Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkan adayı Hasan Erdem, bıçağın kemiğe dayandığı bir noktada olduklarını belirterek, "Açıklamalara bakınca her şey tozpembe hiçbir kriz yokmuş gibi, 2017 yılı da turizm sektörünün altın yılı olacakmış gibi gerçekten aslı astarı olmayan bir takım beyanatlar veriliyor" dedi.
"Güçlü TÜRSAB Güçlü Türkiye" yolunda Ortak Akıl Toplantılarına devam eden TÜRSAB Başkan adayı Hasan Erdem, Kasım ayında gerçekleşmesi beklenen olağan genel kurulu öncesinde Trabzon'da bir otelde turizm ve seyahat acentası meslektaşlarıyla iftar yemeğinde bir araya geldi. Karadeniz Bölgesinin turizm potansiyeli ve buna bağlı sorun ve çözüm önerilerinin masaya yatırıldığı toplantıda Erdem, TÜRSAB seçimleriyle ilgili projelerini de anlattı.
İftar programında yaklaşık 140 turizm ve seyahat acentesiyle bir araya gelen TÜRSAB Başkan adayı Erdem, Türkiye turizm sektörünün çok büyük bir krizin içerisinde olduğunu ifade ederek, "Biz bugüne kadar çok krizler gördük ama bu kadar uzun süren kriz görmedik. Çünkü o krizler oluştuğunda yetkili insanlar yuvarlak masa etrafında toplanıp projeler üretiyorlardı ve o krizlerden nasıl kurtulacağımızın çaresi arıyorlardı. 2015, 2016, 2017 yılındayız henüz elde tutulan bu krizi atlatmak için elde somut bir proje yok. Öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığı bu işler için kurulmuştur. Açıklamalara bakınca her şey tozpembe hiçbir kriz yokmuş gibi, 2017 yılı da turizm sektörünün altın yılı olacakmış gibi gerçekten aslı astarı olmayan bir takım beyanatlar veriliyor bu yanlıştır. Herkes biliyor ki acentelerimiz zor durumda. Artık bıçağın kemiğe dayandığı bir noktadayız. Doğruları konuşmakta fayda var. Karadeniz dünyanın altınıdır. Burası kadar doğal güzelliği olan bir bölgemiz olduğu için şanslıyız. Ama varlık içerisinde yokluk çekiyoruz. Bu yaylaların, ovaların, dağların, ormanın, çeşit çeşit yeşilliğin ve akarsularımızın kıymetini bilemiyoruz. Satamıyoruz, ekonomik değer haline getiremiyoruz. Dünyada 10 milyon turist Körfez konseyi işbirliği ülkelerinden seyahat yapılıyor. Bizim ülkemize 800 bin kişi geliyor. Yüzde 10 bile değil. Bugün buraya gelen turistlerimiz dağı, ormanı, yeşilliği, ezan seslerini, sıcak ilişkileri arıyorlar. Bu birlik ve beraberlik var olduğu sürece bize hiçbir şey olmaz diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"Türsab'da değişim hareketi"
Türkiye'nin kalkınma hamlelerinin başında turizm ve ihracat geldiğine dikkat çeken TÜRSAB Başkan adayı Hasan Erdem, "Türkiye olarak dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisi arasına girmemiz için ihracat kadar turizme de büyük önem vermemiz gerekiyor. Türk turizmi maalesef ki son yıllarda kırmızı alarm veriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan sonra turizmin en önemli kurumu olan TÜRSAB ne yazık ki bu süreçte sınıfta kaldı. Kuruluş amacı üyesi olan 10 bin civarındaki turizm ve seyahat acentalarına destek olmak olan TÜRSAB ne yazıktır ki bırakın destek olmayı adeta köstek oluyor. Doğa turizminde sadece Türkiye'nin değil dünyanın en önemli turizm destinasyonu olan Karadeniz bölgesi bize göre paha biçilemez bir elmas değerinde fakat TÜRSAB'ı yönetenler sarraf değil. Turizm sektörünü planlı ve doğru şekilde yönetmek planlamak adına 32 maddeden oluşan projelerimizi hayata geçirmek bizim şeref sözümüzdür" şeklinde konuştu.
"Acentalara belge devir hakkı geliyor"
TÜRSAB yönetimine geldiklerinde ilk icraatlarının 5 yıl süreyle yeni acenta girişini durdurarak belge devir hakkını yeniden kazandırmak olacağını vurgulayan Erdem, "Mevcut TÜRSAB yönetimi belediyeler, kooperatifler ve odalar dahil önüne gelene TÜRSAB belgesi vererek haksız rekabete yol açıyor. Acentaların hak ve menfaatini korumak gerekirken yeni acenta girişleri yaparak belge satmak adeta diğer acentaların ekmeğine ortak oluşturmaktadır. TÜRSAB'da adeta acenta enflasyonu yaşanıyor. Acente sayısına kota konulursa TÜRSAB belgemiz değer kazanacaktır. Bunun yanında 32 maddeden oluşan projelerimizi hayata geçirerek TÜRSAB'ı hem kurumsal, hem markasal, hem üyelerinin kalkınması ve hem de Türk turizminin dünyada en etkin şekilde pazarlanmasını amaçlıyoruz" diye konuştu.
"Projemizde 32 tane şeref sözümüz var"
Türkiye'nin 39 parçaya bölündüğünü kaydeden Erdem, "20 bölge yeterde artar bile. Önemli olan niteliktir. Biz TÜRSAB'ın bölgesel yürütme kurullarının kalitesini, gücünü arttırmamız, onların kendi ayaklarının üzerinde durmalarını sağlamamız gerekir. Biz bunu yapmıyoruz. Benim bütçeye ihtiyacım var. Bütün bütçe genel merkezde birikiyor. Bin tane acente açmışlar, 45 milyon TL yeni belge vermekten dolayı para almışlar. Bu 45 milyon TL'nin bize ne faydası var. O zaman niye bana rakip çıkartıyorsun. Trabzon'da 50 acente olması yerine 150 acente açıyorsan bana bir dönüşümü olması gerekiyor. Sürekli bana rakip oluşturuyorsun. Kalite ve kriter çok aşağılara iniyor. Daha önce böyle değildi. Ehliyetsiz insanlara belge verdiğiniz zaman onlar kaçak faaliyetlerin artmasına zemin hazırlar. Projemizde 32 tane şeref sözümüz var. Bu maddelerin hepsi sizin ve bizim menfaatimize olan şeyler. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren TÜRSAB BYK'ları en makul seviyeye çekerek yetkilerini arttırmayı hedefliyoruz. Bu sayede BYK'lar geçmişte olduğu gibi amacına uygun bir şekilde profesyonelce yönetilecek. BYK'ların en demokratik hakları olan seçme ve seçilme hakkını yeniden kendilerine vererek özerklik kazandıracağız. Para için bu kadar acente açmak olmaz" dedi.
"Suudi Arabistan bizi protesto ederse hepimiz açıkta kalırız"
Bütün yumurtaları tek sepetin içerisine koymamak gerektiğinin altını çizen Erdem, şöyle konuştu:
"Yarın Körfez'de bir sıkıntı olur Suudi Arabistan bizi protesto ederse hepimiz açıkta kalırız. Sudan çıkmış balık gibi oluruz. Bu bölgenin inanç turizmiyle ilgili potansiyeli de var. 3 yıldan beri Sümela Manastırı kapalı. Burası niye kapalı diye söylüyorsunuz ama derdinizi anlatamıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Turizmin Türkiye'nin önemli ikinci sektörü olduğunu vurgulayan Erdem, "Ben hükümetin yerinde olsam nasıl ki devlet memurları 67 yaşından sonra çalışamaz diye kanun çıkartmışlarsa sivil toplum örgütlerinin başındakiler içinde 67 yaşından sonra çalışamaz diye kanun çıkartırım. Bunlar koltuk üzerinde bunayacaklar. Turizm sektörü Türkiye'nin önemli ikinci sektörüdür. Türkiye zenginleşmek istiyorsa turizm sektörüne sahip çıkacak, yeniden bir takım atılımlar yapacak. Turgut Özal ruhunu, anlayışını, projelerini yeniden hayata geçirecek. Turizm sektörü günah sektörü değildir."
Erdem konuşmasının ardından acente temsilcileri ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İHA