SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi ve Diyetisyen Saadet Özen, 10 güne çıkan bayram tatilinde ikramların da artacağını hatırlatarak, artması muhtemel olan et, şeker ve tatlı tüketimi ile ilgili uyarılarda bulundu.
Diyetisyen Saadet Özen, Kurban Bayramı tatilinin 30 Ağustos Zafer Bayramı ile birleştirilerek 10 güne çıkarıldığını hatırlatarak, bu tatili değerlendiren insanların uzun bir bayram coşkusu yaşayacağını ifade etti. Uzun yaşanan bayram coşkusunda insanların heyecan ve mutluluğu ile birlikte gittikleri yerlerdeki ikramların da katbekat artacağına dikkat çeken Özen, et, tatlı ve şeker tüketimi konusunda uyarılarda bulundu. Ailelerin bir araya geldiği, özlemlerin giderildiği, mutluluğun bir yansıması olarak geniş ve özenli sofraların kurulduğu Kurban Bayramı'nda artan tüketiminin sağlık problemlerine yol açtığını vurgulayan Diyetisyen Özen, "Kurban Bayramı'nda tatlı ve şekere ilave olarak kırmızı et tüketim miktarı ve sıklığı da artıyor. Bu artış özellikle şişmanlık, yüksek tansiyon, diyabet (şeker) hastalığı ve kalp-damar hastalıkları olan kişilerde sağlık risklerini de beraberinde getiriyor" dedi.
"Sevdiklerinize sağlık ikram edin"
Özen, bayramda artan iştahın mağduriyetine uğramamak için öğün düzeninin bozulmaması gerektiğini anlatarak, insanların hazırladıkları sağlıklı menüler ile sevdiklerine sağlık ikram edebileceğini ifade etti. Özen, "Öğleden sonra çok yiyeceğim, kahvaltı yapmasam bir şey olmaz" gibi düşünceleri kafanızdan çıkarın. Öğün atlamak metabolizmanıza zarar verir. Kahvaltı altın öğündür. Gece boyunca besin alınmadığı için tükenen enerjinizi tazeler. Hafif de olsa kahvaltı yaparak güne başlayın. Öğünlerinizde tüm besin ögelerine yer verin. Beslenmede ana kuralımız yeterli ve dengeli olmasıdır. Et grubu, süt grubu, tahıl grubu ve sebze-meyve grubuna her sofrada yer açın. Tabağınızdaki en büyük kısmı sebzelere ayırırken, en küçük kısımda et grubuna yer verin. Sevgiyi ağırlaştırıp, sofrayı hafifletin. Sevdiklerinize en güzel ikramlarda bulunmak istediğinizi biliyoruz. Günler öncesinden en beğenilen yemeklerinizi hazırlıyorsunuz. Ama sevdiklerimizin sağlığı çok daha önemlidir. Az yağlı, daha hafif menüler tercih etmenizi öneriyoruz. Sevdiklerinize sağlık ikram edin, Bayram klasiğimiz olan baklavaları ve hamur tatlılarını, sütlü tatlılarla değiştirebilirsek hem kaloriyi düşürüp, hem süt grubu tüketimini artırarak sevdiklerimizin sağlığına katkı sunabiliriz. Asitli ve şekerli içecekler yerine çay, ayran gibi içecek tercihleriyle sevdiklerimizi sağlık risklerinden koruyabiliriz" dedi.
"İkramda ısrarcı olmayın"
Bayram ziyaretlerindeki ikramlarda da ısrarcı olunmaması gerektiğini kaydeden Özen, "İkramlarda ısrarcı olmayın. Israrcı olunsa bile ikramlar kibarca reddedilmelidir. Misafirleriniz için hazırladığınız birbirinden güzel ikramları onlara tattırmak istediğinizi biliyoruz. Fakat misafirleriniz tükettiklerine dikkat ediyor olabilir. Lütfen yedirme konusunda ısrarcı olmayınız. Israra maruz kalan misafir sizseniz ikramları kibarca "sağlığıma dikkat etmem gerekiyor" veya "teşekkür ederim daha sonra yiyeceğim" diye reddedebilirsiniz. Fiziksel aktiviteyi önemseyin. Bayram ziyaretlerine gidiyoruz, tatlılar, çikolatalar ikram ediliyor. Az da olsa tüketiyoruz. Fiziksel aktivitemizi artırarak bu kalori alımını dengeleyebiliriz. Araç kullanmayarak, merdivenleri tercih ederek vücudunuzun kalori yakmasına müsaade edin. Su içmeyi unutmayın, özellikle sıcak havalara denk gelen bu bayramda da unutmamamız gereken bir diğer madde su içmektir. Ziyaretlerimizde tükettiğimiz içecekler içme suyunun yerini tutmuyor. Hatta çay, kahve gibi su attırıcı özelliği olan içecekler sıvı kaybına neden oluyor. Bu sebeple su tüketimini atlamamalı, günde 1,5-2 litre su tüketmeyi unutmamalısınız" önerilerinde bulundu
Bayramda uyku düzeni
Özen, bayramda uyku düzeninin bozulmaması konusunda uyarılarda bulunarak, "Özellikle bayramlarda tüm aile bir arada bayram coşkusu yaşıyoruz. Sohbetler uzuyor, saatler ilerliyor. Bu durum vücudunuz saatinin bozulmasına neden oluyor. Vücudumuzun toparlanması, yaşlanmanın gecikmesi ve iyi bir dinlenme için uyku saatinizin gecikmemesi gerekiyor. Uyumak için en doğru saat 23.00, bu saatte yatağınızda olarak tüm yorgunluğunuzun yavaş yavaş üzerinden gitmesine müsaade edin" ifadelerine yer verdi
Sakatat tüketimine dikkat
Özen, kırmızı ete göre sakatatta daha yüksek kolestrol bulunduğunu söyleyerek, sakatat tüketimine dikkat edilmesini istedi. Özen, "Özellikle bayram dönemlerinde sakatat tüketimi artıyor. Kalp damar hastalarının, kolesterolü yüksek olan kişilerin sakatat tüketirken çok dikkatli olması gerekiyor. Örneğin dana etinin yaklaşık 100 gramında 90 mg kolesterol bulunurken, dana karaciğerinin 100 gramında 300 mg kolesterol bulunuyor. Kolesterol miktarı ortalama 3 kat arttığı için tüketim miktarını düşürmek gerekiyor" dedi.
Eti sağlıklı pişirme yöntemleri
Özen, etin sağlı pişirme yönteminin de sağlık açısından önemli olduğunu ifade ederek, "Pişirme yöntemi önemli. Kurban etlerini pişirirken tercih ettiğimiz pişirme yöntemine de dikkat etmemiz gerekiyor. Toplum olarak kızartma ve kavurmaları seviyoruz. Fakat bol yağ ile hazırlanan bu yöntem alınan kalorileri de artırıyor. Sağlıklı pişirme yöntemi olarak, haşlama, ızgara ve fırında pişirme yöntemlerini öneriyoruz" şeklinde konuştu.
Etlerin saklanası için pratik yöntemler
Özen, kurbanlık etlerinin sağlıklı kullanılması ve saklanması ile ilgili bazı pratik önerilerde de bulundu. Özen, tavsiyelerini sıraladı:
"Öncelikle kurban olarak seçilen hayvanın veteriner kontrolü olması gerekmektedir. Veteriner kontrolü olmayan ve uygun koşullarda kesilmeyen kurbanlık hayvanlardan insanlara tenya, salmonella, tüberküloz, şarbon gibi hastalıkları bulaşma riski yüksektir. Bayram günü kesilen hayvan eti, genellikle bekletilmeksizin birkaç saat içinde pişirilerek tüketilir. Kesilen hayvanın etinin tüketilmesi için, hayvanın kesilmesi sırasında oluşan kas kasılması durumunun ortadan kaybolması için yaklaşık 12-24 saat kadar beklemesi gerekir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede, hem de sindirimde zorluk oluşturur. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur. Kesilen kurban eti mutlaka buzdolabında 1 gün bekletilmelidir. Bekleyen et böylece suyunu verecek ve daha iyi pişirmeye hazır hale gelecektir. Etler, büyük parçalar şeklinde değil, kıyma, kuşbaşı, pirzola, biftek ve bonfile gibi küçük parçalara ayrılıp, tek pişirimlik miktarlara bölünüp, buzdolabı poşetlerine koyularak buzdolaplarının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Etler, buzlukta -2 santigrat derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede 3 ay süre ile saklanabilmektedir. Ayrıca dondurulmuş et çözüldükten sonra kesinlikle tekrar dondurulmamalıdır. Eti çözdürmek istediğinizde ise ilk olarak buzdolabının alt bölmesinde çözdürün. Çabuk çözünmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözdürme, oda sıcaklığında bekletme sakıncalı yöntemlerdir. Etinizi pişirirken içerisine iç yağı ve kuyruk yağı eklemeyin. Hatta sıvı yağ bile eklemenize gerek yok, etin zaten kendi yağı yetecektir. Kekik, karabiber, kimyon, kırmızıbiber gibi baharatlar, defne yaprağı, fesleğen gibi otlar etinizi hem daha lezzetli hem de daha faydalı hale getirmeye yardımcı olabilir. Etlerin pişirilmesinde haşlama, ızgara gibi yöntemleri tercih ediniz. Çok yüksek ısıda uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir."
Özen, sağlıklı mutlu ve huzurlu bir Kurban Bayramı geçirilmesini dileyerek, herkesin bayramını kutladı.
İHA