Sakarya Üniversitesi Akademik Genel Kurulu Rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas başkanlığında toplandı. Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıya Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş da katıldı.
Fethullahçı Terör Örgütü'nün darbe kalkışması sonra Sakarya Üniversitesi'nde alınacak tedbirlerin görüşüldüğü kurulda, FETÖ'nün üzerine kararlılıkla gidilmesi vurgusu yapıldı. Hayatının her döneminde darbelerle karşılaştığını ve darbelerle mücadele ettiğini dile getiren Rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas, "Bu terör örgütünün 17-25 Aralık darbe girişiminde de Sakarya Üniversitesi olarak ön alan, Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında yer alan bir üniversite olduk. Bu darbenin ertesi günü o dönemde Başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımıza fahri doktora tevcih törenindeki konuşmamı "Siz yaptıklarınızla ülke içinde ve dışında bizlerin ve halkımızın hareket alanını genişlettiniz. Bunu yaparken pek çok engelle karşılaştınız, verdiğiniz mücadele, kararlılık ve dünya lideri vizyonunuzla bu engelleri aştınız. Bundan sonra da aşacağınıza yürekten inanıyorum. Dualarımız sizinle" sözleriyle tamamlamıştım. Aynı görüşlerimi bugün de tekrar ifade ediyorum. Dualarımız sayın Cumhurbaşkanımız iledir. Ülkemizi bir kanser gibi saran bu hain terör şebekesinin sökülüp atılması için gereken tüm adımları tereddüt etmeden atmaktayız. Ülkemizin 2023 vizyonu ve hedeflerinden sapmadan birlik ve bütünlük içinde daha güzel günlere erişeceğine inancım tamdır" diye konuştu.
Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek kadroları yetiştiren eğitim kurumları olarak bugün sorumluluklarının dünden daha ağır olduğunu dile getiren Rektör Elmas "Değerlerine bağlı, omurgası sağlam, aklını satmamış analitik düşünen gençler yetiştirmek boynumuzun borcudur" şeklinde konuştu.
Toplantıda söz alan akademisyenler bu hain yapılanmanın dini değerleri kullanarak büyüdüğüne dikkat çekerek gerçek dini eğitimin önemine dikkat çektiler. Akademisyenler, "Çocuklarımızın bu tür terör örgütlerinin eline düşmemesi için, açık ve şeffaf bir eğitim sunan imam-hatiplerin ve ilahiyat fakültelerinin önemi ortaya çıkıyor" düşüncesinde birleştiler. Akademisyenler uluslararası alanda darbe girişiminden sonra yapılan propagandalara karşı akademik bir ağ oluşturmanın önemine dikkat çektiler. Genel Kurula hitap eden Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş da Sakarya'da devletin içinde yapılanmış bu hain terör örgütünün temizlenmesi için her şeyin yapılacağını belirterek bu noktada akademisyenlerin desteğinin önemine dikkat çekti.
Vali Coş, 11 Ocak 2016 tarihinde imzalanan Barış İçin Akademisyenler bildirisinin bir algı yönetimi çerçevesinde hazırlandığını, akademisyenlerin buna karşı bir algı oluşturması gerektiğini söyledi. Güvenlik kuvvetlerinin terör ile mücadelede aylarca süren operasyonlar yaptığını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin terör örgütü mensuplarının bulunduğu bir ortamda dahi hava unsurlarını kullanmadığını belirten Coş, "Bunlara rağmen bu terör örgütlerini kullanan küresel güçlerin güdümündeki uluslararası algı yöneticileri ve onların görev verdiği içimizdeki ve dışımızdaki birtakım çevreler, devletimizin yürüttüğü iç güvenlik operasyonlarına zarar vermek amacıyla akademisyenler bildirisi hazırladılar. Türkiye, bu bildiride katliam yapmakla sorumlu tutuldu. Bu bildiri bütün dünyadaki üniversitelere siyasi merkezlere basın yayın kuruluşlarına gönderildi" dedi.
Bildiriye Sakarya Üniversitesi'nin de tepki gösterdiğini kaydeden Coş, "Bu terör örgütlerinin tamamının artık küresel güçlerin politika dizayn aracı olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Akademisyenlerin bildirisinden hareketle, Türk akademisyenleri, siyasi görüşü, etnik kökeni ne olursa olsun, sadece insan haklarına, demokrasiye, hukuka inanıyorsa, milletini ve devletini seviyorsa, böyle ortak deklarasyonla devletimize milletimize yönelik vahşi kalkışmaya karşı tepkilerini ortaya koyan bir bildiriyi şiddetle kınayan ve lanetleyen bir açıklamayı akademisyenlerin yapması gerekiyor. Bu kınamanın da bütün dünyadaki algı üzerinde etkili olabilecek merkezlerle paylaşılması lazım. Dolayısıyla sizlerin bu konuda sadece eleştiri değil, düşüncelerini de yazarak, ulusal ve uluslararası topluma konunun doğru anlatması gerekir. Özellikle hain Fethullahçı terör örgütünün uluslararası kamuoyu tarafından da deşifre edilmesine katkı sağlamanız lazım. Sosyal kimlik, toplumsal aidiyet ne olursa olsun asgari müştereklerde birleşerek, bu örgütün ülkemizden temizlenmesi için fevkalade dikkatli ve duyarlı bir şekilde çalışmak zorundayız. Bu örgütten değil milletimizden korkacağız" şeklinde konuştu.