Bir dönem Bülent Ecevit'ten Kenan Evren'e, Ziya Taşkent'ten Zeki Müren'e siyaset ve sanat dünyasından birçok isme ayakkabı yapan kundura ustası Nurettin Cebeci markalara yenik düştü. Cebeci, "Artık işler durgun, okuduğum kitap sayısı 176 oldu, oradan anlayın" dedi.
Bülent Ecevit'ten Kenan Evren'e, Ziya Taşkent'ten Zeki Müren'e kadar birçok ismin ayakkabılarını yapan Nurettin Cebeci, İhlas Haber Ajansı'na anılarını anlattı. 79 yaşındaki Cebeci, bundan yıllar önce Artvin'de ailesinin kendisini ve diğer kardeşlerini okutamayacağı düşüncesiyle köy şartlarından kendisini kurtarıp bir meslek sahibi olmak için o zamanın deyimiyle "kunduracılık" ile yola çıktığını söyledi. 1957 yılında Ankara'da okuyan ağabeyinin yanına gelerek oturduğu mahallede dükkan açtığını anlatan Cebeci, önceleri çok fazla yeni ayakkabı talebi olmadığından tamir işlerine baktığını, daha sonra işlerini ilerleterek dükkanını Kızılay'a daha yakın bir konuma taşıdığını belirtti. O dönem kefalet borcuna maruz kaldığını ve sermayesi olmadığı için veresiye mal aldığını ifade eden Cebeci, adının o zorlu süreçlerde yavaş yavaş tanınmaya başladığını söyledi.
"Ankara Radyosu ses sanatçılarının hepsi buraya geldi"
"İlk zamanlarda radyo sanatçıları gelmeye başladı" diyen Cebeci, "Tabi bu arada ben yanıma iş olmaz doyuramazsam diye bir işçi almadım ve 4 yıl bir çırakla sahurlara kadar çalıştım. Bu sırada bestekar İsmet Nedim, Türk sanat müziği bestekarı Ziya Taşkent ve koro şefi Kutlu Payaslı gibi isimler, yani Ankara Radyosu'nun ses sanatçılarının hepsi buraya geldi. Ayrıca bu arada Zeki Müren'e de süet bir ayakkabı yaptım. Bunların yanı sıra eski bakanlardan Halil Başol, Ali Naili Erdem, Enver Akova ve eski Başbakanımız Bülent Ecevit'e de ayakkabılar yaptım. Kırmızı plakalı arabalarla gelirlerdi. Hatta bir gün evin önünde sabah bakan arabası gördüm, baktım içinden bizim çırak çıktı, "Gidin getirin o adamı" demişler."
O sıralar Devrim, Simge ve Tuna isminde 3 çocuk sahibi olunca masraflarının da arttığını söyleyen Nurettin Cebeci, "Yine de bir çark dönüyordu" diyerek, bu meslek sayesinde evini, arabasını, yazlığını alabildiğini ve çocuklarına yatırım yapabildiğini dile getirdi.
Dükkanı neredeyse yerden tavana içinde yepyeni ayakkabılar olan kutularla dolu olan Cebeci, "Teknolojinin gelişmesi ve markaların çıkmasıyla mesleğiniz etkilendi mi?" sorusuna, "Belki biz çağın gerisinde kaldık, çağa uyamadık" cevabını verdi. Büyük marketlerde her türlü ürünün satıldığını belirten Cebeci şunları söyledi:
"Müşteriler marketlerde örneğin 200 TL'lik bir ürün alıyor, onu kredi kartı sistemiyle 10'a böldürüp taksitlendirerek alıyor. O sistem bende yok. Onun için gelenim gidenim oluyor ama günün çoğunluğunu kitap okuyarak geçiriyorum. Okuduğum kitap sayısı 176 oldu, işler durgun buradan anlayın. 66 yıl oldu bu mesleğe başlayalı ve radyo sanatçılarının gelip gittiği, devletin üst düzeyine hitap edebildiğimden daha büyük bir mutluluk olamaz. Ayakkabılar şu an kutularda bekliyor, ben de bekliyorum. Burası benim için bir mutluluk yeri, zaten evde durmayı da pek sevmem."
Nurettin Cebeci, Ankara Çankaya'daki 54 yıllık dükkanında hala müşterilerini bekliyor.
İHA