Yaşamak için enerjiye ihtiyaç duyarız. Bu enerjiyi de aldığımız besinlerden karşılarız. Ancak hayatımızı devam ettirebilmek için aldığımız gıdaların vücudumuzda ne gibi aşamalardan geçtiğini biliyor muyuz?
Enerjimizin tükendiğini ve gıdaya ihtiyaç duyduğumuzu, açlık ve yorgunluk hisleriyle anlıyoruz da yiyecek ve içeceklerin nasıl enerjiye dönüştüğünü biliyor muyuz?
Çoğumuzun merak ettiği bu soruların cevabı, sindirim sistemi ve organların görevlerinde gizli. Bu yazımızda sindirim sistemini oluşturan yapı ve organların görevlerini inceleyecek, sindirim çeşitleri hakkında bilgi edineceğiz.
Sindirim Sistemini Oluşturan Yapı Ve Organlar
Yediğimiz besinlerden enerji ihtiyacımızı karşılarız. Aldığımız bu besinler mevcut hâlleriyle vücut içindeki yapılardan geçemez ve dolayısıyla vücut tarafından kullanılamaz. Vücudun kullanabilmesi için yediğimiz besinlerin kana karışabilecek kadar küçük parçalara ayrılması olayına sindirim denir.
Sindirim olayının gerçekleşmesini sağlayan sisteme sindirim sistemi denir.
Ağız: Besinlerin sindirimi ağızda dişler, dil ve tükürük salgısı yardımıyla başlar.
Yutak: Besinlerin ağızdan yemek borusuna iletilmesini sağlar. Yutakta sindirim gerçekleşmez. Yutkunma sırasında yutak, soluk borusunu kapatarak besinlerin buraya kaçmasını engeller.
Yemek Borusu: Yaklaşık 25 cm uzunluktadır. Yapısında bulunan kasların kasılıp gevşemesiyle yutaktan gelen besinler mideye iletilir. Yemek borusunda sindirim gerçekleşmez.
Mide: Yapısında bulunan kasların yaptığı çalkalama hareketi ile besinler bulamaç haline gelir. Mide özsuyu, asidiktir ve enzim bakımından zengindir. Bu sayede bazı besinlerin sindiriminde görev alır. Ayrıca besinlerle birlikte alınan bakterilerin üremesini engeller.
İnce Bağırsak: Sindirim sisteminin en uzun organıdır. Yetişkin bir insanda boyu yaklaşık 6-7 m’dir. Sindirime yardımcı olan karaciğer ve pankreasın salgıları buraya gelir. Yağların sindirimi burada başlar. Karbonhidrat, yağ ve proteinlerin sindirimi burada tamamlanır. Besinler kana geçebilecek kadar küçük parçalara ayrılmıştır. İnce bağırsağın yapısında bulunan kıvrımlar sindirimi tamamlanan besinlerin emilerek kana geçmesini sağlar.
Kalın Bağırsak: Uzunluğu yaklaşık 1,5 m’dir. Parçalanan besinlerin içerisinde kalan su, vitamin ve mineraller kalın bağırsakta geri emilerek kana geçer. Besin atıkları ise kalın bağırsağın son kısmı olan anüsten dışarı atılır.
Sindırim Çeşitleri
Fiziksel (mekanik) ve kimyasal sindirim, besinlerin kana geçebilmesi için gereklidir. Bu nedenle sindirimi iki başlıkta ele alacağız.
1. Fiziksel Sindirim: Enzim kullanılmadan besinlerin yüzeyini genişletmek için yapılan sindirimdir.
Fiziksel sindirimle besinler küçük parçalara ayrılır.
• Ağızda bulunan dişler çiğneme yoluyla besinleri küçük parçalara ayırır.
• Midede mide kaslarının kasılıp gevşemesiyle besinler daha küçük parçalara ayrılır.
• İnce bağırsaklarda yağların fiziksel sindirimi gerçekleşir.
2. Kimyasal Sindirim: Besinlerin enzim ve su yardımıyla küçük parçalara ayrılmasıdır. Besinler bu
sindirim sayesinde yapı taşlarına ayrılır.
• Ağızda tükürük içindeki enzimler yardımıyla karbonhidratların kimyasal sindirimi gerçekleşir.
• Midede bulunan mide özsuyu içindeki enzimler yardımıyla proteinlerin kimyasal sindirimi gerçekleşir.
• İnce bağırsakta pankreastan gelen pankreas özsuyu yardımıyla karbonhidrat, yağ ve proteinlerin kimya-
sal sindirimi tamamlanır.
Sindirime Yardımcı Organlar
1. Karaciğer: Safra denilen bir sıvı salgılayarak ince bağırsağa gönderir. Bu sıvı, yağların fiziksel sindirimini tamamlar. Karaciğer, belli oranda kendini yenileme yeteneği olan bir organdır. Deriden sonra en büyük organ karaciğerdir.
2. Pankreas: Pankreas özsuyu denilen bir sıvı salgılayarak ince bağırsağa gönderir. Karbonhidrat, yağ ve proteinlerin kimyasal sindirimine yardımcı olur.