Prof. Dr. İsmail Kara, 9. Kitap Fuarı'nda "Cumhuriyet Türkiye'sinde bir mesele olarak İslam" onulu söyleşi gerçekleştirdi.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. İsmail Kara, 9. Kocaeli Kitap Fuarına konuk oldu. "Cumhuriyet Türkiye'sinde bir mesele olarak İslam" konulu söyleşi gerçekleştiren Prof. Dr. Kara, geniş bir perspektifteki anlatımıyla Türkiye'deki din meselesini 1919'dan itibaren günümüze kadar ele aldı. Prof. Dr. Kara, "İslam dünyasındaki modernleşme teşebbüsleri aslında modernleşme ile din arasında bir yakınlaşma arıyor. Yani İslam'dan vazgeçmeden modernleşmek istiyor" dedi.
Prof. Dr. Kara'nın Yahya Kaptan Salonu'nda gerçekleştirdiği söyleşiyi okurlar ilgiyle izledi. Konuşmasının başında batı ve İslam dünyası arasındaki dini tecrübeleri ele alan Prof. Dr. Kara, modern düşüncenin batı tecrübesinde, dine mesafeli olduğunu söyledi. Bu durumun İslam tecrübesinde ise farklı olduğunun kaydeden Prof. Dr. İsmail Kara, "İslam dünyasındaki modernleşme teşebbüsleri aslında modernleşme ile din arasında bir yakınlaşma arıyor. Yani İslam'dan vazgeçmeden modernleşmek istiyor. Bunun tarihi de Cumhuriyet'ten çok önce 2-2,5 asıra kadar uzanır" ifadelerini kulladı. Prof. Dr. Kara, İslam dininin bir problem alanı haline gelişinin esas sebebini de söz konusu modernleşme ve yakınlaşma ilişkisine bağladı.
İlgiyle izlenen söyleşide Prof. Dr. İsmail Kara, İslam meselesinin Cumhuriyet döneminde geçirdiği serüveni verdiği örnekler ve tarihi bilgiler ışığında ele aldı. Prof. Dr. Kara bu dönemi iki bölüme ayırarak özetledi. Birinci bölümü 1919- 3 Mart 1924 dönemi olduğunu kaydeden Prof. Kara, "Buna erken Cumhuriyet dönemi deniyor. 1919-1924 arası aslında din-siyaset ilişkileri İslam açısından Osmanlı modernleşmesinin beklenebilir bir devamıdır. Meclisin dualar ve Cuma namazının ardından açılması ya da meclisteki ayet-i kerime buna örnektir" şeklinde konuştu.
Cumhuriyet döneminde İslam meselesindeki kırılmanın 3 Mart 1924 ile başladığının anlatan Prof. Dr. Kara şöyle konuştu; "Bu dönemde Halifelik kalkıyor, medreselerin kapatılmasının önü açılıyor. Din eğitimi büyük ölçüde ortadan kaldırılıyor. Şerriye ve evkaf vekaleti bakanlıktan genel müdürlük düzeyine indiriliyor. Dini vakıflar dini kimliğinden soyutlanıyor, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlanıyor. Dini alanda ilgili olan bütün unsurlar neredeyse ya ortadan kaldırılıyor, ya aşağıya indiriliyor ya da biçimsizleştiriliyor. Bu yıllarda İslam meselesinin problemlerinin arttığını, derinleştiğini ve bugünkü problemlerimize kaynaklık ettiğini görüyoruz."
Söyleşinin ikinci bölümünde ise Prof. Dr. Kara, 1924'ten günümüze kadar olan dönemde değişmeyen kalın çizgilere vurgu yaptı. "Dinle ilgili bütün meseleler hem mevzuat, hem de uygulama olarak muğlak ve müphem bırakılmıştır" diyerek birinci kalın çizgiye dikkat çeken Prof. Dr. Kara, "Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı dini mi, laik mi bir kurumdur? Bu sorunun cevabı yoktur. Dışarda vatandaşa sorduğumda insanlar bize dini kurum der. Esasta böyle değil. Dini kurum tarafı var tabi. Ana sorunun cevabı yok. İmam Hatipler, İlahiyat Fakülteleri dini mi, laik kurumlar mı? Bunun da cevabı yok. Ayasofya 1934'te müze yapılıyor. Ayasofya Camii diye bir kurum yok. Medreseleri hukuken bakanlık kapatmıyor. Mevzuatın, muğlak ve müphem olarak kullanılması yerine göre kullanılmıştır" diye konuştu.
Prof. Dr. Kara, Cumhuriyet dönemindeki İslam meselesinin değişmeyen damarının ise dış irtibatlara yönelik dini düşüncelere karşı takınılan hassas tavır olduğunu söyledi. "Türkiye kendi içinde din meselesinin öneminin farkındadır ve buraya dış müdahalelere açık alanların olması konusunda Osmanlıdan devraldıkları bir hassasiyeti göstermişlerdir" diyen Prof. Dr. Kara, "1924'ten sonra siyasi merkez dini alanı dar bir alana alıyor. Aynı zamanda misyoner hareketlerine karşı titiz bir takip gösteriyor. Bu hareketlerin yer bulmasını kesinlikle benimsemiyor ve mücadele ediyor. Misyoner okulların hâkimiyeti Osmanlı'dan daha da fazla kontrol altına alınmıştır" diyerek sözlerini bitirdi. Prof. Dr. Kara söyleşinin sonunda izleyenlerden gelen sorulara yanıt verdi.
Prof. Dr. Kara daha sonra Kitap Fuarı'ndaki standında okurları için kitaplarını imzaladı.
İHA