Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından düzenlenen "Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar" etkinliğinin 89'uncusu Osmaniye'de yapıldı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından FETÖ/PDY terör örgütü tarafından 15 Temmuz akşamı gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişiminde yaşananların gaziler tarafından "Tecrübe Konuşuyor içimizdeki Kahramanlar" etkinliğinin 89'uncusu Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Amfi salonunda yapıldı.
Moderatörlüğünü İsmail Hakkı Ürün'ün yaptığı programda 15 Temmuz gazilerinden Yusuf Ak, Ahmet Şeref Kayol ve Ali Ayran o gece yaşadıklarını Amfi salonunu dolduranlara anlattı.
Evinde televizyon izlerken bir alt yazıda darbe girişimi olduğunu gördüğünü ve eşi ve çocukları ile helalleştikten sonra sokağa çıktığını belirten Yusuf Ak, "Maltepe AK Parti İlçe Teşkilatı binasına gittim. Orada insanları biraz bilinçlendirmeye başladık. O zaman çok az bir kalabalık vardı. O esnada biz insanları bilinçlendirirken bizim bulunduğumuz binanın yan tarafında petrol ofisi ve bir market vardı. Millet makarna kuyruğuna koşarken bizler vatan millet sevdası için canımızı feda etmeye çıkmıştık" dedi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sokaklara çıkın talimatının ardından bir şeyler yapmalar gerektiğini düşündüğünü belirten Ak, arabaya binerek şimdiki adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan İstanbul Boğaz Köprüsüne gittiklerini söyledi. Burada vatandaşların vahşice katledildiğini ifade eden Ak, "Geri dönme gibi bir düşüncemiz olmadı. Sonuna kadar orada bulunmamız gerektiğini düşündük. Elimizden geldiğince mücadele ettik. Şehitler verdik, gazilerimiz oldu. Burada Kahraman biz değiliz. Kahraman şehitlerimiz. Kahraman Ömer Halisdemir'dir. Biz onların yanında hiç bir şeyiz. Ben sabah saat 06.00'da tank atışıyla vuruldum. Başında 3 tane şarapnel parçası ile yaşayan ve bir kurşun parçası ile yaşayan kardeşinizim. Ben bu hainlerin şarapnel parçalarını şeref madalyası yaptım" dedi.
Kalkışmanın olduğunu, arkadaşları ile birlikte pikniğe gittiği Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde annesinden öğrendiğini belirten Ahmet Şeref Kayol, "Daha sonra Gölbaşı'nda bulunan Özel Harekat Daire Başkanlığı vuruldu darbeciler tarafından. Bizde arkadaşlarla ne yapalım diye düşünürken Kızılay'a gidelim dedik ve yola çıktık. Orada vatandaşların üzerine ateşler ediliyordu. Daha sonra tanklar gelmeye başladı. Tanklar geçerken sol taraftaki 3'üncü tank, namlusunu insanların üzerine bir çevirdi. Orada insanlar tank ezmesin diye köprünün ayağına sarılmışlardı. Namlu oraya çevrilince insanlar 10 - 20 metrelik bir yükseklikten aşağıya düştü. Her yerden ateş gelirken biz yaralılara bakmaya gidiyoruz. Yaralıları alalım diyoruz yaralıları aldırmıyorlar. İnsanlar duvarların arkasına saklanmış. Kafasını kaldıranı vuruyorlar. Yaralılar gelirken ambulanslar geliyor, bu defa da ambulanslara ateş ediyorlar. Sivil araçlara ateş ediyorlar, yaralıları aldırmıyorlar. Ama o insanlar toplandıkça "Bayrak" bizim için namustur. Namusunu korumak için geldikleri o kadar belli ki herkes birbirinden güç alıyor orada. Güç aldıkça ilerleniyor Genelkurmay Başkanlığına. Tam yaklaşıyorsun yine ateş sesleri. Uçaksavar mermileri ile saldırıyorlar" şeklinde konuştu.
Ali Ayran ise, kendisini arayan arkadaşından darbe girişimi olduğunu öğrendiğini belirterek, "Benim 3 tane çocuğum var. Dedim onları öpeyim, koklayayım çünkü durum çok vahim. Öyle böyle bir şey değil bu ben bunu anladım. Bizim gibi sessiz çoğunluğu tekrar sessiz yapacaktı bunlar. Eski günlerimize, açlığımıza dön döndüreceklerdi. Amerika'sı, Hollanda'sı, tüm Avrupa'sı çökeceklerdi bize. Böyle bir şey yok. Ben buna engel olacaktım. Öptüm çocuklarımı, kokladım onları. Bismillah dedik, çıktık dışarı. Arkadaşlarla birlikte ilerlerken bir helikopter bizi taradı. Tabi ben orada vuruldum. Ayağım yerden kesilince ben tekrardan kalkamadım. Sağolsun orada bir gariban beni tuttu çekti oradan. Çekerken bile hala öldürmek için bize sıkıyorlardı. Neyse bir kenarı çektiler beni. Şükürler olsun Rabbime. Havaya baktığım zaman o kadar güzel bir nur geliyordu ki yüzüme, beynim de ağır ağır gidiyor. 20 dakika falan kan aktı, ambulansta gelemedi. Gökyüzüne baktığım zaman yüzüme nur yağıyordu. Dedim şükür, ölüyorum şehit olacağım. Çünkü vatan uğruna. Vatan uğruna şehit olduğumu hissediyorum. Şehit olmaya hedeflendim ama Rabbim nasip etmedi" diye konuştu.
İHA