Uzman Psikolog Özge Genlik, ilişkilerin en önemli besi kaynağının verimli tartışma olduğunu belirtti.
"Tartışma dediğimizde zihnimize olumsuz imajlar gelse de duygularımızı ve düşüncelerimizi karşımızdaki kişiye aktardığımız aynı zamanda karşımızdaki kişinin bahsettiğimiz konu hakkındaki görüşlerini dinlediğimiz böylelikle karşılıklı fikir alışverişi sayesinde gerçekliğe en yakın doğruya ulaşmak için çabaladığımız bir konuşma biçimidir tartışma" diyen Uzman Psikolog Özge Genlik, şöyle konuştu:
"Her şey ölçüsünde ve sınırlarını bildiği takdirde verimli ve sağlıklıdır. Su içmek sağlıklı olma halini destekler ancak böbreklerimizin sentezleyemeceği kadar su içmek ise sağlımıza zarar verir. Fizyolojik hastalığımız için kullandığımız bir ilaç, tedavi edici güce sahiptir lakin ilacın dozajını kendi kafamıza göre azaltıp, çoğaltırsak o ilaç bir zehre dönüşebilir. Duygu ve düşüncelerimizin ifade bulmasına vesile olan sözcükler çok güçlü yaratım potansiyeline sahiptirler. Bu sebeple, ne zaman, nerede, neyi, nasıl söyleyeceğimize özen göstermek ruhsal sağlığımız için çok önemlidir aynı zamanda fiziksel sağlığımız için de çünkü ruhsal ve fiziksel sağlık bir bütündür."
İlişkilerimizde tartışmanın boyutunu ve sınırlarını belirlemenin bizim elimizde olduğunu ifade eden Uzman Psikolog Özge Genlik, "Eğer tartışma zemininde ilişkinizde bugüne değin içinize attığınız, ifade bulmamış duyguları dile getiriyorsanız; karşınızdaki sevgilinizi, eşinizi, arkadaşınızı ya da akrabanızı dinlemek yerine sadece kendi vereceğiniz cevaba konsantre olarak dinlemiş gibi yapıyorsanız; sürekli eskilere dönerek "sen bana o gün ……yapmıştın vb." gibi zihninizde sürekli geçmişi çiğneyip duruyor; karşınızdaki kişiyi başka birine benzeterek küçümsüyor ve saygısızca davranıyorsanız; "sen dili" ile konuşarak; karşınızdaki kişinin yerine kendinizi koymaksızın düşünce bombardımanı ile kendinizi müdaha ederek, "ben haklıyım" düşüncesi ile hareket ediyorsanız; bu ve benzeri nitelikleri taşıyan "haklı-haksız" çerçevesi içerisinde dönüp duran tartışmalar neticesindeki tek sonuç; sağlığımıza vereceğimiz zarardır. "Sen dilinin" hakim olduğu "haklı-haksız" zemininde şekillenen sık sık meydana gelen verimsiz tartışmalar sağlığımızı olumsuz yönde etkiler. Sık sık tartışan bireyin strese yönelik toleransı düşer. Sürekli salgılanan stres hormonu olarak da bilinen adrenalin yorgun ve endişe hissetmemize neden olur. Kalp daha fazla enerji üretmek zorunda kalır. Beden daha fazla enerji sağlamak için yağ harcadığından kandaki kolestrol ve yağ miktarı artmaya başlar. Bunun sonucunda kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırlanır. Günümüzde kalp ve damar hastalıkları sorunları en fazla erkeklerde görüldüğünden sık sık tartışmanın erkekleri kadınlara oranla daha fazla olumsuz yönde etkilediğini söyleyebiliriz. Aynı zamanda çalışmayan ve yeterince sosyal çevresi olmayan kişiler de oluşan stresi sağlıklı bir şekilde yönetemediklerinden sağlıkları büyük oranda risk altındadır." diye konuştu.
Uzman Psikolog Özge Genlik, sağlıklı bir tartışma zemini oluşturmak için şu önerilerde bulundu:
"Bir fikir üzerinde tartışırken "merakla" ve "keşifle" ilerleyin. İki dinleyin, bir konuşun. Tartışmanızın bir amacı, hedefi olsun. Öğrenmeye açık olun. Karşı tarafın savından bir şeyler keşfetmeye ve öğrenmeye çabalayın. Düşünce ve duygularınızı "ben dili" ile ifade edin. Kendinizi karşınızdaki kişinin yerine koymaya çalışarak empati kurun."
İHA