Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından düzenlenen 72. Büyük Kongre’de, Covid-19 Pandemisi sürecinde 1 Nisan’da hayatını kaybeden Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu ve hayatını kaybeden sağlıkçılar için anlamlı bir karar alındı. 1 Nisan ‘COVID-19 Nedeniyle Kaybettiğimiz Sağlık Çalışanlarını Anma Günü’ olarak belirlendi. TTB ve tabip odaları 2023 yılı 1 Nisan’ında bu kez hem Covid-19 hem de Kahramanmaraş depremlerinde yitirilen hekimleri ve sağlık çalışanlarını anıyor.
COVİD-19 ve Depremlerde 1241 Hekim ve Sağlık Çalışanı Kaybedildi
TTB, Türkiye’de COVİD-19’da aktif görev yapmaktayken 176’sı hekim, 513 sağlık emekçisi, bunun yanında 6 Şubat depremlerinde de 103’ü hekim, 449 sağlık emekçisinin enkaz altlarında kalarak hayatını kaybettiği bilgisini verdi. Pandemi ve depremlerde toplam 279 hekim ve 962 sağlık emekçisi hayata veda etti.
“Meslekten Men Konusunu Tartışmaya Açmak Saygısızlıktır”
TTB ayrıca seçim sürecindeyken hükümetin hak gasbına devam ettiğini söyleyerek dün TBMM Sağlık Komisyonu’nda görüşülen ve kabul edilen, İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Teklifi ile ilgili de yorumda bulundu. TTB, “Seçime yaklaşık bir buçuk ay kalmışken, dün aceleyle TBMM’de görüşülmeye başlanan; hekimler için daha fazla hak kaybına neden olacak yasa teklifi bunun son örneği oldu. Bu sorunlarımız devam ediyorken hangi koşulda ne şekilde meslekten men edileceğimizin tartışmaya açılmasını saygısızlık olarak görüyoruz. Her zaman, her yerde söylediğimiz sorunlarımıza çözüm olabilecek yasa teklifleri talep ediyoruz. Yaşatmak için yaşamak ve sağlıklı olmak istiyoruz!” dedi.
“Yaşatmak için Yaşamak ve Sağlıklı Olmak İstiyoruz”
TTB ve TTB’ye bağlı tabip odaları bugün ‘1 Nisan COVID-19 Nedeniyle Kaybettiğimiz Sağlık Çalışanlarını Anma Günü’ nedeniyle Türkiye genelinde etkinlikler gerçekleştirdi. Ülkenin her yerinde sağlık kurumları önünde COVID-19 mücadelesinde ve 6-20 Şubat depremlerinde yaşamını yitiren sağlık çalışanları için anma etkinlikleri yapıldı. Yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının fotoğrafları ve karanfiller taşındığı etkinliklerde saygı duruşları sonrası basın açıklamaları okundu.
TTB ve bağlı tabip odaları tüm illerde yaptıkları basın açıklamasında, tüm dünyayı etkileyen COVID-19 Pandemisi’nin başlangıcının üzerinden üç sene geçtiğini, ülkemizin dünyada COVID-19 Pandemisi’nden en çok zarar gören ülkeler arasında yer aldığını söyleyerek şu cümlelere yer verdi: “Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de üç senede COVID-19 nedenli 100 binin üzerinde ölüm kaydedildi. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) fazladan ölüm tespitlerine göre ise; gerçek ölüm sayısının, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığının üç katından fazla olduğunu biliyoruz. Hayatta kalan milyonların yaşamı da hastalık ve ekonomik kriz başta olmak üzere derinleşen çoklu kriz ortamı nedeniyle daha çekilmez hale geldi. Son üç senede COVID-19 Pandemisi’nin yanında ekonomik kriz, sel, deprem gibi olaylar da özellikle yoksullar için insan eliyle gerçekleştirilen ve önlenebilir felaketlere dönüşerek ciddi yıkımlara neden oldu.”
COVID-19’da ve Afetlerde ‘Yetersizlik’ Vurgusu
Kriz ortamlarında sağlık hizmeti ihtiyacının arttığı gerçeğine işaret eden TTB ve tabip odaları, krizin boyutlarının kontrol edilebilmesiyle sağlık ihtiyacının sınırlandırılmasının mümkün olabileceğine işaret ederek, “Türkiye’de gerek COVID-19 pandemisinde gerekse diğer afetlerde hazırlıkların yetersiz olması ve sürecin yönetilmesindeki eksiklikler, kırılgan ve piyasacı sağlık sistemimizle birleşerek tehlikeyi artırmıştır. Bu nedenle pandemi öncesinde bile baş edilemeyecek düzeyde olan sağlık emekçilerinin çalıştıkları ortamdaki risk ve iş yükü, her bir afette korkunç boyutlara taşınmıştır. COVID-19 salgınının başlangıcından itibaren Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurumlarına yazdığımız onlarca yazı, her gün her doğrultudan yaptığımız uyarılar hiçe sayılarak hem toplumun hem de hekim ve sağlık emekçilerinin hayatları tehlikeye atılmıştır” açıklaması yaptı.
İktidara ‘Pandemi’ Eleştirisi
Pandeminin üç senesinde iktidar çevrelerinin ekonomik çıkarlarını önceledikleri eleştirisinde bulunan TTB, algı yönetimi yapıldığına işaret ederek şu açıklamalarda bulundu: “Bizim için ise üzüntü, acı ve öfke ile geçti. Yapılan onca yanlış yüzünden yitirilen yüz binlerce candan ders almak bir yana, yönet(e)meme halinin benzerlerini her yeni afette yaşadık. Pandemi nedeniyle Türkiye’de ilk kaybettiğimiz meslektaşımızın ölüm günü olan 1 Nisan; TTB 72. Büyük Kongresi’nde karar alınarak “COVID-19 Nedeniyle Kaybettiğimiz Hekim ve Sağlık Çalışanlarını Anma Günü” ilan edildi. Aktif görev yapmaktayken COVID-19 Pandemisi nedeniyle yitirdiğimiz 176’sı hekim, 513 sağlık emekçisini ve 6 Şubat depremleri nedeniyle yitirdiğimiz 103’ü hekim, 449 sağlık emekçisini saygıyla anıyoruz.”
Bilimden Yana Yönetim Anlayışı Önemsenmeliydi
Yanlışlar neticesinde yaşamını yitiren yüzlerce sağlık emekçisi olduğuna vurgu yapan TTB açıklamasında, “bilimsel, şeffaf ve emekten yana yönetim anlayışı benimsenseydi halen hayatta olacaklardı. Bu sebeple; bilinmelidir ki haklarımız için verdiğimiz mücadele, bir ölüm kalım mücadelesidir. Yaşamak için, sağlığımızı kaybetmemek için insanca yaşamaya yetmeyecek ücretlendirme sistemine, ağırlaştırılmış çalışma koşullarına, sağlıkta şiddete, toplum sağlığını hiçe sayan politikalara karşı hep birlikteyiz. Meydana gelen her afetin yükünü hekim ve sağlık emekçileri olarak biz çekerken; daha da kötüleşen çalışma koşullarımızla ilgili kamu otoritesinden herhangi önemli bir adım gelmedi” cümlelerine yer verdi.
Emek Bizim, Söz Bizim!
TTB son olarak COVİD-19 süreci ve sonrasına ilişkin değerlendirmelerini sıralayarak şunları söyledi: “Üç senedir COVID-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmedi. Pandemi dönemi ve sonrası için yıpranma payımız yeterli seviyeye çıkarılmadı. Çalışma koşullarımız sağlıklı yaşayabileceğimiz hale getirilmedi. Çalışırken sağlıkta şiddetle, emekliyken yoksullukla boğuşuyoruz. Deprem bölgesinde çalışanlarımızın barınma gibi en temel sorunu bile çözülmedi.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)