14 Mart Tıp Bayramı’nda Taksim’deki Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakmak isterken polis saldırısına uğrayan Dr. Erdinç Köksal da basın toplantısında konuştu.
Türk Tabipler Birliği tarafından düzenlenen toplantıda 14 Mart Tıp Bayramı’nda Taksim’deki Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakmak isterken polis saldırısına uğrayan Dr. Erdinç Köksal da basın toplantısında söz aldı. Köksal, “Çelengimizi bırakmak istediğimizde karşımızda bir polis duvarı vardı. Beyaz önlüklü hekimler, gencecik polisler ile karşı karşıya getirildi. 64 yıllık meslek hayatımda beyaz önlüğüm ilk defa çamura bulandı. Bu kötü anıyı hatırlatması için, bu günlerin ibret vesilesi olması için çamura bulanmış beyaz önlüğümü İTO’ya hediye ediyorum” dedi. İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip de söz konusu saldırının önlüğünün beyazına sahip çıkan tüm hekimlere dönük olduğunun altını çizdi ve Dr. Erdinç Köksal’a yeni beyaz bir önlük hediye etti. Taksim’deki polis saldırısının ardından ülkenin dört bir yanında binlerce telefon, mesaj ve çiçek aldığını aktaran Köksal, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın da kendisini aradığını; TTB’nin, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının taleplerini bizzat Sağlık Bakanı’na ilettiğini de söyledi. Köksal, “Biz arkamızda dimdik ayakta duran, beyaz önlüğüne sahip çıkan, mesleğinin onurunu koruyan bir hekim nesli bırakmışız. Bu beyaz ordu, halkın sağlığını asırlarca korumaya devam edecektir” diye konuştu.
“Önlüğümüzün Beyazıyla Hakkımız Olanı Alana Kadar Vazgeçmeyeceğiz”
Türk Tabipleri Birliği çabalarının görünmediğini belirten TTB yetkilileri, şunları söyledi, “Emek, özlük hakları ve toplum sağlığı mücadelemiz her geçen gün büyüyüp sahiplenildikçe sorumluluğunu yerine getirmesi gerekenler ne yazık ki haklılığımızı görünmez kılacak, farklı algılanmasını sağlayacak her türlü akıl oyununu yürütmek için çaba göstermektedir. Halbuki bu çaba hekimlerin ve toplumun mutluğu için kullanılsa, sağlıklı bir toplum için de bir adım atılacaktır. Türkiye ve Dünya çok büyük bir salgın sürecinden geçmektedir. Kovid-19 aşısına kadar her 30 dakikada bir sağlık çalışanını bu enfeksiyondan kaybettik. 14 Eylül 2020 yılına kadar dünyada Kovid-19 vakalarının %14’ü yani yaklaşık 5 milyonu sağlık çalışanıdır ve her geçen gün bu sayı artmaktadır. Türkiye, sağlık çalışanı-hekimlerdeki Kovid-19 kaynaklı hastalık ve ölümlerde en kötü ülkelerden birisi olmuştur. Kötü pandemi politikalarına rağmen büyük bir fedakârlık gösteren bizlere yönet(e)meyenlerin hürmetsizliği her geçen gün o kadar artmıştır ki en sonunda bizlere “Giderlerse gitsinler”, “Gidişleri olsun da dönüşleri olmasın” dahi diyebilmişlerdir. Bir kez daha bilinmesini isteriz ki yönet(e)meyenlere terk etmeyecek kadar değerli gördüğümüz sağlık mücadelesi için en zor şartlarda buradaydık; bundan sonra da burada olacağız”
“Emek Bizim Söz Bizim”
“Her türlü zor şarta rağmen çalışan bizler emeğimizi, hakkımızı sorduğumuzda ise almadığımız maaşları alıyormuşuz gibi gösterilmiş; reklam duyuruları gibi “14 Mart’ı bekleyin” oyalamaları denenmiştir. Bilinmesini isteriz ki emeğimiz de kimsenin oyuncağı değildir ve boş vaatlere sabrımız kalmamıştır. Bizleri değersizleştiren, emeğimize hürmetsizlik edenlere en güzel cevap 14-15 Mart 2022 tarihlerinde, yakın tarihin en yoğun katılımlı G(ö)REV’i ile verilmiştir. “Emek Bizim Söz Bizim” eylem sürecini tüm odalarımız ve sağlık emek örgütleriyle başlatırken, mücadelede uzun bir sürece girdiğimizin farkındaydık. Bizleri küçümseyen, hakir görenlerin de haklarımızı eninde sonunda alacağımızın farkında olmasını tavsiye ederiz. Salgında yaptığınız gibi burada da gerçeği yok saymak, görünmez kılmak için algı oyunları yapmayın. Unutmayın; “Gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)v