Venezuela'daki El Sistema modelinden örnek alan İzmirli bir grup gönüllü, sanat eğitimine ulaşamayan çocukları müzikle buluşturdu. 10 çocukla başlatılan eğitimler bugün 44 çocuğa ulaştı ve bu çocuklarla Barış Çocuk Senfoni Orkestrası kuruldu. Aralarında Suriyeli çocukların da bulunduğu çocukların en büyük sorunu ise çalışabilecekleri düzenli bir mekanın olmaması.
Venezuela'da çocuklardaki suça karışma oranını düşürmek amacıyla 1975'te başlatılan El Sistema modeli sınırları aştı, sanat eğitimi alamayan Türkiye'deki çocuklara ulaştı. İzmir'de faaliyet gösteren 100. Yıl Güzelbahçe Rotary Kulübü'nden 30 gönüllü, önce İzmir'de sanat eğitimine ulaşamayan çocukları belirledi, sonra onlar için kendi ceplerinden enstürman aldı. Her gönüllünün giderek artan katkılarıyla 10 çocukla başlatılan eğitimler, bugün 44 çocuğa ulaştı. Kurulan Barış Çocuk Senfoni Orkestrası'nda şimdiden beş konser veren çocuklar arasında Suriyeli ve Doğu Anadolu'dan göç eden çocuklar da bulunuyor. Sloganları "Barış için müzik" olan çocuklar, geçen yıldan bu yana İzmir Devlet Senfoni Orkestrası eski baş kemancısı Kartal Akıncı tarafından eğitim alıyor. Çocukların eğitimi, geçici olarak Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın (TEGV) binasında ve Konak Belediyesi Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi'nde haftada üç gün veriliyor. Bir sanat okulu açmak isteyen ancak şimdilik düzenli bir mekan arayışında olan kulüp, Türkiye'nin El Sisteması'nı sanat eğitimine ulaşamayan diğer çocuklara yaymak için destek arıyor.
"Bir keman da benden olsun"
100. Yıl Güzelbahçe Rotary Kulübü'nün geçici dönem başkanı ve Opera Sanatçısı Selmin Günöz, kulübün geçen yılki teması olan "barış" ile ilgili proje geliştirmeye karar verdi. Venezuela'daki El Sistema modelini bire bir uygulamaya çalıştıklarını belirten Günöz, "Barış için bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Ben de geçici dönem başkanı ve bir sanatçı olarak yapabileceğim en iyi şeyin, sanat eğitiminden yararlanamayan çocuklara sanat eğitimi vermek olacağını düşündüm. El Sistema modeli gibi sanatı çocukların ayağına getirmeye karar verdik. Seçtiğimiz bölge de İzmir'in sosyo-ekonomik açıdan bu işe en çok ihtiyaç duyduğu bölge olmalıydı. Burada en çok Eşrefpaşa ve Kadifekale semtinden çocuklar var. Bu bölge bir hazine. Aralarında çok yetenekli çocuklar var. Burada Suriyeli çocuklar var, Doğu Anadolu'dan göç eden çocuklar var, İzmirli olan çocuklar var. Tüm enstürmanlar, kulüp üyelerimizin katkılarıyla alındı. "Bir keman da benden olsun" diyerek 10 kişiyle başlattığımız çalışma, şuanda 44 kişiye ulaştı. El Sistema modeli ile dünyaca ünlü sanatçılar yetişti. Umarım bizde de aynı şekilde olur ama meslek edinmeseler bile bir çocuğun hayatına sanatla dokunmak çocuğa büyük bir yön verecektir" dedi.
"En büyük sorunumuz fon ve mekan"
100. Yıl Güzelbahçe Rotary Kulübü 2016-2017 Dönem Başkanı Avukat Sema Denizoğlu ise, en büyük sorunlarının fon ve mekan olduğunu belirterek, "Fon oluşturmak için projeler üretiyoruz, destekçiler arıyoruz. Biz sanatın ücretsiz olması gerektiğine yürekten inanıyoruz. İstiyoruz ki; çocuklarımız okuldan çıkınca burada yemeklerini yesinler, sanat eğitimlerini alsınlar, arada kitap okusunlar. Bir sanat okulu hayal ediyoruz. Bir binamız olsa çocuklarımız sadece 1-2 saat eğitim alıp dönmek zorunda kalmayacaklar. Şuanda TEGV ve Konak Belediyesi'nin yer desteği ile çalışma yapabiliyoruz. Kendimize ait bir mekanın olması için çalışıyoruz" diye konuştu.
"Üç gün değil beş gün çalışmak isteriz"
Geçen yıldan bu yana haftanın üç günü bin bir emekle çocukları sanatla buluşturan İzmir Devlet Senfoni Orkestrası eski baş kemancısı Kartal Akıncı da şunları söyledi: "Teklif geldiğinde büyük bir coşku duydum. Emekli olmuştum ve çocuklarımıza bu şekilde hizmet edebilmek çok büyük bir onur. Çocuklarımızın ayağına gidebilmek, sanata ulaşamayanlara yardımcı olabilmek çok saygın bir iş. Başlarken bu kadar ilerleyebileceğimi düşünmüyorduk. Çocukların kulakları çok gelişti. İmkanımız olsa üç gün değil beş gün çalışmak isteriz. Buna rağmen çocuklarımız şimdiden beş konser verdi. Hepsini tek tek izliyorum ve hayata bakış açıları değişti. Yeni enstrümanlar almak, daha çok çocuğa ulaşmak istiyoruz."
En küçükleri 6 yaşında
Kendilerine tahsis edilen kemanlarla hem okulda hem de evde çalışan çocuklar da aldıkları eğitimden son derece memnun. 11 yaşındaki Havin Sayan, "Arkadaşımla panodaki yazıyı gördük. Keman çalmaya çok istekliydim. Panoyu görünce karar verdim. Başarabileceğimi düşündüm. Ailem onay verince kaydımı yaptırdım. İleride çok güzel keman çalıp çocuklara keman öğretmek istiyorum" derken, 10 yaşındaki Fatma Artan ise "Keman çalmayı çok seviyorum. Kartal Hoca bize çok güzel anlattığı için dersleri çabuk kavrıyoruz. Hayalim keman hocası ve doktor olmak" diye konuştu. 10 yaşındaki Özge Turgut da "Eğitime arkadaşlarımdan bir ay sonra başladım ama onlara yetişmeyi başardım. Hem evde hem de burada çalışıyoruz. Kartal Hocamız sayesinde başarıya ulaştık. Okulda arkadaşlarıma anlatıyorum ve herkes buraya gelmek istiyor" ifadelerini kullandı. Grubun en küçük üyesi 6 yaşındaki Nisa Bayındır da, keman çalmayı yeni öğrenmeye başladığını, keman çalmayı çok sevdiğini söyledi.
İHA