Selçuk’ta 15 Temmuz Ve Başkanlık Sistemi Konuşuldu

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Öğrenci Konseyi Başkanlığı'nın düzenlediği "15 Temmuz Sonrası Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi" konulu konferansa AK Parti...

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Öğrenci Konseyi Başkanlığı'nın düzenlediği "15 Temmuz Sonrası Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi" konulu konferansa AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk konuşmacı olarak katıldı.

Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansa Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Okka, Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut ve Prof. Dr. Hüseyin Kara, Selçuk Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Alper Selçuk, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

"Bizlere hep destek ve güç verdi"

Programın açılışında selamlama konuşması yapan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, "30 yılı aşkın süredir ağabey diye hitap ettiğim Sayın Milletvekilimiz bugün sizlere de ağabeylik yapacak. 1979 yılında İstanbul Fatih İmam Hatip Lisesi son sınıf öğrencisiyken beni talebe başkanı olarak seçmişti. O günlerden bu günlere ilgisini üzerimizden hiç eksik etmedi. Bizlere hep destek ve güç verdi. Ülkemizin böyle insanlara ihtiyacı var" diye konuştu.

"Anadolu topraklarında ayakta durmak kolay değildir"

15 Temmuz'u anlamanın yollarını tarihin önemli noktalarına yaptığı atıflarla örneklendiren AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, "1924 Anayasası'nı ve o anayasanın kabul ediliş sürecindeki Lozan'ı anlamadan, 1071 Malazgirt'i anlamadan 15 Temmuz'un ardındaki kirli aklın bizden ne istediğini anlayamayız. Anadolu topraklarında ayakta durmak çok kolay değildir. 15 Temmuz gecesi de yine iki medeniyetin hesaplaşma gecesiydi. Birisi haktan, hukuktan, adaletten yana olanların, diğer tarafta paraya tüm değerlerin mahkum edildiği bir zihniyetin mücadelesine şahit olduk. O geceyi Alparslan'ın Anadolu kapılarını açışından başlatmazsanız anlayamazsınız. Birileri bir hikaye gibi anlatmaya çalışıyor. Klasik bir işgal girişimi de değildir. Öyle basit bir konu değil. 15 Temmuz'un şifreleri Anadolu topraklarının dünyanın jeopolitik merkezi oluşunu anlamasından geçiyor. Anadolu topraklarına hakim olan güç dünyanın şekillenmesine doğrudan etki eden merkez güçtür. Dolayısıyla Kudüs'e giden en önemli yollardan biri Anadolu'dan geçer. Haçlıların zihin dünyasında Kudüs, hiç sıcaklığını kaybetmemiş bir şehirdir. Tıpkı bizim dünyamızdaki sıcaklığını kaybetmediği gibi. Anadolu dünyanın enerji kaynaklarının yüzde 65-70'inin bulunduğu, Hazar ve Orta Doğu'dan çıkışı en stratejik noktasıdır. Anadolu 3 dinin ana rahmi olan Mezopotamya'nın sırdaşıdır. Anadolu önümüzdeki 100 yılın şekilleneceği bu süreçte enerji kaynaklarına ulaşmada en stratejik noktası olan Doğu Akdeniz'in üzerinde kartal gibi duran toprak parçasıdır. Son 15o yıldır insanlığı değersizleştiren, insanlığın değerleri üzerinden değer üretmek yerine insanlığı ateşin çocuklarını ateşin çocuklarına mahkum edişine itiraz eden bir tarihsel merkezdir Anadolu. Burası insanlığın adalet beklediği akıl ve gönül merkezidir. Bu yüzden bu topraklar üzerinde birçok hesap vardır" dedi.

"İddiasız insan olmayın"

Dünyanın sorunlarından ve adalet arayışından rahatsız olunması gerektiğinin altını çizen Külünk, "Önce içinde bulunduğumuz durumdan rahatsız olacağız. Daha 16 yaşımdayken dünyayı değiştireceğim diye sokağa çıkıyordum. İddiasız insan olmayın. Ben torunlarımı dünyanın en iyisi olacak şekilde yetiştiriyorum. Dünyanın en iyisi olacağız. 15 Temmuz'da bizim galibiyet duygumuzu köreltmek ve yok etmek istediler. Çanakkale'de başarmak istediklerini başarmak istediler. Afrika'daki, Uzak Doğu'daki, Orta Doğu'daki fotoğraftan rahatsızız. Ve aslında gülerken iç dünyamızda kaos yaşıyoruz. Bu yüzden bizim güçlü olup tüm bu fotoğrafların rahatsızlığıyla hareket etmemiz gerekiyor" dedi.

"3 din ve 20 etnik topluluk bir arada"

Milletvekili Külünk, "Bugün insanlığın aradığı başarı hikayesini siz aslında yazdınız ve başardınız. Konya'dan başardınız bunu. Bursa'dan başardınız. Nihayetinde Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethiyle başardınız. İşte o büyük Anadolu aklı, büyük Anadolu ruhu bugün de 150 yıldır talan edilen insanlığın beklediği ruhtur. 3 din 20 etnik topluluğu bir arada, adalet şemsiyesi altında yaşattınız ve yönettiniz. Batı bunu başaramadı. Müslüman Türklerin bunu başarmasının sırrı, insanı merkeze koyan adalet esaslı bir düzeni kurmanızdan geçer. Onun için sizin tarihinizde yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve adaletsizlik yoktur. Sizin ecdadınız birçok ülkeyi savaşmadan gönül rızası ile almıştır. Çünkü gönül ve adalet temelli hareket etmişlerdir. Bunun kaynağı da İslam ve Kur'an-ı Kerim'dir. Ama 15 Temmuz'un arkasındaki kirli akıl insan merkezli adalet merkezli olan İslam'ı yeni baştan küresel düzende kurmaya kalkışmıştır. Onun için bu örgütü iki temelde anlamalısınız. Birincisi İslamsız bir dünya ikincisi İslam'ı Hıristiyanlaştırma projesinin fikir merkezi oluşudur. Bu örgütün iki ayağı vardır. Birincisi Gülenizm, ikincisi ise silahlı yapısıdır. Küresel bir kirli aklın sonucunda ortaya çıkan bir terör örgütüdür. Dünyada 11 Eylül saldırılarından sonra terörün tanımı değişmiştir artık. Küresel bir tanım gelmiştir. Çünkü bütünsel bir strateji ile hareket etmektedir. Bir tarafta kalem tutanlar bir tarafta silah tutanlar vardır. Siyasi ve küresel hedefleri vardır. Hayatın bütününe yönelik aklı düşünmezseniz bunu eksik tanımlarsınız. O zaman Türkiye'nin işgal girişimini de anlayamazsınız. Bu bütünlüğü yakalamak zorundasınız. Çünkü karşımızda yeni nesil bir terör örgütü var. Paralel Devlet Yapılanması'ndan öte küresel bir yapılanma ile o gece karşı karşıya kaldık" diye konuştu.

"Başarılı olsalardı Kandilvanya'daki hain buraya halife olarak getirilecekti"

Gülenizm'in bir Hıristiyanlaştırma projesi olduğunu söyleyen Külünk, "Hedefleri Asya'yı Hıristiyanlaştırmaktır. Berlin Duvarı'nın yıkılışını, Osmanlı'yı yıkan kirli aklın egemenlik alanlarını genişletmesini görmekten gelemeyiz. Dünyada Vatikan'ın üçüncü bin yıl hedefi Asya'nın Hıristiyanlaştırılmasıdır. Bunu Vatikan kendisi söylüyor. Bu projenin vücut bulduğu yer doğrudan FETÖ terör örgütüdür. Bu projenin gönüllü taşeronluğunu yapmıştır. İslami terminoloji ile ifade edilebilecek bir örgüt değildir. Bu örgütü anlamak için yabancı kaynaklara bakacaksınız. O gece başarılı olsalardı Türkiye bir iç savaşta paramparça edilecekti. Başarılı olsalardı Kandilvanya'daki hain buraya halife olarak getirilecekti. Ve şu an tehlike geçmiş değil. Bu küresel kirli akıl Türkiye'yi kendi başına bırakmaz. Türkiye'nin jeopolitik konumunun bize gösterdiği gibi kendi başına bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir. Bu ülke üzerindeki hesaplar hiç bitmeyecek. Halep'te taş üstünde taş bırakmadılar. Biz ayağa kalkarsak Halep ayağa kalkacak. Biz güçlü olursak Afrika'da açlık olmayacak. 1. Dünya Savaşı bitmedi. Hedeflerine ulaşsalardı Türkiye'yi Ankara'nın etrafında kurulmuş küçük bir ülke haline getireceklerdi. Bu ülkede 15 Temmuzlar ilk defa olmuyor. 150 yıldır siyasi ve ekonomik 15 Temmuzlar yaşıyoruz. İnsanlıktan intikam almak için dolar yükseltiliyor. Sizin kursağınızdaki lokmanın fiyatını biz belirleriz diyorlar. Hala 15 Temmuzları yaşıyoruz" dedi.

"Atatürk'ü zehirleyerek öldürdüler"

Külünk, "15 Temmuz'un arkasındaki kirli akıl Mustafa Kemal Atatürk'ü de bu milletin elinden almıştır. Atatürk'ü zehirleyerek öldürenler de bunlardır. Çünkü Atatürk, Batı karşısındaki yenilgiden toparlanıp ülkeyi bir galibiyete götürmenin derdini taşıyordu. Atatürk'ün 7 yıl Çankaya'ya tutsak edilmesinin ardında da bunlar var. Milli bağımsızlık projelerinin de sürekli başarısız olmasının ardında da bu mandacı anlayışın kontrolü vardır. Aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız üzerinden yürütülen planlar da bu doğrultudadır. Çünkü bu ülkenin hayallerini geri çağırdı. Bu ülkenin tekrar kendi ruhuyla buluşmasının önünü açtı" diye konuştu.

"Sistem değişikliğini ivedilikle başarmalıyız"

Başkanlık Sistemi hakkında da bilgi veren Külünk, "Türkiyesiz Avrupa çökmeye mahkumdur. Avrupa'nın tek umudu sırtını Türkiye'ye yaslamaktır. Dünyada Pax Amerikana, Pax Avrupa dönemi bitmiştir. Pax Türkiye dönemi başlamıştır. Ve Cumhuriyetin 100. yılıyla birlikte yükselişimiz daha hızlı olacaktır. Kendi iç dinamikleriyle yeryüzünün en güçlü ülkesi olacaktır. Bu büyük hedefe yürüyüşte Türkiye parlamenter sistemden, çift başlı yapıdan tek başlı bir yapıya kavuşmak zorundadır. Çünkü bizim için önemli olan insanımızın mutluluğu, güvenliği ve refahıdır. Bu hedeflere yürüyebilmek için güçlü bir Türkiye için yaşam standartlarımızın yüksek olması lazım. Kişi başına düşen milli gelir 20-25 bin dolar olan güçlü bir Türkiye lazım. Bu hedeflere yürüyebilmek için çift başlı mevcut anayasasının hem cumhurbaşkanına hem başbakana verdiği yürütmeye dair yetkilerin bugün Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız arasında sistem çatışmayı beslemektedir. Zaten kuvvetler ayrılığı yüzünden çatışmanın tutsağı olmuş bir Türkiye çok şey çekmiştir. Şimdi ise çatışma yerine sistemin başarısı için Türk milletinin de psikolojisine en uygun yönetme modeli başkanlık sistemi olduğu için Türkiye'nin ivedilikle bu sistem değişikliğini başarması lazım. Ankara'nın gündeminde şu an bu vardır ve Devlet Bey'in de konumu bu anlamda çok önemlidir. Kendisine bu anlamda çok teşekkür ediyoruz ve tebrik ediyoruz. Başkanlık Sistemi bizim büyük hedeflerimize yürüyüşte parlamenter sistemle gelinen noktada yeni sıçramayı gerçekleştirmek içindir" ifadelerini kullandı.

"Büyük başarı hikayesinde önemli roller düşmektedir"

Ekonomik açıdan da güçlü bir Türkiye'nin olması gerektiğini söyleyen Külünk, "10 bin dolar gelir seviyesi ile bugün orta gelir seviyedeyiz. Güçlü bir lider olan Cumhurbaşkanımız ve AK Parti gibi önemli bir parti ile parlamenter sistemde gelebileceğimiz en üst seviyeye geldik. Bundan sonra büyük hedeflere gidiş tek başlı bir yönetim biçimindedir ve yasama ile yürütmenin birbirinden ayrılıp yürütmenin ve yasamanın doğrudan milletten yetki alarak ikisi arasındaki denge-fren mekanizmasının millet eksenli sağlanmasıyla anayasal inkılaplarla oluşturacağımız sistemdir. Bu açıdan 15 Temmuz gibi bir olayın arkasındaki kirli aklın hesaplarının devam ederken bu coğrafyada zaman kaybına yer yoktur. Milli değerlerimiz ekseninde Sayın Erdoğan'ın liderliğinde bu mücadeleyi partiler üstü bir zeminde aynı 1. Meclis'te Mustafa Kemal ile bu milletin başardıklarını tekrar başarmaktır. 2023'te kendi uçağını, tankını, yazılımlarını yapmış, ticarette ve üretimde kendi küresel markalarını Anadolu'dan ürettiği şirketlerle bir büyük başarı hikayesini yazmayı hepimize bir rol olarak biçmektedir. İşte 15 Temmuz bir darbe bir ihtilal ve bir inkılap değildir. Bir işgal girişimidir. Bu yüzden hedeflerimize millet olarak bağlı kalmalıyız"dedi.

Programın sonunda Rektör Prof. Dr. Mustafa Şahin, Milletvekili Metin Külünk'e teşekkür ederek hediye verdi.

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.