OSGBDER Başkanı Cengiz İmeci, "Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi'nde STK'lar daha etkin yer almalıdır" dedi.
Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri Derneği (OSGBDER) Başkanı Cengiz İmeci, İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili açıklamada bulundu. İmeci, "Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi'nde STK'lar daha etkin yer almalıdır" dedi.
"İş Sağlığı ve Güvenliği tüm toplumu ve tarafları içine alan geniş bir konudur" diyen İmeci, "Geniş katılımlı işbirlikleri ortaya koyarak istenen hedefleri ve başarıları elde edebiliriz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği konularında bugüne kadar sayısız eylem planları hazırladı ve bu planlarda bir takım hedefler verdi. Ancak bu hedeflerin büyük bir çoğunluğu bugüne kadar gerçekleştirilemedi. Gözlemlediğimiz kadarıyla hedeflerin gerçekleşmemesinin en büyük nedeni gönüllülük esasına göre çalışan sivil toplum kuruluşlarından yeterli derecede faydalanılamamasıdır. Bu işbirliğinin oluşmamasının en büyük sebebi şu an yürürlükte olan Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin yapısına bağlayabiliriz" şeklinde konuştu.
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi yönetmeliğinin 4'üncü maddesi kuruluş amacını "Konsey, ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi için tavsiyelerde bulunmak üzere kurulmuştur" şeklinde tanımladığını dile getiren İmeci, "Aynı yönetmeliğin 6'ncı maddesinde ise konseyin görevi şöyle özetlenebilir; İş sağlığı ve güvenliği konusundaki ihtiyaç ve öncelikleri dikkate alarak Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi, hedefler ve eylem planının belirlenmesi için öneriler geliştirmek". Yani konsey üyelerinden sadece tavsiye ve öneri beklenmektedir. Konsey üyelerinin yapısına baktığımızda ise sendikaları ve TOBB'un dışındaki tüm üyeler bakanlık bürokratlarından oluşmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlardan daimi üyeye yer verilmemiştir. İhtiyaç halinde İSG alanında faaliyet gösteren en fazla 2 kurum ve kuruluş geçici olarak dahil edilebiliyor. Kanunu sahada uygulayan gözlemleyen sorunları bire bir yaşayan İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonellerini temsil edecek sivil toplum kuruluşlarının bu konseyde yer bulamamaları sorunların çözümünü geciktirmektedir. Konseyin oluşturduğu faaliyet raporlarını ve Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgelerini detaylı incelediğimizde çok ciddi konuların ele alındığını ancak üyelerin yarıdan fazlasının raporda geçen konulara görüş dahi bildirmemesi konseyin yapısının gözden geçirilmesi gerekliliğini doğrulamaktadır" dedi.
"Her zaman desteğe hazırız"
En son Çalışma ve Sosyal Güvenliği Bakanlığının hazırlamış olduğu 2017-2021 Stratejik Planı'nın incelediğinde hedefler bölümünde iş sağlığı ve güvenliği standartlarını Avrupa Birliği ülkeleri seviyesine çıkartılmasının hedeflendiğinin görüldüğünü aktaran İmeci, şunları kaydetti: "Stratejik Planın 2'nci bölümü "Sağlıklı, Güvenli ve Güvenceli Bir Çalışma Ortamı Oluşturmak" ana başlığına yer verilmiştir. Burada yapılan en önemli tespitin Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin etkinliğinin arttırılması gerektiği görülmektedir. İhtiyaç hanesinde ise Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin etkinleştirilmesi ve sosyal taraflarla işbirliğinin arttırılması gerektiği belirtilmektedir. 2017-2021 Strateji Planından da anlaşılacağı gibi Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi bu yapısı ile İş Sağlığı ve Güvenliği alanında yeterince etkin olamamıştır. Bu yapının sosyal taraflarında görüşü alınarak en kısa sürede yeniden yapılanması ve saha tecrübeli sivil toplum kuruluşlarının daimi üye olarak diğer kurumlar ile eşit temsil yeterliliğine sahip olması, alınacak kararların tavsiyeden öte uygulamaya yönelik ve takip edilebilir düzeye çekilmelidir. Bunun için gerekirse Ulusal iş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi özerk bir yapıya kavuşturulup bütçesi, sabit çalışma ofisi olan bir kurum haline gelmesi düşünülmelidir. Yüzlerce üyesi ile sahada aktif olarak yer alan Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri Derneği (OSGBDER) olarak bu konuda istenmesi halinde her zaman desteğe hazır olduğumuzu her fırsatta dile getiriyoruz".
İHA