Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği (HİDER) Genel Sekreteri Prof. Dr. Serhat Ünal, antibiyotik kullanımı konusunda uyarılarda bulunurken KLİMİK, EKMUD, HİDER ve Çocuk Enfeksiyon ve Bağışıklama Dernekleri’nin ortak başlattığı “Hapı Yutma” halk farkındalık kampanyasından bahsetti.
Antimikrobiyal direnç dünyadaki en önemli sağlık sorunlarından biridir. Antibiyotikler dünyada en çok kullanılan ilaçlar arasındadır. Tüm dünya ülkeleri antibiyotik kullanımını çok yakından takip ediyor. Bu yakın takip sonucu biliniyor ki yaygın olarak kullanılan antibiyotiklerin yarısı dünyada yanlış ya da gerekmediği halde kullanılmaktadır ve bu da antimikrobiyal direnç sorununa yol açmaktadır.
Antibiyotikleri yaygın ve yanlış kullanırsanız, bakteriler antibiyotiklere karşı kendini nasıl koruyacağını öğreniyor.
Antibiyotikler, sentetik veya doğal yollardan elde edilen ve sadece bakteri grubu mikroplara karşı etkili olan ilaçlardır diyen Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği (HİDER) Genel Sekreteri Prof. Dr. Serhat Ünal:“Mikropların dünyası geniş. İçinde virüs, mantar, parazit, bakteri var. Antibiyotikler diğer mikroplara karşı değil sadece bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlara karşı etkilidir. Bakteriyel enfeksiyonlar ise örneğin pnömokok bakterisinin neden olduğu zatürre (Pnömoni), tifo, kolera veya bakterilerin neden olduğu idrar yolu enfeksiyonu gibi enfeksiyonlardır.
Sadece bakteri kaynaklı enfeksiyon hastalığı olan hastalar antibiyotik kullanmalıdır uyarısının altını çizen Prof. Dr. Serhat Ünal:“Tüm dünyada antibiyotiklerin kullanımı çok yaygın ve bu yanlış kullanımla mücadele ediyoruz çünkü antibiyotikler yaygın ve yanlış kullanılırsa, bakteriler bundan nasıl korunacağını öğreniyor.”
Gereksiz antibiyotik kullanımında Avrupa’da ilk üçteyiz
Gereksiz antibiyotik kullanımında İtalya ve Yunanistan’la beraber, Türkiye’nin ilk üçün içerisinde yer aldığı vurgusunu yapan Prof. Dr. Serhat Ünal, dünyada da gereksiz antibiyotik kullanımı listesinde çok üst sıralarda olduğumuzu belirtti.
Prof. Dr. Serhat Ünal:“Enfeksiyon hastalıklarında en sık bulgu ateştir ama ateş sadece bakteri enfeksiyonlarında değil, virüslerin neden olduğu enfeksiyonlarda (viral enfeksiyonlar) veya kanser, romatizmal hastalıklar gibi başka hastalıklarda da ortaya çıkar. Bu yüzden her ateşi olan hastaya antibiyotik verilmemelidir. Hekimler hastaları muayene ederek, laboratuvar testleri yaparak hastasının ateşinin bir bakteriyel enfeksiyon hastalığına bağlı olup olmadığını belirledikten sonra antibiyotik önermelidir. En önemli maddemiz hastaya gerektiği zaman antibiyotik vermektir. Doğru hastaya, doğru antibiyotiği seçmek de hekimin görevidir. Enfeksiyonun yeri, şekli, ağırlığı, etken mikroorganizmanın tespiti, mikroorganizmanın antibiyotiklere dirençli olup olmadığı, hastanın genel durumu ve altta yatan bir hastalığı olup olmadığı gibi kriterlere göre hekim doğru antibiyotiğe karar vermelidir. Hastanın bakteriyel enfeksiyonuna yönelik doğru antibiyotiğin hekim tarafından reçetelenmesi sonrası en önemli kural ise, hastanın antibiyotiği hekiminin önerdiği dozda, önerdiği saatte ve önerdiği sürede yani “doğru kullanmasıdır”. Her hastalıkta olduğu gibi enfeksiyon hastalığında da tedavi sürecinde hekim, hasta ile iş birliği içerisinde olmalıdır. Antibiyotiğin hekiminin reçetelediği, eczacının belirttiği şekilde, kaç miligram, günde kaç tane, kaç saat arayla alması gerektiğini anlamak ve bunu doğru uygulamak hastanın sorumluluğudur. Tüm bunlar, bizi akılcı antibiyotik kullanımı dediğimiz antibiyotik direncini engellemedeki en büyük silahımız olan noktaya getiriyor yani “hekim, eczacı ve hasta iş birliğine”.
Hekim tarafından yazılan reçete olmadan eczanelerden antibiyotik temin edilemez
Son 5–6 yıl içerisinde kare kod uygulamasıyla artık hekim tarafından yazılan reçete olmadan eczanelerden antibiyotik temin edilememektedir diyen Prof. Dr. Serhat Ünal:“Yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımında, tedavi için gerekmediği halde vücuda ilaç veriyorsunuz. Hem hastalığın tedavisi açısından bir anlamı olmuyor, hem ilacın belli yan etkileri var, vücudu gereksiz yere o yan etkilere maruz bırakıyorsunuz. Ek olarak, boşa para harcıyorsunuz, mali yönü de var. Ama bunların tümünden daha da önemlisi, yaygın ve yanlış antibiyotik kullanımı nedeniyle, gerekmediği halde verdiğiniz antibiyotiği vücudunuzdaki mikroorganizmalarla tanıştırıyorsunuz. Şimdi etkili olan antibiyotik, yanlış kullanım nedeniyle bakteriler tarafından tanınıp, kendisine karşı direnç geliştirilmesi nedeniyle bir süre sonra gerçekten hastalık olduğu zaman kullandığınızda etkisini gösteremiyor. Gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımının en önemli bedeli ise “antibiyotiklere karşı bakteriler tarafından geliştirilen direnç ve bunun sonucunda enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde başarısızlık” olarak ödeniyor. Bu nedenle akıllı antibiyotik kullanım kurallarına uymak gerekiyor” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)