre etmesi ve Fırat Kalkanı Operasyonu hazırlıklarının son aşamaya gelmesi olarak yorumlayan Tayyar, FETÖ yönetiminin darbe planını 8 Temmuz'dan itibaren uygulayıcılara aktarmaya başladığını yazdı.
Kalkışmanın erkene alınması
Milletvekili Tayyar, 16 Temmuz 03.00'te yapılması planlanan darbe girişiminin 6 saat öne alınmasında ise bir havacı pilot binbaşının MİT'e girişimi ihbar etmesinin etkili olduğunu kaydetti. Tayyar, kitabında FETÖ paniğe kapılmayıp darbeyi planladığı gibi gece yarısı 03.00 te yapmaya kalksaydı belki başaracaktı veya kanlı darbe teşebbüsünün bedeli daha ağır olacaktı. O nedenle havacı pilot binbaşının MİT'e ihbarı ve MİT Müsteşarının ihbarı ciddiye alarak üzerine gitmesi, 15 Temmuz'un ilk kırılma anıdır ve darbe planının başarıya ulaşamamasında ki ilk ciddi etkendir ifadesini kullandı.
Rus uçağının düşürülmesi
Tayyar, 24 Kasım 2015'te Rus uçağının düşürülmesini NATO Operasyonu olarak değerlendirerek, Suriye sınırında SU-24 tipi Rus uçağının Türk jetlerince düşürülmesi darbe planının işaret fişeğidir diye yazdı. Tayyar, Geçmişteki enerji birikmesine paralel olarak Rus uçağının düşürülmesiyle evrilen yeni süreç, Türkiye'nin PKK devleti projesine itirazını kaldırmayınca FETÖ'nün bu kez TSK içindeki uyuyan hücreleri harekete geçirildi" ifadelerine yer verdi.
Hakan Fidan, anektodları
Tayyar, yeni kitabı Devlet Savaşı'nda 15 Temmuz gecesine dair ilginç anekdotlara da yer verdi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın 15 Temmuz akşamı Genelkurmay karargahından ayrıldıktan sonra geldiği Yenimahalle'deki MİT yerleşkesinde akşam namazını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'le kıldığını anlatan Tayyar, MİT yerleşkesine girdiğinde akşam ezanı henüz yeni okunmuştu. Görmez hocadan namazı kıldırmasını rica etti. O esnada bir MİT görevlisi telaşla namaz kılınan salona geldi, Fidan 3 rekat farzı kılıp selam verdikten sonra cemaatten ayrıldı, telaşla kendisine uzatılan telefonla konuştu. Sonra iki rekat sünneti kılıp akşam namazını tamamladı. Saat 21.00'e geliyordu. Yaptığı telefon konuşmalarından sonra canı iyice sıkılan Fidan, olup bitenleri anlamaya çalışan Görmez'e dönüp, Hocam şimdi buradan ayrılıyorum, çok önemli gelişmeler var, sen bize bol bol dua et" dedi" ifadelerini kullandı. Tayyar, MİT Müsteşarı Fidan'ın daha sonra baskın ihtimaline karşı uyardığı personele, Kim yanaşmaya çalışırsa anında ağır silahlarla karşılık verin talimatını ilettiğini aktardı.
Kırılma noktası
Milletvekili Tayyar, darbecilerin sabaha doğru 04.00'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı İstanbul Atatürk Havalimanında görmesiyle tüm hayallerinin suya düştüğünü yazdı. Tayyar, isim vermeden bazı generallerin Cumhurbaşkanının sağlık durumuna göre pozisyonunu ayarlamaya çalıştığını iddia etti.
Hulisi Akar'ı ikna etmeye çalıştılar
Tayyar, darbecilerin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı cuntanın başına geçmesi konusunda ikna etmek için biri Genelkurmay karargahında diğeri Akıncı üssünde olmak üzere iki kez girişimde bulunduklarını belirterek, bu süreçte olumsuzluk yaşanmaması için ise Orgeneral Akar'ın diğer komutanlardan daha toleranslı bir muameleye tabi tutulduğunu kaydetti. Genelkurmay Başkanı Akar'ın 16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü'ndeyken saat 08.30 sularında darbeci Tümgeneral Mehmet Dişli'nin telefonundan Başbakan Binali Yıldırım'ı aradığını yazan Tayyar, Akar'ın görüşme sonrası Genelkurmay karargahına gitmek istediğini ancak Başbakan Yıldırım'ın talimatı üzerine Çankaya Köşkü'ne gittiğini ifade etti.
Kayıtlar silinmeye çalıştı
Tayyar, Akar ve diğer komutanların Genelkurmay karargahından Akıncı üssüne götürülmesinden hemen sonra, darbeci Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün baskınla ilgili görüntü kayıtlarını silmeye çalıştığını aktardı. Tayyar, Genelkurmay baskınının darbeciler arasında çekiç" koduyla ifade edildiğini yazdı.
Tayyar, ayrıca Akıncı üssüne girişler için parolanın yurtta sulh olarak belirlendiğini, bazı darbecilerin 15 Temmuz öncesi kendi aralarındaki görüntülü konuşmalarda mermi görüntüsüyle haberleştiklerini yazdı.
FETÖ'nün kullandığı programlar
Tayyar, FETÖ'nün 1966 yılında örgütlenmeye başladığını, 1971'den itibaren devlete sızmaya çalıştığını, FETÖ'nün kadrolaşmada iki büyük sıçramayı 12 Eylül ve 28 Şubat sürecinde yaptığını anlattı. Tayyar, FETÖ mensuplarının aralarındaki genel görüşmelerde şifreli programlarla gizli yazışmalar yaptıklarını, programla örgüt üyelerinden bilgi toplandığını ifade etti.
FETÖ'nün gayrihukuki yollardan ulaştığı bilgileri şifreleme programıyla dosyaladığını anlatan Tayyar, örgütün arşivini ABD, Kanada, Güney Afrika ve Arnavutluk gibi birçok ülkeye kaçırdığını iddia etti.
Kritik 3 yıl
Tayyar, Devlet Savaşı isimli kitabının son bölümünde 15 Temmuz darbe teşebbüsünü tarihi örneklerle mukayese ederek yorumladı. Tayyar, 200 yıllık sivil ve askeri elit bürokratik iktidarın 15 Temmuz gecesi millet eliyle yıkıldığını, ilk kez milletten emir alan yeni bir devleti inşa sürecinin başlatılabileceğini yazdı. Buna karşı olanların darbeden suikasta her türlü kanlı plana başvurmak isteyebileceğini anlatan Tayyar, Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 2019 yılına kadar geçecek 3 yılın çok kritik olduğunu söyledi.
İHA