Uşak’ın Son Davul İmalatçısı Mesleğini Yaşatmak İçin Mücadele Veriyor

Uşak'ta 20 yıl önce davul imal etmeyi kafasına koyan Mehmet Arslan daha önce bu işi yapan yanında yetişeceği bir usta olmadığı için türlü zorluklarla...

Uşak'ta 20 yıl önce davul imal etmeyi kafasına koyan Mehmet Arslan daha önce bu işi yapan yanında yetişeceği bir usta olmadığı için türlü zorluklarla işe başladı. Davulları imal edecek makineleri bile kendisi tasarlayan ve bunları tornacılarla beraber yapan Arslan, bütün zorlukların üstesinden işini çok sevdiği için gelebildiğini söyledi.

1983 yılında müzisyenliğe başlayan Mehmet Arslan bundan 20 yıl önce Uşak'ta davul yapımı noktasında yaşanan eksikliği gidermek ve var olan talebi karşılamak için bu işi yapmaya karar verdi. Yanında çalışıp davul yapımının inceliklerini öğrenecek bir ustası olmadığı için de aylarca eski davulları inceleyerek nasıl yapabileceğini düşündü. Davul imalatında kullanacağı makineleri tasarladı ve bu makineleri tornacılara yaptırdı. Bütün bunların beş yılını aldığını söyleyen Arslan bu zaman zarfı içinde hayatını kazanmak için müzisyenliğe devam etti.

Uşak'ta kendisinden başka bu işi yapan olmadığını belirten Arslan; "Araştırdım Ege bölgesinde bunun imalatını yapan var ama benim gibi kapsamlı yapan yok. Malzemeyi dışarıdan getiriyor sadece onlar montaj yapıyor. Ama bizim öyle değil, biz kütüğü alıyoruz keresteciden başlıyoruz sıfırdan imalata. İnce ince kestiriyoruz ondan sonra makine yardımıyla kıvırıyoruz sonra kurutuyoruz. Tabi havanın şartlarına göre mesela kışın daha zor kuruyor, yazın nispeten daha hızlı. Bundan sonrası kolay, buraya kadar olanı zor. Bundan sonra kaç cm çapında yapacaksak metreyle ölçüp çaplarını ayarlıyoruz, tesviyesini yapıp yapıştırıyoruz ondan sonra tekrar bir ufak zımpara ve arkasından cila. Ciladan sonra çemberlerini yapıp derilerini geçiriyoruz, iplerini gerip davul haline getiriyoruz. En iyi davul ceviz ağacından olur. Derisi de oğlak ve keçi derisi. Çubuk tarafına oğlak diğer tarafına da erkeç derisi gerilir. Ama şimdi şartlar gereği kullanımı basit olsun, ekonomik olarak daha uygun olsun diye mika ve cam deri dediğimiz malzemeyi kullanıyoruz. Işıklı modellerimiz de var. Bu modelleri genelde gece kulüpleri ve Avrupa'dan gelen talepler üzerine yapıyorum." dedi.

Ramazan dolayısıyla işlerinde az da olsa bir hareketlenme olduğunu söyleyen Arslan; "Yine de eski tadı yok. Ramazanda daha çok tamirat yapıyoruz. Ramazan davulcusu arkadaşlarımızın hemen hemen dörder beşer tane davulları var, bunlar patladığı zaman tamiratlarını yapıyorum. Bu sene zaten piyasada enteresan bir durum var. Uşak'ta ilk bu gidişle davul yapımı benimle birlikte son bulacak. Bütün işlerde olduğu gibi biz de çırak bulamıyoruz. Sanayiye gidiyoruz, keresteciye gidiyoruz, tornacıya gidiyoruz oralarda görüyoruz çırak bulmak çok zor, eskisi gibi değil. Çırak geliyor bir iki gün duruyor bakıyor iş zor kaybolup gidiyor. Gelir gelmez ne kadar para vereceksin diye soruyor. Biliyorsunuz bu tür işler zor, zanaat işi" şeklinde konuştu.

İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.