Uzmanlar, üniversite sınavına girecek öğrencilerin kaygı düzeyinin, ameliyata girecek hastaların kaygı düzeyinden daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Her yıl milyonlarca öğrencinin ilköğretimden üniversite bitene kadar hatta mezun olduktan sonra işe alım sürecindeki mülakatlar da dahil olmak üzere girdikleri onlarca sınavın kaygısının toplumsal bir sorun olduğu ortaya çıkıyor.
İnsula Psikoloji'den Uzman Klinik Psikolog Gülşah Öztürk Erten, sınav kaygısının nasıl üstesinden gelinebileceğinden önce, kaygı kavramının ne olduğunun iyi bilinmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Sınav kaygısının kişinin akademik başarısızlığını genellemesinden dolayı ortaya çıktığını belirten Uzman Klinik Psikolog Gülşah Öztürk Erten, sınav kaygısı yaşayan bireylerde; sınav öncesi uyku ve beslenme düzeninin bozulduğu, sınav sırasında öğrenilen bilgilerin kullanılamayacağına dair düşüncelere engel olunamadığı ve sınav anında kontrol edemeyeceği durumların ortaya çıkacağına dair inançlarının olduğunu vurguluyor.
"EMDR terapisi ile sınav kaygısı son buluyor"
Sınav kaygısında en hızlı çözümün EMDR terapisi olduğuna dikkat çeken ve yöntem hakkında bilgi veren Psikolog Gülşah Öztürk Erten, "EMDR, Dr. Francine Shapiro tarafından 1987 yılında bulunan göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme adı verilen bir yöntem. Bu yönteme göre olumsuz duygu, düşünce, davranış ve rahatsızlıkların arkasında işlenmemiş anılar yatıyor. Travmatik ya da çok rahatsız edici olaylar yaşandığında bilgi sağlıklı olarak işlenemeyebiliyor. Duyguların, düşüncelerin, seslerin, görüntülerin ve beden tepkilerinin, olayın yaşandığı haliyle depolanıyor. Dolayısıyla olaydan sonra yaşanılan bazı durumların, bu işlenmemiş anıyı tetiklerse, kişi anının tamamını ya da bir kısmını yaşıyor gibi tepki verebiliyor. EMDR uygulaması ve bilişsel yaklaşımlarla kişiye yaşadığı duyguları anlamlandırması, bu duyguların daha az rahatsızlık verir hale getirilmesi, olumlu düşünmesi, güçlüklere karşı sahip olduğu potansiyelinin farkına varması hedefleniyor. Özellikle sınav kaygısında, yaşanmış olan olumsuz anıların beyinde işlenmesini sağlayarak kişinin verdiği bedensel tepkilerin ve sınava dair olumsuz inançların hızlıca yok olmasını sağlıyor" dedi.
"Travmatik olaylar psikolojik sorunlara yol açıyor"
Erten, özellikle erken çocukluk dönemi olmak üzere her yaşta yaşanan etkisi travmatik olan olayların, küçük düşürülme, ihmal edilme ve yaşanan başarısızlıkların da işlenmemiş anılar olarak ayrı ayrı depolanarak birikebildiğini, bunun sonucunda çocuk, ergen ve yetişkinlerde psikosomatik rahatsızlıklar, kaygı bozuklukları, fobiler, depresyon, bağlanma bozukluğu, yeme bozukluğu gibi psikolojik sorunların ortaya çıkabildiğini kaydetti.
"Sınav kaygısı kendiliğinden geçmez"
Sınav kaygısı yaşayanların yaptığı en büyük yanlışın, süreci ertelemek, kendiliğinden geçmesini beklemek ya da sınava kısa bir süre kala yardım istemek olduğunu belirten Gülşah Öztürk Erten, "Kaygıyı tetikleyen faktörlerin çokluğu süreci uzatabiliyor. Bunun için size kontrolünüzü kaybettiren sınav kaygısını bir an önce yeniden yapılandırmalısınız. Sınav kaygısını yoğun yaşayan kişilerin bir uzmandan yardım alması sonucu sınavı riske atmamak açısından önemli olacak" ifadelerini kullandı.
(SO-Y)
İHA