Toros Üniversitesi’nden, ’Sakin Şehrin’ Belediye Başkanına Fahri Doktora Unvanı

Toros Üniversitesi'nde 2016-2017 akademik yılı açılış töreni düzenlendi.

Toros Üniversitesi'nde 2016-2017 akademik yılı açılış töreni düzenlendi. Törende yaptıkları çalışmalarla dikkat çeken, Türkiye'nin "sakin şehirleri" arasında yer alan İzmir'in Seferihisar ilçe Belediye Başkanı Tunç Soyer'e fahri doktora unvanı verildi.

Toros Üniversitesi Bahçelievler Kampüsü'nde düzenlenen törene, Mersin Vali Yardımcısı Cemal Yıldızer, CHP Mersin milletvekilleri Hüseyin Çamak ile Fikri Sağlar, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Toros Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Özveren, Toros Üniversitesi Rektörü Yüksel Özdemir ile akademik ve idari personel katıldı. Törende konuşan Rektör Yüksel Özdemir, Toros Üniversitesi'nin 2009 yılında kurulduğunu, 2010-2011 eğitim öğretim yılında öğrenci alarak faaliyete başladığını belirterek, "Bugün itibariyle 3 fakülte, 2 enstitü, 1 yüksekokul bünyesinde 38 farklı programda önlisans, lisans, yükseklisans ve doktora düzeyinde eğitim-öğretim vermektedir. Halihazırda öğrenci sayısı 4 bin, akademik ve idari personel sayısı 250'e ulaşmıştır. Üniversitemizi bölgesel kalkınmaya önem veren ve bu amaçla bölgedeki sektörlerle her daim işbirliği içerisinde olmaya büyük bir gayret göstermektedir. Nitelikli eleman yetiştirmeye yönelik ortaklaşa yürüttüğümüz projeler meyvesini vermeye başlamış olup bundan sonraki yıllarda artarak devam edecektir" şeklinde konuştu.

Toros Üniversitesi'nin, 52 yılını geride bırakan Toros Okullarının son halkası olduğunu ve kendine güvenmenin haklı gururunu yaşadığını vurgulayan Özdemir, "Üniversitemiz kampüslerindeki derslik, laboratuvar, atölye ve sosyal amaçlı tesisler modern eğitim-öğretim yapılabilecek ileri teknolojik cihazlarla donatılmıştır. Ülkemiz zor günlerden geçmektedir. Birlik ve beraberliğimizi kasteden, kardeşliğimizi bozan çeşitli faaliyetlerle karşı karşıyayız. Bu çabaları boşa çıkarmak ancak birbirimize daha da kenetlenmekten, demokrasiye ve hukuka inanmamızdan, çağdaş ve laik eğitimden vazgeçmemizden ve muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmamızdan geçmektedir. Bu bağlamda Atatürk ilke ve devrimlerinden ödün vermeden aklı ve bilimi her daim kendimize rehber edinmekten başka da bir yol bulunmamaktadır" dedi.

Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Özveren ise bu sene ülke olarak ciddi bir travma yaşadığımızı kaydederek, "Bunun kaynağın da eğitim ve öğretim var, okullar var. Ben 45 senedir bunu söylüyorum. Diyorum ki biz eğitimle kalkınabiliriz. Ülkemizin bir refah ülkesi, bir barış adası olmasını istiyorsak eğitime önem vermemiz gerekiyor. 1964 yılında Mersin Lisesi'nin müdürü, müdür yardımcısı ve zümre başkanları bir araya gelerek üst düzeyde eğitim yapmak amacıyla Toros Koleji'ni kurmuşlar. O İdealler halen devam ediyor. Her kademede bunu gerçekleştirmeye çalıştık. Ben 45 yıldır bu kurumun başındayım. Ben hiç niceliklerle ilgilenmedim benim için nitelik önemli. Çünkü bazen bir ulusu bazen dünyayı sadece birkaç kişi bazen bir tek kişi kurtarır. İşte bizde bu birkaç kişiyi bulup doğru yönlendirmek, iyi yetiştirmekle kendimizi sorumlu hissediyoruz" şeklinde konuştu.

Zor günlerden geçildiğini ama bir günde bu noktaya gelinmediğini vurgulayan Özveren, "Bunun çok ciddi sebepleri var. Ben 45 yıldır diyorum gelin vakıflar kuralım, okullar açalım diye. Eğitimin olmadığı, eğitimin sorunlarının çözülmediği hiçbir kalkınma programının hayat bulması mümkün değil. Elimizde örnekler var. Ama biz bunu yapamadık, başkaları yaptı, benden çok sonra o yola girdiler ve nereye geldiğimizi şimdi herkes görüyor. Bizim ciddi manada bir eğitim öğretim seferberliğine ihtiyacımız dünde vardı, bugünde var" diye konuştu.

"Kapatılan üniversitelerden gelen çocuklarımız bizim öz evlatlarımızdır"

Eğitim kurumlarının, akademik yerlerin çok önemli olduğunu dile getiren Özveren, "Ama o öneme uygun bir biçimde işleyiş bazı yerlerde göremiyorsunuz. Bu durumda içiniz kan ağlıyor. Çocuklarımızı, gençlerimizi her alanda istismar ediyorlar. Kapatılan üniversitelerden gelen çocuklarımızı öz evlatlarımız gibi bağrımıza basacağız. O çocuklar zaten bir mağduriyet yaşadılar. O gençlerin bunda hiçbir kabahatleri yoktur ama biz onları devletine, milletine küskün insanlar olarak yetiştirmemeliyiz. Onları boynu bükük bırakmamalıyız. Yatay geçişle kapatılan üniversitelerden gelen çocuklarımız bizim öz evlatlarımızdır. Hatta onlara pozitif ayrıcalık uygulamamız gerekiyor. Şu anda 65 bin kadar üniversiteli gencimiz bulundukları okullardan ayrılmak zorunda kaldılar. Bu gençlere diğer üniversiteler sahip çıkması lazım" ifadelerini kullandı.

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'in yaptıklarını, icraatlarını öğrendiğinde hayranlık duyduğunu vurgulayan Özveren, "Çalışmaları görünce heyecanlandım. Toplumlara karşı hizmetleri, sorunlulukları en iyi yerine getirebilecek insanlar belediye başkanlarıdır. Belediye başkanı olmak çok ciddi bir şanstır. Seferihisar Belediye Başkanı da halkına en iyi hizmeti vermek için çalışmalar yapmış. İşte bakıyorsunuz Seferihisar'ın balıkları en çok aranan yada zeytini en çok aranan durumda. Yaptığı proje müthiş bir proje. Hem sosyal yönü var hem ekonomik yönü var yani her insana dokunan bir proje. Tunç Soyer bey resmen benim hayallerimi gerçekleştirmiş. Bizde bunun üstüne Tunç Beye fahri doktora unvanı vermeye karar verdik ve bu kabul edildi. Kendisine yaptıkları çalışmalardan ve bizim davetimizi kırmadığından dolayı teşekkür ediyorum" dedi.

Konuşmaların ardından Özveren ve Rektör Özdemir tarafından, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'e fahri doktoralık unvanı verildi. Ardından akademik yılın ilk dersini Başkan Soyer verdi.

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.