Çocuğun okula ve okumaya karşı olan tutumunda önemli bir rol oynamaktadır. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloji Uzmanı Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, açıklamalarda bulundu.
Çocuğun belli bir süre oturmada ve dikkatini sürdürmede güçlük yaşaması, el göz koordinasyonunun gelişmemiş olması, görme ve işitmede problem yaşıyor olması ya da iletişim kurmakta problem yaşaması gibi faktörler okula hazır olmasını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Dolayısıyla çocuğun okula başlamadan önce, göz ve işitme gibi fiziksel muayeneden geçmesi, gelişimsel tarama ve okula hazır olma testlerinin uzman terapist tarafından uygulanması okula hazır olup olmadığının değerlendirilmesi açısından oldukça önemlidir.
Çocukta okula gitme korkusunun başlamasının ve devam etmesinin nedenleri neler olabilir?
Okula başlama korkusu tek bir nedene doğrudan bağlı olmaksızın birçok faktörle ilişkili olabilmektedir. Bunlardan bazıları;
- Bakım veren kişiyle bağımlı bir ilişki yaşayan çocuk bakım veren kişiden ayrılmaktan dolayı kaygı duyuyor olabilir. Özellikle aşırı koruyucu ve hassas ortamda büyüyen çocuklar okula başladıklarında yabancı bir çevrede hiç tanımadıkları insanlarla günlerini geçirmeleri, çocuklarda huzursuzluk oluşturarak okula uyum sürecinde güçlük yaşamlarına ve hatta okul fobisinin oluşmasına neden olabilir.
- Okula başlamadan önce çocuğun yaşamında örneğin; sevdiği bir kişinin hastalanması, taşınma, okul değiştirme, boşanma ya da değer verdiği bir kişinin kaybı gibi onun yaşamını etkileyecek önemli değişiklerin olması çocuğun okula uyum sürecinde zorlaştırıcı bir rol oynayabilir.
- Çatışmalı kopuk ebeveyn ilişkisine maruz kalan çocuk evden ayrıldığında ebeveynlerinden birine bir şey olacağını düşünebilir. Bu sebepten dolayı kendisini huzursuz ve kaygılı hisseden çocuk okula gitmek istemeyebilir.
- Çocuğun çekingen ve utangaç olma gibi mizaç özellikleri okul korkusunun başlamasında önemli bir faktördür.
Ebeveynler çocukların okula uyum sürecine nasıl destek olmalıdır?
- Çocuğunuzu bilgilendirin. Bu süreçte belirsizlik çocukta kaygıya yol açabilmektedir. Okula kaçta gideceği, okulda neler yapıldığı, kendisini okulda nelerin beklediği gibi konularda okula başlamadan önce çocuğunuzu sade anlaşılır bir dille bilgilendirin.
- Okul çıkışı onu tam zamanında alacağınızı, kendisini nerede bekleyeceğinizi, nereden servise bineceğini ve hatta eve gittiğinde onu evde kimin karşılayacağına dair bilgiler çocuğu rahatlatır ve onu güvende hissettirir. Böylece çocuğunuzun kaygıyla daha rahat baş etmesine yardımcı olabilirsiniz.
- Çocuğunuz okula başlamadan önce kendisine okulu gezdirin. Öğretmenleriyle tanıştırın, tuvalet, kantin gibi okuldaki bölümlerin nerelerde olduğunu çocuğunuza gösterin. Bu tutum soyut düşüncesi yetişkinler kadar gelişmemiş olan çocuğu, okulun nasıl bir yer olduğu ve kendisini nelerin beklediğini somutlaştırarak rahatlatacak ve güvende hissettirecektir.
- Okula başlayan çocuğun kaygı ve korku gibi hissettiği duygu mesajları ebeveynler tarafından doğru okunmadığında çocukta baş ağrısı, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi psiko-somatik belirtiler görülebilir. Dolayısıyla çocuğunuzun ne hissettiğini ve neye ihtiyaç duyduğunu anlayıp cevap vermek çocuğun iyi olma hali açısından önemli bir rol oynamaktadır.
- Özellikle ebeveynler bu süreçte çocuğun duygu ifadesini teşvik etmelidir. Bunu oyun, resim ya da kitap yoluyla yapabilirler. Bu süreçte ebeveynin kendi okula başlama sürecindeki duygularını çocuğuyla paylaşması, çocuğun zihninde güç sembolü olan anne ve babanın bile benzer duyguları yaşayabildiğini duyması, çocuğu rahatlatarak güvende hissettirebilir.
- Çocukla kurulan iletişimde ve duygu paylaşımlarında ‘okulda her şey çok güzel olacak çok eğleneceksin, herkes seni çok sevecek’ gibi abartılı anlatımlardan kaçının. Bu tarz anlatımlar çocuğun gerçekte yaşadığıyla eşleşmeyebilir ve ebeveyne karşı duyulan güven duygusunu sarsabilir.
- Vedalaşmayı ajitasyon oluşturacak hale getirmeyin ve kısa tutun. Çocuk kaygılandığında ya da olumsuz bir duygu yaşadığında ebeveyni gözlemler eğer aynı duygu ebeveynde de eşlik ediyorsa kendi korkularının yerinde olduğunu zihninde doğrulayacaktır.
- Yemek, uyku ve oyun saatlerinin okul düzenine göre yeniden planlayın.
- Okula gitmek çocuğun sorumluluğudur. Dolayısıyla bu algınının çocukta oluşması için ebeveynler çocuğun okula uyum sürecinde ‘okula gidersen dondurma alacağım.’ gibi söylemlerden uzak durarak, ödül ceza sistemini kullanmaktan kaçınmalıdırlar. Aksi taktirde çocuk okula gitmeyi ya da gitmemeyi ebeveyne ödül ya da ceza olarak kullanabilir.
- Sonuç olarak, okula başlamadan önce alanında uzman bir psikolog tarafından çocuğun psikososyal gelişiminin değerlendirilmesi ve ebeveynle birlikte iş birliği içeresinde çalışarak becerilerinin geliştirilmesi oldukça önemlidir. Okula başladıktan sonra da benzer şekilde çocuğun biyo-psiko-sosyal gelişimi ebeveynler ve öğretmenler tarafından gözlenmeli herhangi bir gelişimsel bozukluk belirtileri görülüyorsa alanında uzman bir psikologdan destek alınması çocuk ruh sağlığı açısından oldukça önemlidir.