Unilever, Konya'daki ikinci yatırımı olan Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri fabrikasının açılışını gerçekleştirdi. Açılışa, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de katıldı.
Türkiye'de sekiz fabrikası ve beş bini aşkın çalışanıyla faaliyet gösteren Unilever, Konya'daki ikinci yatırımını Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri fabrikasıyla yaptı. Tedarikçileriyle birlikte Konya'da güçlü bir tedarik zinciri ekosistemi oluşturan Unilever, toplamda 350 milyon euroya ulaşan entegre yatırım değeriyle Türkiye'de hızlı tüketim sektöründe son 10 yılın en büyük fabrika yatırımını hayata geçirdi. Fabrika, Unilever Global CEO'su Paul Polman, Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Harm Goossens ve Unilever Türkiye, Rusya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya, Kafkasya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Bölge Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Nihal Temur'un ev sahipliğinde gerçekleşirken açılışa Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Konya Valisi Yakup Canbolat, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AK Parti Konya Milletvekilleri Ziya Altunyaldız, Mehmet Babaoğlu, Muhammet Uğur Kaleli, AK Parti Konya İl Başkanı Musa Arat, Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü ve davetliler katıldı.
4 mega üretim tesisi, 2 şişe üretim tesisi, 1 dolum tesisi, 1 mega depolama-dağıtım merkezi ve 1 hammadde lojistik merkezi ile toplamda 9 tesisten oluşan "Konya Tedarik Köyü', zaman ve enerjiden tasarruf sağlayacak ve maliyetleri azaltacağı bildirilirken, yeni Tedarik Köyü'nün Türkiye'nin ihracatı için dinamo rolü üstleneceği, ev ve kişisel bakım ürünleri kategorisinde toplam üretim kapasitesini 750 bin tona çıkaracak olan yeni fabrikanın bu iki ürün grubunun 21 ülkeye olan ihracatını da artırması bekleniyor.
Yapılan açıklamada, Türkiye'nin 2023 yılı için belirlediği toplam 500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkı sağlamak amaçlandığı belirtilirken, yeni fabrikanın Türkiye'de hızlı tüketim alanında son 10 yıldaki en büyük yatırım ve Türkiye tarihinde Konya'ya, tüm sektörlerde yapılmış en büyük yatırım olma özelliği taşıdığı bildirildi.
Unilever Global CEO'su Paul Polman törende yaptığı konuşmada "Türkiye'nin ve ekonomisinin 100 yılı aşkın bir süredir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye; Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya
için bölgesel bir merkez olma rolüyle önceliğimiz olan bir ülke. Konya da altyapısı, konumu ve yenilenebilir enerji tedariki konusunda sahip olduğu potansiyel ile Unilever'in geleceği için stratejik bir rol üstleniyor, sürdürülebilir büyümemizi destekliyor" dedi.
"Dünya standartlarında sürdürülebilir teknoloji"
Unilever Türkiye, Rusya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya, Kafkasya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Bölge Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Nihal Temur ise açıklamasında "Tüm fabrikalarımızda olduğu gibi bu yeni fabrikamız da çöplüğe "sıfır atık" gönderme hedefine ulaşacak şekilde tasarlandı. Ayrıca en iyi bina stratejilerinden ve uygulamalarından oluşan bir yeşil bina sertifikasyon programı olan
LEED sertifikasyonunu da (LEED- Leadership in Energy and Environmental Design) hazır şekilde inşa edildi. Yenilikçi tasarımı ve üretim sistemleriyle karbon emisyonu ve su tüketimi, benzeri üretim merkezlerine kıyasla yüzde 50 azaltılacak şekilde hayata geçirildi" dedi. Temur, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Uçtan uca dijital teknolojiler, akıllı üretim hatları ve üstün kalitede tedarik zinciri yönetimi ile gerek fabrikanın kendisi gerekse Konya Tedarik Köyü'nün bütünü, iyi bir sürdürülebilir tedarik örneği sergiliyor. Bu model tüm paydaşlar için zaman, enerji ve maliyet tasarrufu sağlıyor".
"Türkiye bizim için önemli bir ülke"
Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Harm Goossens basın mensuplarına Türkiye stratejileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Goossens, koşullar ne olursa olsun Türkiye'de uzun süreli kalacaklarını ve uzun dönemli yatırımın söz konusu olduğunda her zaman burada olacaklarını söyledi. Goossens, Türkiye'nin global olarak kendileri için önemli bir ülke olduğunu belirterek, "Her 10 evin 9'unda ürünlerimiz var. Türkiye global olarak bizim için önemli bir ülke. En iyi çalışanlarla beraberiz. Türkiye'den, farklı bölgelere ürünlerimizi ihraç ediyoruz. 2016 yılında Türkiye'den 32 ülkeye 150 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik" diye konuştu.
Programda konuşan Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Memiş Kütükcü, Unilever'in 2013 yılında Algida ile bölgeye yatırım yaptığını belirterek, "Unilever, ev ve kişisel bakım ürünleri yatırımlarını da tamamlayarak bugün hizmete açıyor. 350 milyon eurosunu bugün açılışını yaptığımız tesisler olmak üzere Algida ile beraber bölgemize yaptığı yatırım tutarı 500 milyon euroya yaklaştı. Bu yatırım Konya tarihinin en büyük uluslararası yatırımı değerli konuklar. Ben burada ülkemize inanan, Konyamıza inanan ve güvenen ve Türkiye'de üretim üssü olarak Konya'yı seçen başta Unilever ve tedarikçileri olmak üzere tüm yerli ve yabancı yatırımcılara teşekkür ederim" diye konuştu.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ise, bu tesislerin hayata geçirilmesinde nasıl yoğun bir çalışma gösterildiğini ifade ederek, "Özellikle Unilever yöneticileri gerçekten çok güzel bir model ortaya koydular. Bir sanayi tesisinin yapılmasında dünya çapında bir yatırımın hayata geçmesinde nelere dikkat edilmesi gerektiğine aslında örneklik teşkil ettiler. İş güvenliği açısından gösterdikleri özen, verimli çalışma konusunda ortaya koydukları başarı yine yatırımın ekolojik olması noktasında sıfır atık ortaya çıkması konusunda gösterdikleri özen ve diğer birçok çabayla da hakikaten örnek bir tesisin Konya'ya kazandırılmasında büyük bir başarı gösterdiler" ifadelerini kullandı.
Konya'nın önemli gelişmelere imza attığını belirten Konya Valisi Yakup Canbolat ise, "Bu süreç zarfında Konya tarımdan sanayiye, ulaştırmadan haberleşmeye, eğitimden sağlığa, turizmden kültüre, enerjiden ticarete kadar her alanda büyük bir gelişme kaydetmiştir. Konya ilimiz bugün itibariyle sahip olduğu 9 adet organize sanayi bölgesi, 44 adet küçük sanayi sitesi, 10 adet özel sanayi alanıyla Anadolu'nun üretim üssü haline gelmiştir" şeklinde konuştu
AK Parti Konya Milletvekili ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız da, "Unilever gibi bir firma bugün toplamda 350 milyon euroluk bir yatırımı Türkiye'ye ve Türkiye'nin geleceğine inanarak yapıyorsa ve daha yüzyıllar burada olacağını ifade ediyorsa evet Türkiye'ye inanmak, Türkiye'ye güvenmek, Türkiye'nin geleceğine ve Türkiye'nin umuduna katılmaktır. Bunun yanında eğer Konya Türkiye'nin kalbiyse ve Konya'ya yatırım yapılıyorsa bunun da çok önemli sebepleri var. Eğer Konya bugün çok önemli bir yatırım merkezi olabilmişse bunu hep birlikte Konya olmaya borçluyuz" diye konuştu.
"Üreticinin desteklenmesi ve geliştirilmesi noktasında çalışmalar var"
Türkiye'de üreticinin desteklenmesi ve geliştirilmesi noktasında çalışmalar olduğunu söyleyen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Türkiye'de üreticinin desteklenmesi, sanayinin geliştirilmesi noktasında aşağı yukarı 72 maddeden oluşan çok önemli dönüşümleri, çok önemli maddeleri içeriyor. Dolayısıyla bunu da inşallah bu ay içerisinde hayata geçireceğiz. Bir diğer çalışmamız piyasa denetim ve gözetimiyle ilgili Türkiye'de piyasada çok sayıda ürün var, alıcı var, satıcı var. Bunların denetlenmesi, bunların kurallara uygun şekilde olması için bir çalışmamız var. İnşallah bu yıl sonuna doğru Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edeceğiz. Ciddi ve kapsamlı bir dönüşüm öngörüyoruz. Bir diğer çalışmamız bu endüstri 4.0 ile ilgili. Dünyada önemli gelişmeler var. Bu konuda çalışmalar var. Almanya'da başlayan bir süreçti. Amerika'da, Çin'de, dünyanın belli bölgelerinde bu konuda çalışmalar yapılıyor. Türkiye'de biz 6 sivil toplum kuruluşunu, sanayicileri ve üreticileri temsil eden 6 kuruluşu bir araya getirdik. Bu konuda da kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Gelecek yıl bakanlığımızın bütçesine bununla ilgili de bir fon ve kaynak ayıracağız. Bunu da hayata geçireceğiz" dedi.
Ar-Ge merkezleri kurmayı teşvik ettiklerini söyleyen Bakan Özlü, "Özellikle yabancı yatırımcılarımızın da Türkiye'de AR-GE merkezlerini kurmalarını arzu ediyoruz. Bu isteğimiz Unilever ailesi belli ürünlerde belli kısımlardaki Ar-Ge merkezlerini Türkiye'de kurmaları noktasında kendilerini teşvik edeceğimizi ve destekleyeceğimizi burada ifade etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
"Yaşanan iç şok ve darbe girişimine rağmen Türkiye ekonomisi iyi bir performans gösterdi"
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de, küresel kriz, Avrupa krizi, Ortadoğu'daki kaos, Türkiye'de yaşanan iç şok ve darbe girişimine rağmen Türkiye ekonomisinin iyi bir performans gösterdiğini dile getirerek, "2002 yılında hükümetimiz başa geldi. 2002-2016 döneminde yüzde 5.7 gibi çok güçlü bir büyüme performansı gösterdik. Ondan önce 1923-2002 döneminde yüzde 4.5 gibi yine iyi bir büyüme oranımız var ama bütün bu şoklara rağmen yüzde 5.7'lik bir büyüme oldukça iyi sayılır. Hatta küresel kriz sonrası döneme bakarsak yüzde 6.7 gibi çok daha büyük bir büyüme söz konusu. 2010-2016 döneminde 2000'li yılların başında Türkiye ekonomisini reel olarak yüze eşitleseniz bugün Türkiye ekonomisi 215'e ulaşmış durumda. Aynı dönemde dünya ekonomisine baktığımızda veya aynı dönemde diyelim ki gelişmekte olan ülkelere baktığımızda Türkiye'nin iyi performans gösterdiğini söyleyebilirim. Dünya ekonomisi 100'den 181'e, Avrupa Birliği 100'den 126'ya, gelişmekte olan ülkeler Çin ve Hindistan'dan hariç 100'den 193'e çıkmış. Türkiye 100'den 215'e çıkmış" dedi.
"Türkiye demokrasisini de, hukuk devletini de çok daha güçlendirecek"
Çok önemli bir anayasa reformunu Nisan ayında gerçekleştirdiklerini de aktaran Şimşek, "Buna ilişkin de algı dışarıda olumsuz ama şunun altını çizmek istiyorum. Türkiye aslında sadece ve sadece hükümet sistemi değişikliğine gitti. Türkiye demokratik, laik bir sosyal hukuk devleti olmaya tabii ki devam edecek. Türkiye tabii ki demokrasisini daha da güçlendirecek. Yaptığımız tek şey 94 yılda 65 hükümet çıkartan bir parlamenter yönetim sistemi yerine çok daha istikrarlı, çok daha güçlü, reformcu hükümetlerin gelmesinin önünü açmak. Çünkü bundan sonra 5 yılda bir seçim yapılacak. Cumhurbaşkanı devlet başkanı doğrudan doğruya halk tarafından seçilip yönetimi kuracak. Meclis çok güçlü şekilde çalışmaya ve yasamanın tekeli olmaya, denetimin merkezi olmaya devam edecek. Bu konudaki algılar ve yargılar da maalesef yanlış. Dolayısıyla Türkiye geriye gitmiyor tam aksine Türkiye çok güçlü bir şekilde önüne bakıyor. Türkiye demokrasisini de, hukuk devletini de çok daha güçlendirecek. Bunları önemsiyoruz çünkü her şeyin başı bu kalkınma ile demokrasi at başı gider. Hukuk devleti, öngörülebilirlik iş alemi için olmazsa olmazdır. Vatandaşlarımızın da talebi bu yöndedir. Yaptığımız tek şey istikrarı kalıcı şekilde Türkiye'ye kazandırmaktır" şeklinde konuştu.
İHA