Öğretmenler Derse Girmedi !!!

“Mesleğimizin Onuru, Çocuklarımızın Geleceği İçin” sloganıyla yola çıkan binlerce öğretmen, 2 Kasım tarihinde gerçekleşen iş bırakma eylemine katıldı ve destek verdi.

“Mesleğimizin Onuru, Çocuklarımızın Geleceği İçin” sloganıyla yola çıkan binlerce öğretmen, 2 Kasım tarihinde gerçekleşen iş bırakma eylemine katıldı ve destek verdi. Bazı kamu okullarında ders akışlarında sorunlar yaşandığı, öğretmenlerin derse girmediği öğrenildi.

Eğitim iş kolundaki sendikaların öncülüğünde gerçekleşen iş bırakma eylemi, yoğun bir katılımla gerçekleşti. Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (EĞİTİM-İŞ) tarafından yapılan açıklamada, “Tüm Türkiye’de iş bıraktık,
eğitim çalışanlarının sesini ve haklı taleplerini kamuoyuna iletmek üzere ülkenin dört bir yanında alanlara çıktık. Tüm illerdeki eylemlerimiz, eğitim emekçilerinin ve halkımızın desteğiyle gerçekleştirildi.
Genel Başkanımız Kadem Özbay İstanbul’da, Genel Sekreterimiz Cengiz Sarıyer İzmir’de, Genel Mali Sekreterimiz Hüseyin Selçuk ve Genel Eğitim Sekreterimiz Suat Özkolay Ankara’da, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Şenol Eyüboğlu Kars’ta, Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreterimiz Orhan Yıldırım Konya’da, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Emine Çalık Sakarya’da, şubelerimizle birlikte basın açıklamalarına katıldı” denildi.

Öğretmenler Baskılar Karşısında Susmayacak !

Genel Başkan Kadem Özbay İstanbul’da yaptığı basın açıklamasında öğretmenlerin haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini söyledi. Özbay, şunları söyledi “Bugün eğitim emekçisinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür.  Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler; Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar; sistematik itibar suikastleri düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz” dedi.

Her Öğretmen Uzmandır

“Bugün “artık yeter!” demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi “ders vermenin”, bizi hafife alanları uyarmanın günüdür” diyen Özbay, “Bildiğiniz gibi Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray’ın talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK’ya karşı ilk günden beri itirazın örgütleyicisi olduk.
“Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir” dedik. “Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın” dedik. “Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir” dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz!
Eğitim-İş’in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulmuştur. Bugün 14 eğitim sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak kararlılığımızı gösterecek, “ders vereceğiz” diye konuştu.

Öğretmenlerin Talepleri

Özbay, öğretmenlerin taleplerini şöyle sıraladı,
–    Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
–    Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.
–    Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
–    Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.
–    Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

LinkedIn’ın Yeni AI Destekli İş Arama Koçu: Kariyerinizi Bir Adım Öteye Taşıyın
İzmir Ulamış Köyü’nde Devam Ediyor
WhatsApp’ın ‘Bir Kez Görüntüle’ Özelliği Artık Sesli Mesajlarda
Anneler Günü Ne Zaman, Hangi Gün Kutlanacak? 2024 Anneler Günü İçin Geri Sayım
Hemşireler Haftası: Sınırsız Şükran ve Minnettarlık