Suriye krizine kalıcı çözüm bulmak amacıyla Türkiye ve Rusya'nın öncülüğünde Astana'da yapılması planlanan görüşmeleri değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, "Bu mühim bir aşmadır. Meselenin artık barış ve diplomasi yoluyla çözülmesi yoluna girilmiştir. Bu zeminin diplomasi ve siyaset yoluyla devam ettirilmesi ve değerlendirilmesi gerekiyor. Elbette gidilecek yol dikensiz bir gül bahçesi değil, çünkü beş yıllık bir savaştan sonra barış yapılmaya çalışılıyor. Bunun tabii zorlukları olacak" dedi.
2011 yılından bu yana süren Suriye iç savaşına kalıcı çözüm bulmak amacıyla 23 Ocak'ta Kazakistan'ın başkenti Astana'da yapılması planlanan görüşmelere ilişkin Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Mustafa Sıtkı Bilgin, İHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye, Rusya ve İran'ın bir araya gelerek Suriye krizinin çözümü konusunda önemli bir kapı açtıklarına dikkat çeken, M. Sıtkı Bilgin, "Elbette ki bu üç ülkenin farklı bakış açıları vardır. Bu farklı bakış açıları bir yana barış inisiyatifi ve talebi şu anda hepsinin üstünde gözüküyor. Dolayısıyla bu barış siyasetinin aşama aşama başarılı olacağını düşünüyorum. Suriye'de sağlanacak bir barışın Orta Doğu genelinde bir barışa yol açacak önemli bir potansiyele sahip olduğu kanaatindeyim. Yoksa Suriye'nin, Orta Doğu'nun Vietnam'ı olma durumu vardır. Bu durumdan da bütün bölge ülkelerin zarar gördüğünü bu beş yıllık süre içerisinde gördük" diye konuştu.
"Halep'in tahliyesiyle barış sürecine gidilmiş oldu"
5 yıllık süreçte ne muhalefetin ne de rejimin Suriye'deki krizden bir fayda görmediğinin altını çizen Mustafa Bilgin, Astana'da yürütülecek olan barış sürecinden ümit var olabilmek için sebepler olduğunu belitti. Halep'te sağlanan ateşkes sonrası bölgeden tahliyelerin gerçekleştirilebildiğini hatırlatan Bilgin, "Halep'te masum siviller, çocuklar bombardımanlarla ve savaş sırasındaki katliamlarla yok edilirken bu barış süreci sayesinde Halep'in tahliyesi gerçekleşti ve o konuda arzu edilen netice sağlandı. O bir işaretti. Barış sürecine de zaten Halep'in tahliye süreciyle gidilmiş oldu" açıklamasında bulundu.
"Barış için güçlü bir zemin var"
Bölgesel açıdan Suriye'de barışın sağlanmasında sadece Rusya, Türkiye ve İran'nın değil, bölge ülkelerinden de talep olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bilgin, "Bu mühim bir aşmadır. Barış için güçlü bir zemin var. Bu zeminin diplomasiyle ve siyaset yoluyla devam ettirilmesi ve değerlendirilmesi gerekiyor. Elbette gidilecek yol dikensiz bir gül bahçesi değil. Çünkü beş yıllık bir savaştan sonra barış yapılmaya çalışılıyor bunun tabii zorlukları olacak. Burada önemli olan sahadaki çoğunluğun bu barış istediğini göstermesi, bunun da bölge ülkeleri tarafından desteklenmesi; dolayısıyla ben barış için güçlü bir zemin görüyorum. Bu uzun bir süreç siyasi ve diplomatik formülasyon bu formülasyonun zaman ve zemine uygun bir şekilde icra edilmesi lazım" dedi.
"Suriye'de barış ne kadar erken sağlanırsa o kadar Türkiye'nin menfaatinedir"
Bilgin, Suriye krizinden güvenlik, ekonomik, stratejik ve siyasi anlamda etkilenen ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğine ve Suriye'de olası bir barışın Türkiye'nin menfaatine olacağını ifade ederek şunları söyledi:
"Türkiye, Suriye ile yaklaşık 900 kilometre bir sınıra sahip. Dolayısıyla Suriye krizinden en çok etkilenen ülkelerden biri de Türkiye oldu. Türkiye'nin arzusu bir an önce Suriye'de barışın, istikrarın sağlanması ve en azından Türkiye'nin Suriye'den kaynaklanan güvenlik ve mülteciler gibi problemleri en aza indirgemesi noktasında olası bir barış tabii ki Türkiye'ye faydalı olacaktır. Suriye'de malum beş yıllık bir savaştan sonra bu bölgelerin yeniden imar olması gerekecek, yeni ekonomik ve ticari olanaklar açılacak. Dolaysıyla Türkiye bütün bu noktalarda etkili bir ülke olacaktır. Onun için Suriye'de barış ne kadar erken sağlanırsa o kadar Türkiye'nin menfaatinedir. Türkiye'nin de zaten yapmaya çalıştığı bu barışın bir an önce oluşmasını, gerçekleşmesini sağlamak."
Neden Astana?
"Görüşmelerin neden Astana'da yapılması kararlaştırıldı? Genelde bu tür diplomatik görüşmelerin Batılı devletlerin öncülüğünde Avrupa ülkelerinde müzakere edildiğini görüyoruz. Görüşmelerin Astana'da yapılacak olmasının herhangi bir önemi var mıdır?" sorusunu Prof. Dr. Bilgin, "Normalde bu tür diplomatik, siyasi görüşmeler; İsviçre'de, Norveç'te Avrupa'nın "tarafsız" ülkelerinde" yani Anglosakson hakimiyetinin geçerli olduğu ülkelerde yapılır. Suriye görüşmelerinin Astana'da yapılacak olması ise birkaç açıdan önemli; öncelikle burada küresel sistem de bir mesaj var. Şöyle bir mesaj da veriliyor; "uluslararası bir düzen sağlanacaksa, barış sağlanacaksa burada sadece tek sistem, tek yol Anglosakson hakimiyetinde bir barış değil, bu aynı zamanda yeni bir küresel siyaset inisiyatifin olduğu da gösteriyor. Çok kutuplu bir dünyaya gidilen süreçte Rusya'nın böyle bir rol oynama arzusu var. Bu görüşmelerin Astana'da olması yeni bir küresel barış sistemi ve yeni bir küresel inisiyatif oluşturma bakımından önemli. İkincisi, Kazakistan hem Rusya ile hem de Türkiye ile çok yakın ilişkileri olan bir ülke. Üçüncüsü de, neticede barış bölgede yani Asya bölgesinde gerçekleşiyor. Dolayısıyla Asya'da bir sorun varsa, bölgede bir sorun varsa bu bölgesel güçlerin inisiyatifinde çözülür" şeklinde cevapladı.
İHA