GİMDES Başkanı Büyüközer, son dönemde basında adı sıkça geçen palm yağı üzerine açıklama yaptı. Büyüközer, Avrupa'nın Malezya ve Endonezya ekonomisine darbe vurma art niyeti olduğunu söyledi.
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, son dönemde basında adı sıkça geçen palm yağı üzerine açıklama yaptı. 2016 Mayıs'da EFSA'nın (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi) yayınladığı yağ raporunun, son bir haftadır bütün basın yayın organlarına yeni bir habermiş gibi, sanki hedefte palm yağı varmış imajı ile ima edilerek yüzde 85'lik ana üretici durumunda olan Malezya ve Endonezya ekonomisine darbe vurma art niyeti yattığını söyleyen GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer: "Avrupa bunu hep yaparak bugüne gelmiştir. 50'li yıllarda Avrupa ürünü olan margarini toplumumuza kabul ettirmek için tereyağımız üzerinden oynanan oyunların ve yine 60'lı yıllarda da Avrupalı üreticilere rakip oluyor, margarinin yayılmasını engelliyor diye zeytinyağımız üzerinde benzer oyunlarla Türkiye ekonomisine darbe vurmaya çalışıldığını hatırlamak durumundayız" dedi.
Büyüközer sözlerine şöyle devam etti: "Özellikle hazırlanmış 500 ton (zehirli zeytinyağı skandalı) davasının sanıkları olarak İzmir Sulh Ceza ve Ağır Ceza Mahkemeleri'nde süratle yargılanarak beraat eden bir şirketin sahipleri olan ve yüksek dereceli mason oldukları söylenen iki yahudi kardeş delil yetersizliği ileri sürülerek beraat ettirilmişlerdir. Geçmişi yaklaşık 10 yıl öncesine dayanan palm yağı GİMDES denetçilerinin araştırmalarına göre günümüzde birçok üründe kullanılıyor. Marketlerde ürünlerin hemen hepsinde rastlamanız mümkün. Ancak 10 yıl öncesine kadar palm yağının yerine mısır özü yağı soya yağı kullanılıyordu. Mısır ve soya yağında ise dünyanın en büyük üreticisi ülke olarak ABD'nin çıkması tezgahın kaynağını açıklamaktadır. Öte yandan palm yağı hakkındaki olumsuz haberlerin yayılmasıyla üreticileri de telaş sardı. 50'li yıllarda tereyağ, 60'lı yıllarda da zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin uğradığı karamsarlığın bir benzerini yaşayacağız. İçeriğinde palm yağı olan binlerce ürün piyasada halen raflarda. Bu karamsarlığın ekonomomize büyük bir tahribat yapmasından önce devletin süratle gerekli tedbirleri alması elzemdir. 2016 yılı itibari ile Malezya ve Endonezya toplamda yüzde 85'lik oranla palm yağının ana üreticileridir. 5,6 yıl öncesinde yüzde 40'lık oranla batının kontrolünde olan mısırözü yağı ilk sırada yer alıyordu. Günümüzde ise neredeyse tamamen pazarını kaybetmiş durumdadır" ifadelerini kullandı.
Palm yağı için zararlı olup olmaması keyfiyeti, sıcak presle elde edilen bütün yağlar için geçerli bir keyfiyet olduğunu söyleyen Büyüközer: "Bu keyfiyet bütün yağlar için kullanım şartlarına göre değişir. Palm yağı dahil bütün bitkisel yağlarda istenmeyen toksiklerin açığa çıkmasına neden olan 200 derecelik sıcaklığa maruz kalma durumu diğer bütün yağlarda da aynı etkiyi göstermektedir. Bu yağ Malezya, Batı ve Orta Afrika ile Endonezya gibi Müslüman ülkelerde tarımı yaygın olarak yapılan yağ oranı yüzde 50 olan yağlı meyvenin pulp kısmından ve çekirdeğinden elde edilen ve oda sıcaklığında yarı katı olan bir yağdır. Gıda sanayinde diğer yağlara göre ucuz olması sebebiyle sıklıkla kullanılmaktadır. Pişirme yağı olarak, çeşitli hazır gıdalarda kullanılmakta olup, FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü) ve WHO'nun (Dünya Sağlık Örgütü) ortak kuruluşu olan uluslararası CODEX Allimentarius Komisyonu tarafından, 17 yemeklik yağ çeşidinden biri olarak da kabul edilmektedir. GİMDES "palm yağına" ve "palm yağının" kullanıldığı ürünlere diğer kritik noktaları sağlamak şartıyla sertifika vermeye devam edecektir" dedi.
İHA