Tekirdağ Çerkezköy Özel Optimed Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Nurdoğan Yavuz, Serebrovasküler hastalıkları hakkında çeşitli bilgiler verdi.
"Serebrovasküler hastalıkları, beyni besleyen damarların tıkanması veya kanaması ile ortaya çıkan, hasar gören beyin bölgesi ile ilgili belirtiler veren bir hastalık grubudur" diyen Nöroloji Uzmanı Dr. Nurdoğan Yavuz, "Serebrovasküler hastalıklar ölüm nedeni olarak dünyada 3. sırayı alırken, sakatlık oluşturma yönünden birinci sırada yer almaktadır. Serebrovasküler hastalık sıklığı toplumlar, yaş, yaşam tarzı, sistemetik hastalıklar ve cinsiyete göre değişim gösterir. Risk faktörleri temel olarak, değiştirilemeyen ve değiştirilebilir risk faktörlerini tanımak ve bunlarla mücadele etmek, hastalığı önleme konusunda önemlidir" dedi.
"Erkeklerda daha sık görülür"
İleri yaşlarda serebrovasküler hastalıkların daha sık ortaya çıktığını ve daha ciddi seyrettiğini ifade eden Dr. Yavuz, "Erkeklerde daha sık görülür. Bazı toplumlarda serebrovasküler hastalık daha sıktır" diye konuştu.
Değiştirilebilir risk faktörleri hakkında bilgi veren Uzman Dr. Yavuz, "Hipertansiyon, kontrol altına alınmamış hipertansiyon serebral damarlarda harabiyat, plak oluşumu ve daralmalara neden olabilir. Yüksek kan basıncı damarların yırtılmasına sebep olarak beyin içine kanamalara da yol açabilir. Düzenli antihipertansif tedavi ve diyet ile serebrovasküler olay sıklığını önemli ölçüde azaltmak mümkündür. Hiperlipidemi, Kan yağlarının yüksekliği (kolesterol ve trigliseridler) serebrovasküler hastalık için iyi bilinen bir risk faktörüdür. Diyet, egzersiz ve bazı durumlarda ilaçlarla bu durumun giderilmesi gereklidir. Diabetes Mellitus, kan şekerinin kontrolsüz olarak yüksek seyretmesi damar yapılarında ve kan pıhtılaşması fonksiyonlarında bozulmalara neden olarak serebrovasküler olabilmektedir. İyi bir diabet kontrolü çok önemlidir. Aterosklerotik damar hastalıkları, Hipertansif ve hiperlipidemik kişilerde sıklıkla rastlanan bu durum damarda oluşan plağın daha ilerdeki damarlara giderek tıkanması veya bulunduğu yerde darlık-tıkanma oluşturarak beynin ilgili bölgesine kanlanmanın azalması veya durmasına neden olmaktadır. Obezite (şişmanlık), Yukarıda sözedilen diğer risk faktörlerine ek olarak serebrovasküler hastalık oluşmasına neden olabilmektedir. Sedanter yaşam, Yeterli hareket ve egzersiz yokluğunun serebrovasküler hastalıklara neden olduğu bilinmektedir. Sigara, Serebrovasküler risk faktörleri arasında en yaygın nedenlerdendir. Alkol, Sık ve aşırı miktarda alınan alkol kalp ritm bozukluklarına ve damar duvarı hasarına neden olabilmektedir. Kalp Hastalıkları, Kalp kapak hastalıkları, ritm bozuklukları, yetmezlikler pıhtı oluşumu ve emboli ile serebrovasküler hastalığa neden olabilmektedir. Bazı metabolizmik bozukluklar, Troid hastalıkları ve homosisteinemi gibi bazı durumlar da strok için risk oluşturmaktadır" şeklinde açıklamada bulundu.
Serebrovasküler hastalık belirtileri
Serebrovasküler hastalık belirtilerinin beynin etkilenen bölgesine göre değişiklik gösterdiğini de belirten Özel Optimed Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Nurdoğan Yavuz, "Bu belirtileri beynin etkilenen bölgesine göre değişiklik göstermektedir. Bu belirtilerden önce uyarıcı belirtiler olabilir. Bunlar birkaç saat süren gelip geçici baş dönmeleri, görme kayıpları konuşma bozuklukları, hafıza problemleri, vücudun bir yarısında oluşan uyuşma, karıncalanma, kuvvet kaybıdır. Beyin kan akımında geçici azalmalar nedeniyle oluşabilir. Bu durumda yapılan incelemelerde serebrovasküler sistemde hastalık düşünülürse hasta ikinci bir atağı önlemek için koruyucu tedaviye alınabilir. Hastalık belirtileri, bilinç bozuklukları (hastanın sorunlara cevap verememesi, etrafındakileri tanıyamaması, bulunduğu yeri bilememesi, uykuya eğilim göstermesi gibi.) konuşma bozuklukları (sorulanlara cevap verememesi veya sorulanları anlayamaması), görme kayıpları (özellikle bir tarafı görememe şeklinde) vücudun bir tarafında duyu kaybı veya güç kaybı, denge kaybı şeklinde ortaya çıkabilir ve birkaç saate duraklayabildiği gibi ilerleme de gösterebilir. Bu belirtilere zaman zaman bulantı kusma, baş ağrısı, ajitasyon eşlik edebilir. Bu belirtileri fark eden hasta ya da hasta yakını hiç gecikmeden en kısa zamanda hastaneye başvurmalıdır" diyerek uyarıda bulundu.
Serebrovasküler hastalıkların tanısı
Hastalık belirtileri ile başvuran bir hastada, serebrovasküler hastalık tanısını koymakta olduğunu söyleyen Yavuz, hasta ve hasta yakınlarının bu konuda vereceği bilginin çok değerli olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Hastanın yanında olayın gelişimini en iyi bilen kişilerin olması, tanının daha çabuk konmasına yardım eder. Hastanın muayenesini takiben yapılacak görüntüleme tetkikleri gereklilik sırasına göre düzenlenir. Kranial tomografi en sık kullanılan ve tanıya oldukça yardımcı bir inceleme metodudur. Bazı hastalarda duruma göre kranial MRI ve anjiyografi de gerekebilir. Hastalığın nedenini bulmaya yönelik kan tahlilleri ve kardiak tetkikler de başvuru sırasında tamamlanır."
Serebrovasküler hastalıkları tedavisi
Hastalığın etkin tedavisinin, kalp krizi tedavisinde olduğu gibi en hızlı şekilde başlanması gerektiğini de belirten Dr. Yavuz, "İlk üç veya altı saatte getirilen hastalarda uygulanabilen damar tıkanıklığı açmaya yönelik pıhtı eritici yöntemler tedavide oldukça yüz güldürücü sonuçlar verebilmektedir. Daha geç ulaşan hastalarda ise yine damarda tıkanıklığı önlemeye yönelik tedaviler (heparin ve türevleri, coumadin, antiagregan tedaviler), beyinde ödem varsa bu durumu gidermeye yönelik tedaviler de uygulanmaktadır. Kanama durumlarında yaklaşım farklılık göstermekte nadiren cerrahi tedaviler de uygulanmaktadır. Ayrıca bu duruma neden olarak kardiak, hematolojik diğer sistemik problemlerin de giderilmesi gerekir. Daha sonraki aşamada ise hastaların kaybettikleri fonksiyonlarını tekrar kazanmalarına yönelik rehabilitasyon girişimleri uygulanmaktadır" şeklinde konuştu.