Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gül Apaydın, halk arasında basur olarak bilinen hemoroid hastalığının toplumda neredeyse her iki kişiden birinde görüldüğüne dikkat çekerek, tedavi edilmeyen hemoroidin ciddi sorunlara neden olabileceğini vurguladı.
Memorial Dicle Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünden Op. Dr. Gül Apaydın, halk arasında basur olarak bilinen hemoroid hakkında bilgi verdi. Hastaların çok büyük bir kısmının bu ıstırap verici hastalığın ilk zamanlarında utandıkları için doktora başvurmadığını belirterek, "Ayrıca komşu tavsiyeleri, aktardan alınan bitkisel ilaçlar ve bazen de hastalığın çok daha beter bir hale gelmesine sebep olan çeşitli başka tıbbi olmayan yöntemlerle tedavi olmaya çalışırlar. Doktora gitmeye çekinmenin temelinde tabi ki utanma duygusu yatar. Kadın olsun erkek olsun fark etmez. Tüm insanlarda var olan utanma duygusu hemoroidi olan hastaların çok büyük bir kısmında tedavinin gecikmesine sebep olur. Doktora gitmeden kişinin kendi çabalarıyla çözüm bulmaya çalıştığı bu dönem genelde hastalığın ilerlemesi ve semptomların daha da başa çıkılmaz hale gelmesiyle sonuçlanır" dedi.
"Hastalık ilerledikçe tedavisi zorlaşır"
Hastalık ilerledikçe hastanın şikayetlerinin arttığına işaret eden Op. Dr. Apaydın, "Başlangıçta sadece dışkılama sırasında ağrı ve yanma gibi hafif semptomlar bulunurken ilerleyen dönemlerde hasta oturamaz hale gelir ve büyük tuvalet ihtiyacını karşılamak bir işkenceye dönüşür. Bazı hastalarda da yıllar süren sinsi kanamalar sonucunda derin bir kansızlık gelişir ve kişi kansızlık semptomlarıyla başvurabilir. Tedavi aşamasında unutulmaması gereken en önemli şey hastalık ilerledikçe tedavisinin de zorlaştığı gerçeğidir. Erken evrelerde sadece ilaçlarla veya lastik band ligasyonu, lazer gibi hasta açısından son derece konforlu yöntemlerle tedavi edilebilme şansı olan hastalık, evre ilerledikçe daha komplike tedaviler gerektirir, yapılacak cerrahi girişim daha farklı boyutlara ulaşır ve ameliyat sonrası ağrı şikayeti de aynı oranda fazla olur. Çok nadir de olsa bazı hastalarda hemoroid benzeri semptomların altından anal kanal ve rektum kanseri çıkabilir" diye konuştu.
Anal bölge muayenesinin tüm hastalar için sıkıntılı bir muayene şekli olduğunu anlatan Apaydın, şunları kaydetti:
"Muayene sırasında kişinin mahremiyetine saygı gösterilmesi muayenenin en önemli kısmıdır. Doktor hastayı muayene masasına almadan önce muayene ile ilgili kısa bir bilgi vermeli ve hastanın psikolojik olarak kendini iyi hissetmesini sağlamalıdır. Muayene sırasında hasta ve odadaki sekreter-hemşire ve muayene odasının kapısı arasında mutlak bir paravan bulunmalıdır. Hasta muayene sırasında odaya aniden başka birinin girmesinden endişe eder, kapının bir başkası tarafından açılamayacağı konusunda hastanın kendini güvende hissetmesi sağlanmalı ve hastanın onayı alındıktan sonra muayene yapılmalıdır."
İHA