Anne karnında 37. gebelik haftasını tamamlamadan doğan bebekler ‘prematüre bebekler’ olarak adlandırılıyor. Dünyada her yıl kabaca 140 milyon bebek doğuyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; bu bebeklerin 15 milyonu zamanından önce dünyaya ‘merhaba’ diyor. Türkiye’de de canlı doğan bebek sayısı 2020 verilerine göre; 1 milyon 112 bin 859 iken ‘prematüre bebek’ oranı da yaklaşık yüzde 15 civarında oluyor. Diğer bir deyişle, ülkemizde her yıl yaklaşık 167 bin bebek ‘prematüre’ olarak dünyaya geliyor.
Yüreklere su serpen haber ise son 20 yılda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, neonatoloji (yeni doğan bebek bakımı) dalındaki gelişmeler sayesinde artık pek çok prematüre bebeğin yaşama oranlarında büyük artış görülmesi. Öyle ki 30 haftadan sonra doğan her 10 bebekten 8’inde uzun süreli sağlık veya gelişim sorunları, zamanında doğmuş bebeklere benzer seyrediyor. Ayrıca bundan 15 yıl önce 23-24 gebelik haftasında dünyaya gelen prematüre bebeklerin yaşam şansları hiç yok iken günümüzde 23 gebelik haftasında doğan bebeklerin bile üçte birinin ciddi problemler yaşamadan büyüdükleri gözlemleniyor.
Dr. Murat Aydın, bebekler zamanından ne kadar erken doğarlarsa ve ağırlıkları ne kadar düşükse buna paralel olarak sağlık problemleri yaşama risklerinin de o kadar çok arttığına dikkat çekerek, “Prematüre bebekler dış dünyaya adapte olurken vaktinde doğmuş bebeklere göre çok daha fazla zorlukla karşı karşıya kalırlar. Tıp dünyasındaki gelişmeler prematüre bebeklerdeki yaşama şansını büyük oranda artırsa da, erken doğumun önlenmesi için anne adaylarının rutin kontrollerini ve verilen tedaviyi asla aksatmamaları gerekiyor. Ayrıca prematüre bebeklerin evdeki bakımlarında bazı kurallara dikkat etmek yaşamsal öneme sahip oluyor.” diyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Aydın, prematüre bebekler hakkında en çok merak edilen 5 soruyu yanıtladı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Hangi Faktörler Erken Doğuma Yol Açıyor
Prematüre doğumların nedenini bilmek her zaman mümkün olmasa da, annenin hayatını tehdit edecek bir durum söz konusu olduğunda, sıklıkla erken doğumun tetiklendiği biliniyor. Annede gelişen enfeksiyonlar, rahimde kanama veya diğer problemler, ikiz veya üçüz gibi çoğul gebelikler, annede hamilelik sırasında gelişen diyabet, yüksek tansiyon, kalp ya da böbrek hastalıkları gibi problemlerin yanı sıra hamilelik sürecinde sigara içmek, alkol tüketmek, stres ve fiziksel travma yaşamak, erken doğumu tetikleyen faktörler arasında bulunuyor.
Erken Doğum Riskinde Nasıl Bir Süreç İşliyor
Erken doğum tehdidi olan anne adaylarının çok yakın takip edilmeleri gerekiyor. Dr. Murat Aydın, annenin ve bebeğin sağlık durumlarını riske atmayacak şekilde hamileliği olabildiğince sürdürmenin son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “Çünkü anne karnında geçirilen ilave her bir gün, her hafta bebeğin hayatta kalma şansını arttırıyor. Dolayısıyla bu durumda yenidoğan uzmanı ve kadın doğum uzmanı süreci birlikte takip ediyor ve mümkünse ilaç ile cerrahi yöntemlerle erken doğum riskini azaltıyorlar. Eğer erken doğum kaçınılmazsa ise 23-35 gebelik haftası arasındaki anne adaylarına uygulanan steroid tedavisi, doğacak prematüre bebeğin solunum sıkıntısı ve beyin kanaması riskini azaltıyor, hayatta kalma şansını belirgin oranda artırıyor” diye açıklıyor.
Prematüre Bebeklerde Hangi Sağlık Problemleri Meydana Geliyor
Prematüre bebekler zamanında doğmuş bebeklere göre hastalıklara karşı daha fazla risk altındalar. Uzman Dr. Murat Aydın, bebek ne kadar erken dünyaya gelmişse riskin de buna paralel olarak o kadar arttığına işaret ederek, “Ayrıca bebeğin doğum haftasından ve doğum tartısından bağımsız olarak ‘Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde yatarken yaşadığı sorunlar da uzun dönem sonuçları çok etkiliyor. Respiratuvar Distres Sendromu, kronik akciğer hastalığı, prematüre retionopatisi, kafa içi kanamalar, sindirim sistemi problemleri, kalple ilgili problemler prematüre bebeklerde oldukça sık görülüyor. Uzun dönemde de görme ve işitme problemleri, öğrenme güçlüğü, konuşma problemleri ile serebral palsi gibi nörolojik problemler gelişebiliyor.” diyor. Dr. Murat Aydın, bu nedenle yüksek riskli prematüre bebeklerin yenidoğan uzmanı, nöroloji uzmanı, çocuk gelişim uzmanı, oftalmolog, odyolog, konuşma terapistleri ve fizyoterapistlerle beraber multidisipliner olarak izlenmeleri gerektiğini sözlerine
ekliyor.
Prematüre Bebeklerde İzlenen Protokol Nedir
Prematüre bebeklerin takip ve tedavileri için uluslararası rehberlerin, ülkemizin verileriyle ve imkanlarıyla birlikte değerlendirilerek oluşturulmuş, Türk Neonatoloji Derneği tanı ve tedavi protokolleri mevcut. Dr. Murat Aydın, prematüre bebeklerin tedavi ve takiplerinin bu protokollerden faydalanılarak yapılsa da her bebeğin farklı değerlendirildiğini belirterek, “Tıpta klasik olan ‘Hastalık yoktur, hasta vardır’ tabiri bizim prematüre bebeklerimiz için de geçerli. Önemli olan, bebeğin mümkünse yenidoğan hekiminin olduğu güvenli ellerde doğması ve büyümesidir” diyor. Her bebeğin hastaneden farklı sürelerde taburcu olduğunu hatırlatan Dr. Murat Aydın, şöyle devam ediyor: “Taburculuğun belli bir günü, haftası yoktur. Bebekler kendi kendine nefes alıp vermeye başladıklarında ve solunum sıkıntısı olmadığında, vücut ısısını koruduklarında, meme veya biberonla beslenebildiklerinde ve düzenli olarak kilo aldıklarında eve gitmeye hazırdırlar.” dedi.
Preamatüre Bebeklerin Evdeki Bakımında Nelere Dikkat edilmedi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Aydın, prematüre bebeğinizin evdeki bakımında dikkat etmeniz gereken kuralları şöyle sıralıyor:
- Bebeğinizin odası sessiz ve güneş alan bir ortamda olmalı.
- Oda sıcaklığının 24-26° derecede olmasına dikkat edin.
- Gereksiz eşyalardan ve pelüş oyuncaklar gibi toz tutan materyallerden kaçının.
- Odanın zemininin yumuşak malzemeden kaplanmış olmasına özen gösterin.
- Halı kullanımı önerilmiyor. Eğer kullanacaksanız antialerjik ve ince bir halı tercih edin.
- Aydınlatma için bebeğin gözüne doğrudan gelmeyecek ve az ışık veren gece lambalarını tercih edin.
- Standartlara uygun şekilde yapılmış, kurşunsuz ahşap boya kullanılmış, sabit parmaklığa sahip ve kenar aralıkları 8 cm’yi geçmeyen karyolaları tercih edin.
- Ani Bebek Ölümü Sendromu’nu önlemek için yatağının yumuşak olmamasına ve karyola ile arasında boşluk kalmamasına özen gösterin.
- Kenar yastıkları kullanmayın, zira bu tarz objeler Ani bebek Ölümü Sendromu’na neden olabiliyor.
- Yastık kullanımı ilk bir yıl önerilmiyor.
- Bebeğinizi yakından izleyebilmek için ilk bir yıl aynı odada kalmaya özen gösterin.
- Pamuklu ve terletmeyen kıyafetleri tercih edin, tüylü ve kalın kıyafetler giydirmeyin.
- Giysileri aldıktan sonra bebekler için uygun olan sabun tozu veya bebek deterjanıyla yıkayın.
- Enfeksiyöz ve alerjen ajanların engellenmesi için ütülenmeden hiçbir giysi giydirmeyin.
- Bebeğiniz evde üşümemeli ve terlememeli. Evde ısı stabilitesini sağlayacak şekilde giydirin.