Sağlık-Sen, Haziran ayında yaşanan ve kamuoyuna yansıyan sağlıkta şiddet olaylarını bir rapor haline getirdi. Sorunun büyüklüğünü ortaya koyup, toplumun her bir ferdi nezdinde farkındalık oluşturmak amacıyla hazırlanan rapor kapsamında, “Elbette farkındalık oluşturmanın yeterli olmadığını, kanun uygulayıcılarına da önemli sorumluluklar düştüğünün bilincindeyiz. Yasaların eksiksiz ve katı bir şekilde uygulanmasının caydırıcılık noktasında önemli bir işlev göreceği kesindir. Sağlıkta şiddet hususunda göz ardı edilmemesi gereken bir husus da sağlık çalışanları üzerinden tüm toplumu hedef almasıdır” ifadelerine yer verildi.
TOPLUMA BÜYÜK GÖREV DÜŞMEKTEDİR
Sağlıkta şiddetin, maruz kalan sağlık çalışanını doğrudan etkilediği gibi tüm vatandaşlara sunulan hizmet kalitesini de olumsuz yönde etkilediğine yer verilen açıklamada, “Herhangi bir sağlık çalışanının, ‘şiddet görürüm’ korku ve endişesiyle hareket etmesinden daha kötü bir durumun olmadığı açıktır. Sonuç olarak; sağlıkta şiddetin mazereti olmadığı gibi küçüğü-büyüğü, hafifi-ağırı ya da sözlüsü fiilisi de olamaz, olmamalıdır. Şiddet şiddettir kınanmayı, üzerine gitmeyi ve yapanın yanına bırakmamayı gerektirir. Bunlar yeterince yapılmadığı için de sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kapanmayan bir yara olarak varlığını sürdürmektedir. Bunun için de başta kamu olmak üzere toplumumuzun tüm fertlerine büyük görevler düşmektedir. Susmak, sessiz kalmak, görmezden gelmek, önemsememek bir anlamda şiddeti onaylamak anlamı taşıyacaktır ki bu durum geleceğimiz açısından çok daha büyük sorun demektir. Sağlık-Sen olarak, şiddetle mücadelenin, yasal ve kurumsal mekanizmalardan önce, ahlaki ve vicdani zeminlerde kendine yer bulması gerektiği inancındayız. Sağlık çalışanının her şeyden önce insan olduğunu, can taşıdıklarını, onur ve izzet sahibi olduklarının asla ve kata unutulmaması gerektiğini her fırsatta tekrarlıyoruz” denildi.
HAZİRAN AYINDA 16 ŞİDDET OLAYI YAŞANDI
Haziran ayında 16 şiddet olayının yaşandığına yer verilen raporda, “Bu olaylarda 19 saldırgan yer alırken, 27 sağlık çalışanı mağdur olmuştur.Bu olayların; 8’i fiili, 5’i hem fiili hem sözlü, 2’si sözlü, 1’i de taciz şeklinde gerçekleşmiştir. Şiddet uygulayanların kimler olduğuna baktığımızdaysa; 11’i bizzat hastalar, 7’sini hasta yakını, 1’ini de yönetici oluşturuyor. Saldırganlar hakkında ne tür işlem yapıldığına baktığımızda ise iç karartıcı bir tabloyla karşılaşıyoruz. Saldırganların 4’ü ifadesi alınmadan serbest bırakılırken, 5’i ifade işlemleri sonrası serbest bırakılmıştır. Bir saldırgan kamu çalışanı olduğu için görevden el çektirilirken, 9 fail de tutuklanmıştır. Şiddet olaylarının yaşandığı yerlere baktığımızdaysa; 8 vakanın hastanelerde gerçekleştiğini, 4 olayın aile sağlığı merkezlerinde yaşandığını, 4 saldırının da sahada vuku bulduğunu görüyoruz. Mağdurların kimliğine baktığımızdaysa, şiddetin adres/kimlik ayırt etmediğine tanık oluyoruz; 8 hekim, 6 acil tıp teknisyeni, 5 güvenlik görevlisi, 4 hemşire, 4 de diğer sağlık çalışanı. Haziran ayı içerisinde, geçmiş dönemlerde yaşanan bir hakaret olayında da mahkeme, hasta yakını saldırgana önce 304 gün hapis cezası vermiş, daha sonra da bu cezayı 6 bin 80 TL’ye çevirerek saldırganı adeta ödüllendirmiştir” denildi.