Türkiye Ulusal Allerji ve İmmünoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Ferda Öner Erkekol, yaz aylarında alerji açısından birçok risk faktörünün bulunduğuna dikkat çekerek, uyarılarda bulundu.
Erkekol, "Güneş alerjileri, arı sokması sonucu ortaya çıkabilen çok ciddi olumsuz sonuçlar, ilaç ve besin alerjileri, yaz aylarında da kabus olmayı sürdüren polenler, birçok kişi için çok önemli riskler içeriyor" dedi.
Güneş alerjisinin, kimi zaman yanlışlıkla kişiler tarafından güneş yanığı ile karıştırıldığını bu nedenle bu hastaların geç tanı alabildiğini belirten Ferda Öner Erkekol, güneş yanıklarının güneşe uzun süreli maruz kalınan yerlerde görülen genellikle 2-3 saat sonra ortaya çıkan ağrılı kızarıklıklar şeklinde belirti verdiğini güneş alerjisinin ise duyarlı kişilerde, ilk 30 dakika içerisinde ciltte kaşıntı, kabarıklık, şişlik ve kızarıklık gibi belirtilerle ortaya çıktığını söyledi.
Güneş alerjisi olan kişilerin tatile çıkmadan önce doktorlarından bilgi almalarının önemine değinen Ferda Öner Erkekol, yaz aylarında görülebilen diğer alerjik hastalıklar için uyarıda bulunarak, şunları söyledi:
"Bahar aylarında birçok çocuk ve erişkinde aşırı burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, burun ve göz kaşıntısı, gözlerde sulanma ve batma ile seyreden alerjik rinit yani halk arasında bilinen adıyla "saman nezlesi', sanılanın aksine yalnız ilkbaharda görülebilen değil, bazı kişide yaz boyunca ve hatta sonbaharın ilk dönemlerine kadar sürebilen bir hastalıktır. Yaz aylarında arı sokması sonucu, anafilaksi adı verilen öldürücü olabilen şiddetli alerjik reaksiyonlar da görülebiliyor. Vücudun önemli bir bölümünde kızarma, kaşınma, vücutta şişme, karın ağrısı, ishal, çarpıntı, bayılma gibi belirtiler verebilen arı sokmaları ölümcül sonuçlara da yol açabiliyor. Arı alerjisi olduğu bilinen hastaların hekimleri tarafından verilmiş hazır adrenalin iğneleri taşımaları ve reaksiyon anında bu iğnelerin hemen uyluğun ön-yan tarafından uygulanması hayat kurtarıcı oluyor."
İlaç kullanımına dikkat
Yaz aylarında başta ağrı kesiciler olmak üzere bazı ilaçların kullanımında artış olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Ferda Öner Erkekol, her ilacın alerjiye ve ölümcül sonuçlara yol açabileceğini belirtti. Hiçbir ilaç alerjisi gelişmemiş kişilerde ilaç alerjisinden korunmanın en iyi yolunun, ilaçların doktor önerisiyle ancak gerekli durumlarda ve yeterli sürede kullanımı olduğunu vurgulayan Ferda Öner Erkekol, ilaçların yanlış kullanımlarında alerjiye ve ölümlere yol açabildiğini ifade etti.
Alerji hastalarına tatile çıkarken yapmaları gereken konularda da önerilerde bulunan Türkiye Ulusal Allerji ve İmmünoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Ferda Öner Erkekol, "Tatile çıkarken düzenli kullanılan ilaçların beraber götürülmesi, doktor önerisi olmadan ilaçların yarıda bırakılmaması çok önemli. Otel seçimi konusunda dikkatli olunmasında yarar var. Alerjik hastaların sigara içilmeyen odalarda kalması, akar alerjisi olan hastaların özellikle nemli bölgelere seyahatlerinde halı içermeyen otelleri tercih etmesi, hayvan alerjisi olan hastaların evcil hayvan kabul etmeyen otelleri seçmesi veya oda seçiminde bu konuda otel görevlilerini uyarması, şikayetlerin kötüleşmesini önlemek açısından yararlı olacaktır. Tüm kış boyunca kullanılmayan yazlıklarda da toz nedeniyle ilk günlerde alerjik şikayetlerde artış olabileceği unutulmamalı. Gıda alerjisi olan hastalar tatil süresince tüketecekleri besinlerin içeriklerine dikkat etmeli. Bu durum özellikle açık büfe servis yapan, yiyecek içeriğinin bir biri ile karışmasının mümkün olduğu ortamlarda ciddi problemlere neden olabilmektedir. Bu hasta grubunun otel mutfağını alerjileri konusunda bilgilendirmeleri ve yanlarında "adrenalin oto enjektörleri'ni taşımaları yaşamsal önem arz ediyor. Tatil bölgelerinde karşılaşılabilecek başka bir problem havuz dezenfeksiyonunda kullanılan klordur. Astımlılarda, özellikle yüksek klor oranları, öksürük, nefes darlığı ve hırıltıyla seyreden astım ataklarına neden olabiliyor. Klor aynı zamanda, duyarlı kişilerde; ciltte kaşıntı, kızarıklık, gözlerde yanma, batma, sulanma gibi yakınmaların ortaya çıkmasına da neden olabiliyor. Daha önceki yıllarda benzer problem yaşamış hastaların denizi ya da klor kullanılmadan dezenfekte edilmiş havuzları tercih etmeleri gerekiyor. Ancak klora bağlı bilinen bir problem yaşanmamış ise hastaların havuz kullanımında bir sakınca bulunmuyor." ifadelerine yer verdi.
İHA