Türk Halk Müziği sanatçısı Sümer Ezgü, düzenlenen bir etkinlikte otistik çocuklarla birlikte türküler söyledi. Hareketli türküleriyle çocuklara ve ailelerine unutulmaz anlar yaşatan Ezgü, otistik çocuklar için 19 yaşından sonra yaşam evlerin kurulması gerektiğini söyledi.
Dünya Otizm ayı nedeniyle, Muratpaşa Hatice-Ramazan Savaş Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi ve İş Eğitim Merkezi'nde farkındalık etkinliği düzenlendi. 200 otistik öğrencinin eğitim aldığı okulun bahçesinde düzenlenen etkinlikte, otistik çocuklar Türk Halk Müziği sanatçısı Sümer Ezgü'yle birlikte hem çaldı hem oynadı.
Halk oyunları gösterileri, şiirler ve şarkıların da söylendiği etkinlikte, hareketli türkülerini otistik çocuklarla birlikte seslendiren Sümer Ezgü, çocuklara ve ailelerine unutamayacakları anlar yaşattı. Ezgü'nün türküleri eşliğinde oynayan miniklerin ise mutluluğu görülmeye değerdi. Otistik çocukların bu mutluluğuna diğer okullardan gelen öğrencilerde eşlik etti.
"Yaşam evleri gerekiyor"
Etkinlik sonrası bir açıklama yapan Ezgü, toplumda insanların otistik ve kimsesiz çocuklar, yaşlılar, şehit aileleriyle birlikte yaşandığına dikkat çekerek, böyle özel günlerde onların yanında olunması gerektiğini söyledi. Otistik çocukları çok sevdiğini belirten Ezgü, onların yaşamlarını ileride düzgün bir şekilde sürdürebilmesi için yaşam evlerinin olması gerektiğini söyledi. Bu konuda aile ve okul yöneticileriyle görüştüğünü kaydeden Ezgü, "Evet, bu güzel çocuklara sahip çıkan okullar, kurumlar var ama ben aileleriyle de konuştum, okul yöneticileriyle de konuştum. 19 yaşından sonra onlara yaşam evleri kurulması lazım. Nasıl ki yaşlılar için bu tür evler kuruluyor, yani kendilerini mutlu hissedebilecekleri, sosyal etkinlikler yapabilecekleri, üretken olabilecekleri, kendilerini var hissedebilecekleri yaşam evlerinin kurulması gerekiyor. Buna büyük ihtiyaç var çünkü aileler tedirgin. "Bizden sonra çocuklar ne olacak?" "Allah göstermesin bizden önce kaybetsek onları', "Eğer ki onlardan önce ölürsek, bizden sonra çocuklar ne olur" diyorlar, bu çok ciddi bir durum. Biz otistik çocukları toplum olarak çok seviyoruz, onları çok sevimli buluyoruz ama Rahmetli Fikret Otyam bana bir şey öğretti. Dedi ki, hayatta iki şey çok önemlidir, birisi sevgi diğeri vefa" Yani sevmek yetmiyor aslında. Bu çocuklar bizim çocuklarımı, onların yaşam ortamlarının daha güzel olması lazım" diye konuştu.
İHA