Mio Klinik kurucularından Doç. Dr. Oğuz Karaeminoğulları ve Dr. İsmail Gökyar, dünya nüfusunun yüzde 80'inin yaşamları boyunca en az bir kez bel ağrısından yakındığını, bunun da tanı, tedavi giderleri ve iş gücü kaybı açısından en önemli sağlık sorunlarının başında yer aldığını belirtti.
Bel anatomisini oluşturan kemik (omurga), disk, kaslar, sinirler ve bağ dokusu rahatsızlıklarının bel ağrısının nedenleri arasında yer aldığını ifade eden Dr. Gökyar, belin kötü kullanımı, aşırı zorlama, bel kaslarının zayıflığı, şişmanlık, mikrobik hastalıklar ve kanser gibi nedenler ile de bel ağrısının ortaya çıkabildiğini söyledi.
Gökyar: "Bel fıtığında ağrı atakları artıp azalan biçimde ve aralıklı seyredebilir"
Bel fıtığında ağrı ataklarının artıp azalan biçimde ve aralıklı seyredebileceğini söyleyen Dr. İsmail Gökyar, özellikle cerrahi gerektirmeyen durumlarda ağrının psikolojik sorunlara bile neden olabileceğini, bel fıtığında konservatif tedavi (fizik tedavi, istirahat ve ilaç tedavisi) ve klasik cerrahi uygulanan hastaların işe dönüşünün her şey olağan gitse bile 3-6 haftayı bulabileceğini söyledi.
"Bel fıtığında her zaman cerrahi tedavi gerekmez"
Bel fıtığında her zaman cerrahi tedavi gerekmediğini, hastaların büyük bölümünde ilaç tedavisi ve fizyoterapinin yeterli olabildiğini dile getiren Dr. Gökyar, tedavilerin başarılı olmadığı ve ağrının devam ettiği hasta grubunda girişimsel yöntemlerin (epidural enjeksiyon, radyofrekans teknikleri, disk içi girişimler gibi) denenmesi gerektiğini dile getirdi. Yöntemlerin başarılı olmaması ve güç kaybının belirginleşmesi durumunda cerrahi tedavinin gerektiğini söyleyen Dr. Gökyar, cerrahi tedavide amacın, diskin fıtıklaşan parçasının çıkarılması olduğunu, geçmiş yıllarda klasik açık cerrahi uygulanırken, cerrahi sonrası oluşan problemlerden kaçınmak için mikroskop kullanılarak daha küçük bir kesi ile operasyon teknikleri geliştirildiğini belirtti.
"Az da olsa görülebilir"
Tüm bel fıtığı cerrahilerinde olduğu gibi tam kapalı bel fıtığı cerrahisi sonrası az da olsa nüks görülebileceğini dile getiren Mio Klinik kurucularından Doç. Dr. Oğuz Karaeminoğulları ve Dr. Gökyar, tam kapalı bel fıtığı ameliyatında dokulara hasar verilmediğinden nüks cerrahinin ek bir zorluk oluşturmadığını, ilk cerrahisi açık yapılan hastalarda nüks olması durumunda özellikle tam kapalı bel fıtığı ameliyatının tercih edildiğini ifade etti.
Karaeminoğulları: "En sık görülen bel ağrısı sebeplerinin başında bel fıtığı yer alır"
Mio Klinik kurucularından Doç. Dr. Oğuz Karaeminoğulları, en sık görülen bel ağrısı sebeplerinin başında bel fıtığının yer aldığını, halk arasında disk kayması olarak bilinse de, bel fıtığının gerçekte disk içeriğinin yırtılarak omuriliğe ve sinir köklerine baskı yapması olduğunu söyledi. Bel fıtığının en çok 30-60 yaş grubunda görülmekle birlikte hemen her yaş grubunda ortaya çıkabileceğini belirten Karaeminoğulları, obezite, hareketsiz yaşam tarzı, omurga fizyolojisine uygun hareket etmeme, sigara kullanımı ve mesleki faktörlerin risk faktörlerinin başında geldiğine dikkat çekti.
Günümüzde hemen her merkezde uygulanan ve bel fıtığı tedavisinde altın standart kabul edilen bu tekniğin "mikroskopik diskektomi" olduğunu belirten Doç. Dr. Karaeminoğulları, Kesi küçültülmesine rağmen klasik cerrahi ile aynı yoldan uygulandığından bu sorunların azalmakla birlikte devam ettiğini, bu sorunların daha da azaltılması amacıyla minimal invaziv tekniklerin geliştirildiğini ifade etti. Doç. Dr. Karaeminoğulları, klasik cerrahide ve mikroskopik cerrahide fıtığa ulaşmak için kas, kemik ve bağ dokularına bir miktar hasar verildiğini, mikroskopik cerrahi ile oldukça iyi sonuçlar alınsa da operasyon sonrasında uzun iyileşme dönemi, omuriliğe yapışıklıklar, fıtığın tekrarlaması ve ileride gelişebilecek bel kayması ve enfeksiyon gibi bazı komplikasyonlarla karşılaşılabildiğini söyledi.
"İşlem, ciltte yapılan yarım santimlik bir kesiden, bir kamera kullanılarak yapılır"
Tam kapalı bel fıtığı ameliyatında işlemin ciltte yapılan yarım santimlik bir kesiden, bir kamera kullanılarak yapıldığını belirten Doç. Dr. Karaeminoğulları, "Kamera omurgada var olan anatomik boşluklarda ilerletilerek fıtığa sağlıklı hiç bir dokuya hasar vermeden ulaşılır. Kamera ile omurgamızda bulunan doğal boşluklar kullanılarak işlem yapıldığı zaman klasik cerrahiden farklı olarak kas, kemik ve bağ dokulara zarar verilmiyor. Bu durumda kanama olmuyor ve bu yüzden bel fıtığı cerrahisi sonrası gelişen problemler büyük oranda azalıyor" dedi.
Ağır iş dışında, işe dönüş süresinin 3 ile 5 gün olduğunu ve hastaların büyük çoğunluğunun ertesi günden itibaren günlük hayatlarına geri dönebildiğini ifade eden Doç. Dr Karaeminoğulları, ameliyat sonrasında fizik tedavi gibi bir uygulamaya genellikle gerek olmadığına, ancak bel ve kasların kullanımı için profesyonel desteğe tüm bel hastalarının ihtiyacı olduğuna dikkat çekti.
İHA