Abdülhamid’in emriyle idam gerçekleşmiş; Seniha Sultan da Mahmud Paşa’nın acısıyla kavrulmaktadır… Haremde bir başka “yangın” da Naime’nin yüreğine düşer: Kemalettin Paşa tutuklanmıştır! Üstelik Paşa, kendisine karşı intikam ateşiyle tutuşan azılı bir suçluyla aynı koğuştadır!
Yine de hayat devam etmekte, Devlet işleri yürümektedir… Abdülhamid petrol arazilerinin tümünü adeta kamulaştırırken, Hazine-i Hassa’ya alırken, Parvus onun bu hamlesiyle çılgına döner… Karaso ve Herzl’la birlikte olur ve Payitaht'taki gençleri Abdülhamid’e karşı kışkırtarak Yıldız Sarayı’na yürümelerini sağlar.
Parvus’un Abdülhamid’in bazı gençleri zehirlettiği haberini dünyaya yaymak için korkunç bir planı vardır! Abdülhamid yüzlerce gencin hastanelik olmasının ve bazılarının hayatlarını kaybetmesinin ardındaki gerçeği araştırır ve doktorlardan bunun nedeninin kolera salgını olduğunu öğrenir. Abdülhamid, bir yandan salgınla başa çıkmaya, insanların hayatını kurtarmaya çalışırken, bir yandan da, uzun zamandır şüphelendiği Gerfand’ın (Parvus) gerçek kimliğini ortaya çıkarmak için, ailesini İstanbul’a getirtir.
Öte yanda, Hatice, zindana atıldığı için Paşalık vazifesinden ve Naime’den ayrılmak durumunda kalacak olan Kemalettin’le birlikte kaçıp gitmek için hazırlıklarını yapmaktadır.