Restoran Ve Cafe İşletmeleri Daha Çok Açık Alan İstiyor

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 24 No'lu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Necmi Göçtü, Mersin'in iklimi gereği restoran,...

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 24 No'lu Lokanta, Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Necmi Göçtü, Mersin'in iklimi gereği restoran, pastane, kafeterya gibi hizmet sektörüne yönelik mekanların açık alanlara ihtiyacı olduğunu ifade ederek, belediyeden açık alanların kullanımı konusunda daha fazla tolerans beklediklerini söyledi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Göçtü, MTSO 24 No'lu Meslek Komitesi bünyesinde restoranlar, cafeler, pastane ve yemek fabrikalarının bulunduğunu, 400'ün üzerinde üyeye sahip olduklarını belirtti. Özellikle yaz aylarında bu sektör grubunun müşterilerini ağırlarken geniş açık alanlara ihtiyaç duyulduğunu anlatan Göçtü, "Mersin'de iklimi gereği balkonsuz ev, bahçesiz restoran düşünülemez. Bu nedenle daha çok açık alana ihtiyacımız bulunmakta" dedi.

Bu işletmelerin işyeri açarken apartman sakinleriyle anlaştıklarını ve apartmanların kullanım alanı olan açık alanın tamamını kullanmak istediklerini kaydeden Göçtü, "Örneğin apartmanın bahçe mesafesi 8 metre olmasına rağmen biz işletmemizin sınırlarını 5 metreye çekmek durumunda kalıyoruz. Oysa bu alanların bizlere kullandırılması istihdama da doğrudan katkı sağlayacaktır. Çünkü hizmet sektörü emek yoğun bir sektör ve vasıfsız elemanların en çok istihdam edilebileceği sektörler de restoranlar, pastaneler, cafelerdir. En küçük bir çay bahçesinde dahi 25-30 kişi çalışıyor. Mersin'de eğitimsiz insanların çalışabilmesi adına çok büyük bir kaynak oluşturuyoruz. Şehri de rahatsız etmeyeceğimiz bir yapılanmayla ortak bir noktada buluşabileceğimize inanıyorum. Bizler bir kentin oturma odasıyız, misafir salonuyuz. Bunun için biraz daha korunmaya ihtiyacımız var" diye

konuştu.

"Girdi maliyetlerimiz mutlaka azaltılmalı"

Girdi maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle de sıkıntı yaşadıklarını kaydeden Göçtü, bu maliyetlerin başında et fiyatlarındaki artışın geldiğini söyledi. Son dönemlerde et fiyatlarında yüzde 30'lara varan artışların devam ettiğini vurgulayan Göçtü, maliyetler artsa da piyasa koşulları nedeniyle bunları fiyatlara yeterince yansıtamadıklarını ve kar marjlarının ciddi ölçüde azaldığını söyledi. Ülke olarak et yetiştiriciliği noktasında mutlaka çözüm üretilmesi gerektiğine değinen Göçtü, aksi halde kaçak et kesimlerinin çoğalacağına işaret etti. Kaçak etin ardından kaçak alkol konusuna da değinen Göçtü, "Mersin'de son dönemlerde kaçak içiler nedeniyle yaşanan ölümler restoranlara mal edilmek isteniyor. Bu durum bizim işletmelerimizin adının karalanmasından başka bir şey değildir. Bu ölümlerin tamamı piyasadan ucuz alkol temin edilme çabası sonucu olmuştur. İşletmelerimizin tamamı alkol alımlarını direk distribütör firmalardan ya da ulusal zincir marketlerden gerçekleştirmektedir" ifadelerini kullandı.

"Vasıflı işçi bulmakta zorlanıyoruz"

Vasıflı içli bulma konusunda da sıkıntılar yaşadıklarını kaydeden Göçtü, Mersin'in bu açıdan çok şanslı bir kent olmasına rağmen bu şansı iyi değerlendiremediklerini anlattı. Mersin'de bir tane turizm meslek lisesi ile bir de turizm yüksekokulu bulunduğunu hatırlatan Göçtü, "Ancak öğrencilerin büyük bölümü staj için dahi şehir dışını tercih ediyor. Bizim yapmamız gereken bu öğrencilerden stajyer kabul edip öğrencilerin Mersin'de kalmasına katkı sağlamak olmalı. Bu sayede önümüzdeki süreçte sektörümüzün hizmet kalitesinin artmasına da katkı sağlamış oluruz" şeklinde konuştu.

Sektörün önündeki en büyük tehlikelerden bir tanesinin de kira fiyatlarındaki artışlar olduğunun altını çizen Göçtü, özellikle alışveriş merkezlerinde kiraların döviz cinsinden belirlenmesinin sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Son dönemlerde döviz kurlarındaki aşırı yükselme nedeniyle özellikle AVM'ler içinde faaliyet gösteren işletmelerin ayakta kalmakta zorlandığına dikkat çeken Göçtü, "Unutulmamalı ki bu tür işletmelerin kendisini yenileyebilmesi, daha iyi hizmet verebilmesi için para kazanması gerekir. Oysa artan girdi maliyetleri ve kira ücretleri nedeniyle bırakın kendisini yenilemeyi ayakta kalmakta dahi zorlanır hale gelmişlerdir. Sorun AVM'lerden çıktı ve AVM dışında faaliyet gösteren işletmelerin kiralarına da yansımaya başladı. Çok yüksek bedellerle karşılaşıyoruz. Bu duruma mutlaka çözüm üretilmelidir. AVM'ler içindeki işletmelerin sözleşmelerine göre ödemekle yükümlü oldukları asgari aylık kira bedelleri ortalaması hasılatın yüzde 30'larına karşılık gelmeye başladı. Hatta bazı kira/ciro oranlarının bu rakamların üzerinde olduğunu söyleyebilirim. Sözleşmenin imzalandığı tarihte öngörülen hasılat üzerinden yüzde 8 olarak belirlenen kira bedeli, yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasi olaylar karşısında çok yüksek bir orana ulaşmıştır" ifadelerini kullandı.

Sektör olarak yemek fişleri ve kartlarına yönelik sıkıntılar da yaşadıklarını ifade eden Göçtü, "Yemek fişleri ya da kartlarına yönelik yaptığımız anlaşmalarda KDV sıkıntısı yaşıyoruz. Yemek sektöründe KDV oranları yüzde 8 olmasına rağmen, yemek fişi ve kartları için kestiğimiz hizmet bedellerinde KDV oranı yüzde 18. Aradaki farkı ise işyeri sahibi cebinden ödemek durumunda kalıyor. Bu durum, kurumlarla anlaşma yapmamızın önüne geçiyor. Daha önce bu sıkıntılarımızı dile getirmemize rağmen sonuç alamadık. Bu nedenle önümüzdeki süreçte de bu konuya yönelik çalışmalarımız devam edecek" dedi.

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.