Gümüşhane'de kitap gönüllülerinin bir araya gelerek kurduğu Gümüşhane Kitap Kulübü üyeleri okur ve yazar buluşmaları kapsamında nakış gibi işlenen ahşap süsmeleriyle ünlü Sarıçiçek köy odalarında buluştu.
Her ay bir yazar seçerek o yazarın kitaplarını okuyan Kitap Kulübü üyeleri baharla birlikte sıcak havaları fırsat bilerek etkinliklerini kapalı mekanlar yerine geçtiğimiz yıl olduğu gibi Gümüşhane'nin tarihi ve turistik yerlerinde yapmaya başladı.
Kumral Ada Mavi Tuna ve Gelibolu eserleriyle Türk edebiyat dünyasına katkıda bulunan Buket Uzuner'i işleyen kulüp üyeleri, etkinliği Gümüşhane'nin merkeze bağlı Sarıçiçek köyündeki tarihi köy odalarında gerçekleştirdi.
Kulüp üyesi Sultan Uçar organizasyonunda gerçekleştirilen etkinlikte yazarın hayatını, eserlerini ve toplum üzerindeki etkilerini işleyen kulüp üyeleri yaklaşık 2 saat süren programın ardından geri döndü.
Organizasyon sorumlusu Uçar, 11 kişiyle gerçekleştirdikleri etkinlikte köylülerin gösterdiği misafirperverlik için teşekkür ederek, Gümüşhane'nin tarihi ve kültürel tanıtımı için bu tür programlara devam edeceklerini söyledi.
Yaklaşık 160 yıl önce usta ve çırağının yaptığı iki köy odasını Gümüşhane'de yaşayan herkesin gezip görmesi gerektiğini kaydeden Uçar, "Kulüp Başkanımız Selami Öktem ve arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımızı havalarında ısınmasıyla güzel memleketimizin turistik yerlerinde yapmaya karar verdik. Böylelikle hem gezecek, hem de okuyacağız. Aynı zamanda güzel memleketimizin de tanıtımını yapma fırsatı yakalayacağız. Çalışmalarımıza özellikle üniversite öğrencilerini davet ediyoruz. Kulübümüze katılanlar düzenli kitap okuma fırsatının yanında yaşadıkları şehri de daha yakından tanıma şansı yakalayacaklardır" dedi.
İşte Sarıçiçek köy odalarının hikayesi
Uçar, Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Sarıçiçek köyünde yaklaşık 160 yıl önce yapılan köy odalarının hikayesini ise şöyle anlattı: "Köy ağası Hacı Ömer Ağa köye gelenleri uzun kış gecelerinde misafir etmek ve dinlenmelerine imkan sağlamak amacıyla iki köy odası yapılmasını istedi. Köy odalarını yapması için yaşlı bir usta ve daha genç olan çırağı ile anlaşan Hacı Ömer Ağa odaların namına yaraşacak olmasını ve hiçbir masraftan kaçınılmamasını istedi. Bunun üzerine işe koyulan usta ile çırağı 100'er altın karşılığı odaları yaptı. Aralarında 50 metre uzaklık bulunan aynı ölçülerdeki odalar, usta ile çırağının çalışmasıyla belli bir aşamaya kadar gelir ancak iş sedir, tavan, dolap, yüklük, ocak ve kahve köşkü gibi iç düzenlemelere gelince değişir. Çırak, ustasından yardım ister. Usta, iş için aynı ücreti aldıklarını belirterek, çırağından ustalığını göstermesini ister ve odanın düzeni hakkında bilgi vermeye yanaşmaz. Bunun üzerine usta ve çırak, iki yıl süren zaman zarfında odalarına girer, ihtiyaçlarını burada görürler. Ustanın bu davranışından gururu incinen çırak kendini işine verir ve işin sonunda iki oda kapılarını köy eşrafına açar, ağaya teslim edilir. Ancak çırağın yaptığı oda, ustanın odasını kat be kat geride bırakmıştır. Bunu gören usta, "Usta iken olduk şakirt (çırak). Var biraz da sen seğirt" der ve o günden sonra hiçbir bina yapmaz, mesleğini ve köyü terk eder."
İHA