Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili yaptığı açıklamada, "Bu, darbe girişimi engellenmiş görünse de bize göre darbe dinamiği hala devrede ve çözülmüş değil. Türkiye'de gerçek anlamda bir demokratikleşme olmadığı sürece bu darbe dinamiği devrede olacak" dedi.
DBP Eş Genel Başkanı Tuncel, partisinin Diyarbakır'daki binasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 15 Temmuz'da düzenlenen darbe girişimi dinamiğinin hala devrede olduğunu kaydeden Tuncel, bunun çözülmediğini söyledi. Türkiye halklarına yönelik yapılan bu darbe girişimi sonrası yapılması gerekenin darbe dinamiğinde çıkış noktasında güçlü politikalar oluşturmak olduğunu ifade eden Tuncel, "Son 1 yıldır Türkiye'de zaten olağan üstü hal yaşanıyor. Biz, bir kez daha uyarıyoruz, darbe tehlikesi geçmiş değildir, darbe tehlikesi halen devrededir. Darbe tehlikesini ortadan kaldırmanın yolu, Türkiye'de radikal demokrasinin yolunu geliştirmesiyle ancak mümkün olacaktır. İmralı Adası'nda bulunan Abdullah Öcalan'a yönelik son dönemlerde ortaya atılan iddialar, söylediğimiz darbe dinamiğinin hangi çerçevede devreye konulduğunu çok net olarak gösteriyor" dedi.
İmralı Adası'nda ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan'ın durumu ile ilgili de açıklamalarda bulunan Tuncel, şöyle devam etti:
"Basının İmralı'da Abdullah Öcalan'a da yönelik darbecilerin bir girişiminin olduğunu ve bunun engellendiğine yönelik haberler var. Son olarak, Adalet Bakanı, İmralı'da bir problemin olmadığına dair bir açıklama yaptı. Ama bütün bunlara rağmen, ortaya çıkan bu iddialar, Kürt halkı başta olmak üzere Türkiye demokrasi güçlerini ve bizleri endişelendiriyor. Ortaya çıkan bu haberler bile aslında tehlikenin çok ciddi olduğunu, henüz bertaraf edilmediğini ve İmralı'da Öcalan başta olmak üzere orada bulunanların yaşam haklarının tehlikede olduğuna dair çok ciddi emareler ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bunun giderilmesi gerekiyor. Bakanlığın açıklama yapması yetmez. Derhal, zaman geçirilmeden Öcalan'ın avukatları, ailesi veya bağımsız bir heyetin İmralı'ya giderek, oradaki koşulları yerinde görmesi gerekiyor. DBP olarak, örgütlü olduğumuz her yerde Öcalan'ın durumu netleşene kadar, demokratik tepkimizi ortaya koyma konusunda bir programımız olacak. Mesele sadece Öcalan değil, aslında Öcalan şahsında Kürt halkının ve Türkiye'nin demokrasinin geleceğidir. Dün yapılan bir açıklamada, Öcalan'ın avukatlarının başvurularına Bursa Cumhuriyet Savcılığı'nın verdiği cevapta, savcılığın İmralı Adası'nda 3 ay boyunca her türlü iletişimin yasaklandığı açıklanması, aslında bizim kaygıların ne kadar haklı olduğunu da bir kez daha gösteriyor."
İHA