Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın OHAL'in turistlerin Türkiye'ye gelmesine engel teşkil etmeyeceğini bildirmesinin ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Müsteşar Yardımcısı Güman Kızıltan da yeni bir öneride bulundu. Kızıltan, turistik imkanların kültür varlıklarıyla birleştirilmesinin artık yeterli olmadığı, terör ve darbe gibi kötü algılanan imajımızı düzeltecek karma bir tanıtım stratejisinin devreye sokulması gerektiğini söyledi.
Yaşanan olayların turizmin tanıtımına olumsuz etkileri olabileceğini belirten Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Müsteşar Yardımcısı Güman Kızıltan, bu durumun örnek bir çalışmayla hafifletilebileceğini söyledi. Bu sebeple Türkiye'nin yeni bir tanıtım trendini ortaya koymak mecburiyetinde olduğunu kaydeden Kızıltan, "Artık genel bilinen reklamlar tarzıyla, günümüzün Türkiye'sine turist gönderen ülkelerin algısını düzeltmek mümkün değildir. Yapmamız gereken özellikle durumu bütün açıklığıyla izah etmek, endişeleri ortadan kaldırıcı beyanlarda bulunmak, daha sonra da ülke imajını düzeltecek gereken propaganda çalışmalarını yalnız turizmde değil ülke bütünüyle ilgili olarak anlatmak gerekmektedir. Çünkü ülkemizdeki özellikle doğu illerimizdeki terör olayları ve bunun yanında son askeri kalkışma durumunu göz önüne alırsak, bunların gereken çalışmalarla önlendiğini izah etmek ve daha sonra da Türkiye'nin kültürel faaliyetlerini ve zenginliklerini ifade eden ve bu çalışmaların etkilerini zihinlere yerleştiren ülke imajı oluşturmaktır" diye konuştu.
"Turistik imkanlar kültür varlıklarıyla birleştirilmeli"
Klasik reklamlarla yapılacak çalışmaların içinde bulunulan şartlara uygun olmadığını ve bir kazanç sağlamayacağını savunan Kızıltan, turistik imkanların kültür varlıklarıyla birleştirilmesi suretiyle karma bir tanıtımın ön plana çıkarılması gerektiğini kaydetti.
Kızıltan, "Aynı zamanda turistik imkanlarımızı da kültür varlıklarıyla birleştirmek suretiyle karma bir tanıtımı ön plana çıkarmalıyız. Mümkün olduğu kadar olumsuz tarafımızı olumluya çevirme hamlelerine girişmeliyiz. Bilinçli, bilimsel ve etkiyi artırıcı son derece dikkatle dizayn edilmiş imaj, kültür ve tanıtım karışımı bir strateji ile düzenlenme yapılmalıdır. Ancak şunu ifade etmek isterim ki, bu sıradan yapılacak bir çalışma değildir. Çok dikkatle dizayn edilmesi, etkilerin ve sonuçlarının da anında takip edilerek, yapıcı değişimlere yer vermek suretiyle yenilenerek devam ettirilmelidir" dedi.
"Uluslararası imajı düzeltmedeki 3 vasıta…"
Bu anlamda ülkelerin uluslararası imajlarını düzeltmek için üç vasıtayı ön planı çıkardıklarını anlatan Kızıltan, "Bunların bir tanesi, ülkenin kültür varlıklarının tanıtılması ve o noktalara ziyaretin özendirilmesidir. İkincisi, turizm potansiyelinin ortaya çıkarılması ve mevcut potansiyelin tanıtılması ki bu zaten aslında ileri safhadadır. Bu ancak mevcut ülke siyasi zorluklarının iyice anlatılması suretiyle yumuşatılması meselesidir. Üçüncüsü ve en önemlisi de spordur. Dolayısıyla üç faaliyetin geliştirilmesiyle turizm, 3-5 senelik periyotta tekrar eski rayına oturacaktır" ifadelerini kullandı.
"2016 yılını yüzde 50 zararla kapatabiliriz"
Türkiye'nin turizmde 2016 yılını asgari yüzde 50-60 zarar ile kapatacağını ifade eden Kızıltan, "Turizm yönündeki açılımların asgari 3 yıllık bir plan içine yayılarak yapılması gerekmektedir. Günübirlik çalışmalar şirketler arasında devam edebilir. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sektörle beraber yapacağı çalışmaların en aşağı 3 yıllık bir plan ve program içinde düzenlenmesi ve bunun da ülke imajı için yapılacak çalışmalarla koordine edilmesi şarttır. Konu yalnızca turizm tanıtımı değildir ülkenin imajının iyileştirilmesi çalışmasıdır" dedi.
"Rusya ve İran ilişkileri olumlu katkı yapacak"
Darbe kalkışması gibi olumsuzlukların yanı sıra dış ülkelerle iyileşmeye başlayan ilişkilerin ekonomik anlamda önem arz ettiğine dikkat çeken Kızıltan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rusya ile yakınlaşma faaliyetlerinin hızlandırılması olumlu bir harekettir. Ve turistik anlamda olduğu kadar ekonomi ve ticaretin gelişmesinde de katkılarını beli bir zaman periyodunda hissedeceğimiz tabiidir. Diğer taraftan İran'la olan ilişkilerin de müspet anlamda ilerlemesi bir başka avantaj olarak Türkiye turizmine ve ekonomisine katkı yapacaktır. Öte yandan Avrupa Birliği ülkelerindeki menfi etkiler ve davranışların düzeltilmesi için siyasi ve ekonomi ilişkileri yönünden daha yapıcı bir üslupla ilişkiler iyileştirilmeye çalışılmalıdır."
İHA