Tepebaşı Belediyesi tarafından Yazar, Şair Haydar Ergülen tarafından düzenlenen "Kent ve Kültür Söyleşileri'nin bu ayki konuğu Yazar, Şair Şükrü Erbaş oldu.
Tepebaşı Belediyesi Özdilek Sanat Merkezi Oktay Ekinci Salonu'nda gerçekleşen söyleşiye edebiyat severler yoğun ilgi gösterdi. Şiirin her yönü ile ele alındığı söyleşide Haydar Ergülen'in, "Bir genel şiir okuru var bir de okurunu oluşturan şair var Şükrü Erbaş onlardan biri. Dede, çocuk ve torun Şükrü Erbaş'ın şiirini okuyor. Kuşaklar boyu şair Şükrü Erbaş" sözleriyle tanımladığı şair Şükrü Erbaş kendi şiirini oluşturan süreci keyifli bir söyleşi ile paylaştı.
Şükrü Erbaş, "Bugün Homeros gibi destan yazmaya çalışıyorsanız gülünç olursunuz. Karacaoğlan gibi yazmaya çalışırsanız komik olursunuz. O dönem bitti. Bugünkü hayat onların yaşadığı hayat değil bugünkü hayat sizden bugününü şiirin istiyor ama arkanızda devasa kaynak var. Onları da kullanmalısınız ama bunları şimdiki zamanın şiirine dönüştürmeniz lazım. Okur ben yazarken yoktur, olmamalı da, kimse benim etki alanıma müdahale etmemeli. Kapanıp yazıyorsunuz. Sözünü ve şiirini sakınmayan bir adamım, cam gibiyim. Metin nasılsa ben de öyle yaşıyorum. Ben birey olarak içinde yaşadığım zamanın ve toplumun ortak bilinçaltını yakaladığım için bu okur kitlesi ile buluşuyoruz. Bu bir yaşama gücü veriyor. Sizin bir sözünüzle, bir dokunuşunuzla yaşama gücü buluyorum. Bizim paydasında bulunacağımız ortak kederdir, şiirdir, müziktir, resimdir, özgürlük, adalet ve eşitliktir. Ben bir şeye inanıyorum kimse bana düşüncelerini, kökenini, inancını bir şiddet olarak dayatmadığı sürece bir arada barış içinde yaşarız. Benim zihinsel ve bedensel potansiyelimi kısıtlarsanız şiddet uygularsınız. Bizim şiirimizin geleneğinde bir başkaldırma var. Toplumsal kırılma dönemlerinde iki sanat dalı hemen davranmıştır. Biri şiir, diğeri karikatür. Biri trajik, diğeri komik olan. Bir acının olayın durumun sizde şiire dönüşmesi için bir acıya dönüşmesi gerekir. Şiar bunu canında duyması gerekir. Toplum değişen dünyada içine kapandı. Güncele dokunmak, politikaya dokunmak şiiri küçültür diye bir kanı yerleşti. Bunu şiddetle reddediyorum. Beni şiir yazmaya götüren ne varsa politika yapmaya götüren de odur. İçtiğin suda, yediğin ekmekte, soluduğun havada politika var. Bir sanat yapıtı üç ayak üzerinde durur. Bir ideolojik ayağı, düşünsel ayağı, iki etik hayatı olacak, üç estetik ayağı. Bunlardan biri eksikse sanattan söz edemeyiz. Bizim arkadaşlarımızın korktuğu ideolojik ayağıdır. Huzursuz olmayan insandan hiçbir şey çıkmaz. Sizin bir sorunsalınız olacak" diyerek sözlerini tamamladı.
Söyleşi sonunda Yazar Haydar Ergülen ve Şükrü Erbaş'a çiçeklerini Şair Rahmi Emeç takdim etti.
İHA