Hayat kalitesini büyük ölçüde azaltan topuk dikeninde, kilo alma, uzun süre ayakta kalma, koşma, zıplama, sert tabanlı ve uygunsuz ayakkabı, ev içinde yalın ayak dolaşma, düz taban olma ve azalmış ayak bileği kuvveti risk faktörleri arasında yer alıyor.
Medicana International Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Rıdvan Alaca, 40-60 yaş aralığında yaygın görülen ve hayat kalitesini önemli ölçüde azaltan topuk dikeni hakkında bilgi verdi. Prof. Alaca, "Koşucularda daha erken yaşlarda görülebilirken, sporcu olmayanlarda 40-60 yaş arası sık görülür. Vakaların üçte biri çift taraflı olabilir. Ağrı tipik olarak topuktadır ve üzerine basmakla çok şiddetlenir. Ayak tabanına doğru yayılabilir" diye konuştu. Olası risk faktörlerini kilo alma, uzun süre ayakta kalma, koşma, zıplama, sert tabanlı ve uygunsuz ayakkabı, ev içinde yalın ayak dolaşma, düz taban olma ve azalmış ayak bileği kuvveti olarak sıralayan Prof. Dr. Rıdvan Alaca, "Bazı romatizmal hastalıklarda da görülebilir. Tekrarlayan mikrotravmaya bağlı olarak koşucularda ve bale dansçılarında sık görülür. Ağrı, ayak parmaklarının yukarı kaldırılmasıyla artar. Lokal hassasiyet belirgindir" dedi.
"Yüzde 2-5'i için cerrahi gerekebiliyor"
Prof. Dr. Alaca, sistemik romatizmal hastalık yoksa laboratuvarın genellikle normal sınırlarda olduğunu ve düz grafi ile ultrasonografiyle tanı konduğunu aktardı. Prof. Dr. Alaca, açıklamasına şöyle devam etti:
"Tedavide risk faktörlerinin elimine edilmesi önceliklidir. Tabanlıklar, uygun ayakkabı ve silikon topuk destekleri, kilo fazlası varsa kilo verme yararlı olabilir. Soğuk uygulaması, ağrı ve iltihap giderici ilaçlar, aşil tendonunu germe egzersizleri mutlaka önerilmelidir. Fizik tedavi modaliteleri ve bantlama da kullanılabilir. Bu tedavi yöntemlerinden yarar görmeyen hastalarda kortikosteroid enjeksiyonları, PRP enjeksiyonları, proloterapi ve şok dalgası tedavisi uygulanabilir. Hastaların yüzde 2-5'i bu tedavi yöntemlerinden yarar görmez ve cerrahi gerekir."
İHA