Erzurum Milli İdare Platformu 15 Temmuz günü gerçekleşen darbe girişimine ortak tepki gösterdi. Müceldili Konağı'nda düzenlenen basın toplantısına İstanbul Sivil Dayanışma Platformu Genel Başkanı Ayhan Ogan, Erzurum Sivil Platformu Başkanı Mustafa Güvenli, Memur-Sen Erzurum İl Temsilcisi Abdullah Duman, Ak Parti İl Başkan Yardımcısı Teoman Kümbet, ERZİMDER Bölge Koordinatörü Cemil İlbaş ve basın mensupları katıldı.
Düzenlenen basın toplantısı açılış konuşması yapan
Erzurum Sivil Platformu Başkanı Mustafa Güvenli, "Üzerinde yaşamış olduğumuz Anadolu coğrafyası, tarihsel süreç içerisinde hep büyük bir önem taşımış, neredeyse yüzlerce yıldır dünyanın, daha doğrusu küresel emperyalist güçlerin gözü ve kulağı bu topraklar üzerinde olmuştur. Geleceğin süper güçlü devletleri arasına girebilmenin şifreleri, Türkiye'nin adeta merkezi bir nitelik taşıdığı Ortadoğu coğrafyasında saklıdır. Bu sebeple; "Batı" dediğimiz "Mim'siz Medeniyet"ler topluluğu, bu coğrafya üzerinde neredeyse tarihin her döneminde kaos, kriz ve siyasi kargaşa nöbetleri tutmuş, bölgenin dört bir yanını adeta ateşten bir çembere dönüştürmüştür. Kaos, kargaşa, kriz ve iç savaş çıkarmanın yolları bellidir. Küresel emperyalist güçler, kendi çıkarları doğrultusunda her türlü desteği sağladıkları terör örgütleriyle el ele verdiklerinden; gözlerini diktikleri ülkeleri bu örgütlerin kıskacına aldırtmakta, gerçekleştirilen terör eylemleriyle ülkelerin iç huzur ve istikrarı devamlı baltalanmaktadır. Özetle; bu "Mim'siz Medeniyet"ler topluluğu, alenen hem kundakçılık yapmış, hem de bu coğrafya üzerinde itfaiyeciliğe soyunmuştur. Yani iç kargaşa ve savaşlar çıkardığı bölge ülkelerini resmi olmasa da, fiilen işgali altına alan bu topluluk, söz konusu girişimlerinin izahını da; "oralara demokrasi götürüyoruz" şeklinde tarif etmiştir. Son 30 yıldır mücadele halinde bulunduğumuz PKK da, emperyalist güçlerin işte bu yol arkadaşlarından sadece birisidir. Ülkemiz de teröre karşı yürütülen mücadelelerde özellikle son yıllarda elde edilen başarı, küresel güçlerin topraklarımız üzerindeki planlarını bozguna uğrattığından, devreye bu kez FETÖ sokulmuş; dünyada lider bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Türkiye, 15 Temmuz'da karanlık bir tuzağın içerisine çekilmeye çalışılmıştır. Ordu içerisinde kümelenmiş ve her türlü hain emri yerine getirmeye hazır bir grup üniforma hırsızı, milletin tankı, topu ve tüfeğini yine bu millete doğrultmuş, milli irade alaşağı edilmek istenmiş ve Türkiye, geçmişte de acı bir biçimde tecrübe ettiği şekliyle yeniden karanlık ve korku dolu yıllara sürüklenmek istenmiştir. Ama küresel emperyalist güçlerin kurduğu bu tuzak, aziz milletimizin iman dolu göğsüne çarparak deyim yerindeyse paramparça olmuştur. Gözünü budaktan esirgemeyen ve canını adeta dişine takan Anadolu insanı, kanında ve geninde taşıdığı asaletin bir gereği olarak meydanlara dökülmüş, iradesine sahip çıkmış; bu hain planı kurgulayan, bu hain planda rol alan ve yine bu hain plan üzerinden bölgeye hakim olma planları yapan kim varsa hepsini sert bir Osmanlı tokadıyla kendinden geçirmiştir. Tabi milletin ve devletin bekası uğruna şehit düşen kardeşlerimiz gibi, yaralanarak ve sakat kalarak gazilik gibi şerefli bir payeye kavuşan kardeşlerimiz de olmuştur. Bu necip milletin selameti için toprağa düşen kardeşlerimizin her birini o pak alınlarından öpüyor; yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Hain girişimin hemen ertesi günü tüm dünyaya birlik ve beraberlik mesajı vermek için toplanan Erzurumlular, belki de bugüne kadar eşi görülmemiş bir katılımla "Bayrak Yürüyüşü" gerçekleştirmiş; siyasi ve ideolojik farklılıklar bir kenara bırakılarak milletin selameti uğruna tek bir vücut ortaya koyulmuştur. Erzurumlular, sonraki günlerde yine Milli İrade Platformu tarafından organize edilen ve binlerce aracın katılımıyla uzun bir konvoy oluşturmuş, şehrin dört bir yanına birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin tohumları serpilmiştir. Geride bıraktığımız 20 gün boyunca Erzurum'da tutulan demokrasi nöbetlerinin her biri büyüleyici bir güzelliğe bürünmüş; Kur'an Tilavetleri, Hatm-i Şerif'ler, Teheccüd Namazları ve dualarla manevi bir atmosfer oluşturulmuştur.
"TÜRKİYE'Yİ MISIR'A HATTA SURİYE'YE ÇEVİRMEK İSTİYORLAR"
Erzurum Sivil Platformu Başkanı Mustafa Güvenli, "Türkiye'yi; Mısır'a hatta Suriye'ye çevirmeye çalışan Emperyalist güçler ülkemizde, demokrasiyi canları pahasına savunan milyonların hukukunu koruyacağı yerde darbecilerin yargılama sürecinden endişe ettiklerini ifade ediyorlar. Biz de diyoruz ki; 15 Temmuz'da üzerine yağmur gibi kurşun yağdırılan insan bizim insanımızdır ve postallar altında ezilmek istenen irade, bu milletin iradesidir. Ortada bir hıyanet vardır ve bu hıyanetin bedelini ödetmekte bizim kendi iç meselemizdir ve kimseyi ilgilendirmez. Hele hele böyle bir duruş sergilemek; akan her damla Müslüman kanı için içten içe sevinen ve Türkiye üzerinde yüzyıllardır hain emeller besleyen Batının haddine hiç değildir. Önümüzdeki süreçte bu hain girişimi gerçekleştirenler yargı önünde hak ettikleri cezaya muhakkak çarptırılacaklar, bundan en küçük bir şüphe duymamaktayız. İlaveten maişeri vicdanı rahatlatmanın tek yolunun, bu hain teröristlerin idam edilmesiyle mümkün olacağı kanaatindeyiz. Türkiye'yi bir Mısır'a, Suriye'ye ve Irak'a dönüştürme planları yapan herkesin hevesi kursağında kalacaktır. Bu millet, Milli Şairimiz Mehmed Akif Ersoy'un da vurguladığı üzere; "Ben ezelden beridir, hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım!" ifadeleriyle tarifini bulan asil ve necip bir millettir. Dolayısıyla bu milletin hürriyetiyle oynamak demek, en hafif tabirle ateşle oynamak demektir. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyor; 15 Temmuz Şehitlerimize Hakk Teala'dan rahmet niyaz ediyorum. Yaralı kardeşlerimize ise, acil şifalar diliyorum" şeklinde konuştu.
"EMPERYALİST GÜÇLER BAŞI KESİLMİŞ ÖRDEK GİBİ DOLAŞIYORLAR"
Basın toplantısına onur konuğu olarak katılan İstanbul Sivil Dayanışma Platformu Genel Başkanı Ayhan Ogan, "İnsanlık tarihi boyunca örneği görülmeyen bir halk devrimi yaşadık ve yaşıyoruz. Yaklaşık 200 yıldır dünyayı yöneten uluslararası emperyalist güçler, dünyanın bütün kaynaklarını sömüren, mazlum insanları insandan saymayarak, onları bir nesne gibi görerek katletmeye alışmış, kaynaklarını sömürmeye alışmış, onları istediği gibi yönetmeye alışmış bir gücün, 16 Temmuz "da bu milletin çıplak elleriyle devrildiğini gördük. İlk defa 200 yıldır planladıklarını bir işi başaramadılar. Dikkat ederseniz 20 gündür başı kesilmiş ördek gibi dolaşıyorlar ve ne söyleyeceklerini de bilmiyorlar. Farklı bir tablo bekliyorlardı ama umdukları gibi çıkmadı. Bundan sonra ortaya farklı bir Türkiye çıkacak. Ülke liderimiz kötü ve talihsiz olayı reform sürecine dönüştürdü. 15 Temmuz Türkiye'nin İkinci Kurtuluş Savaşıdır. Bunu bu millet 21 gün meydanlarda canıyla kanıyla bizzat müdahale ederek bu duruma getirdi. İnşallah bundan sonra aydınlık günlerimiz olacak" ifadelerini kullandı.
İHA