Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Üstündağ, "61 bin hastamız böbrek yetersizliğinde ve her an inme ve kalp krizi riskiyle karşı karşıya. Bu risklerden arındırmak diyaliz tedavisiyle tam mümkün olmuyor. Böbrek nakli aslında bunun en seçkin tedavisi ama Türkiye'de kadavradan bağış çok çok az" dedi.
3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası nedeniyle organ bağışının arttırılması ve organ bağışı bilincinin geliştirilmesi amaçlarıyla Edirne İl Sağlık Müdürlüğü,İl Ambulans Komuta Kontrol Merkezi Eğitim Salonunda basın toplantısı gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Sedat Üstündağ, Türkiye'de en fazla böbrek hastasının organ bağışı beklediğine dikkat çekerek, "Türkiye'de 2015 sonu itibariyle 57 bin tane hemodiyaliz hastamız var. 4 bin peliton diyaliz hastamız var. 61 bin tane potansiyel hastamız var. Böbrek bağışçılığı çok yüksek oranda olmadığı için ümitler az oluyor. 22 bin böbrek nakli bekleyen insan var. Daha güncel bir rakam böbrek nakli bekleyen insan 30 bine yaklaştı. Bağışlar hızlansa bu rakamlar artacaktır. İnsanların ümidi olmadığı için bekleme sıralarına yazılmıyorlar. İnsanların geçen sene yaklaşık bin birey hiç diyalize girmeden yaşamlarını devam ettirebildiler. 2 bin 200 kişi de bekleme listesindeki diyalize giren hastalar böbrek alabildiler. Geçen yıl bu havuza 10 bin hasta eklendi" dedi.
Gece idrara çıkmanın bir böbrek hastalığı belirtisi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sedat Üstündağ, "Ülkemiz kronik böbrek hastalığı yaygınlığı açısından dünyada en yaygın olan hastalıklardan biri. İl defa 2009 yılında Türkiye'de bu sayı araştırıldığında her 6 erişkinden birinin kronik böbrek hastası olduğu ortaya çıktı. Yaklaşık 8 milyon birey kronik böbrek hastası. Kronik böbrek hastalığı teşhisi hasta ve hekim açısından pek kolay değil. Zaman içerisinde böbrek fonksiyonları yavaş yavaş bozulduğu için hasta kan değerleri bozulsa dahi vücut bir takım adaptasyonlar geliştiriyor. Gece idrara çıkmak böbrek hastalığı belirtisidir. Hasta bunun böbrek hastalığı sonucu gelişeceğini bilmediği için böbrekle ilişkisini kuramıyor. Halsizlik, çabuk yorulma, merdiven çıkarken nefes darlığı, çarpıntı, bacaklardaki ödem, idrarın renginin değişmesi böbrek hastalığı bulgularıdır" şeklinde konuştu.
"61 bin hastamız böbrek yetersizliğinde ve her an inme ve kalp krizi riskiyle karşı karşıya"
Böbrek bağışının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Sedat Üstündağ, "Önümüzde çok büyük bir sorun var. 61 bin hastamız böbrek yetersizliğinde ve her an inme ve kalp krizi riskiyle karşı karşıya. Bu risklerden arındırmak diyaliz tedavisiyle tam mümkün olmuyor. Böbrek nakli aslında bunun en seçkin tedavisi ama Türkiye'de kadavradan bağış çok çok az. 20 binin üzerinde listede böbrek hastası var ama yaklaşık 500 kişi bağış yapıyor. İspanya'da böbrek bağışı milyonda 30'ken Türkiye'de yüzde 4-5'lerde kalıyor" dedi.
Tek böbreğin hayat kurtardığını belirten Prof. Dr. Sedat Üstündağ, "Kadavradan, bağışçıdan 2 böbrek alınır ama bir böbrek hastaya yeter. Böbrek en çok yedekli olan organdır. Bir böbreği değil diğer böbreğin yarısı da alınsa, kişi obezite, sigara, şeker, aşırı alkolden uzak bir yaşam yaşasa, yormasa böbreğini, proteini çok tüketmese önemli bir sorun olmaz" diye konuştu.
Kentte organ nakil merkezi olduğunu ifade eden Edirne İl Sağlık Müdürü Dr. A. Muhsin Kişioğlu ise, "2015-2016 yılında bin 600 kişi bağış yaptı. Edirne organ bağışında Türkiye'de ilk 10'da yer alıyor" dedi.
Toplantının sonunda annesinin organlarını bağışlayan bir kadına, böbrek nakli olan kadın çiçek vererek organ bağışına dikkat çekti.
İHA