“Vakıf Üniversitelerindeki Sömürüyle Mücadele Etmeye Devam Edeceğiz!” Eğitim Sen, vakıf üniversitelerinde sömürü iddialarını gündeme getirdi.
Eğitim Sen, tarafından yapılan açıklamada, “Bilindiği gibi 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun ek 8. maddesine 7243 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez. Bu fıkra kapsamında Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen emsal ücretin hesaplanmasında ilgili mevzuat uyarınca aylıklara ilişkin hükümlerin uygulandığı kadroya bağlı ödemeler dikkate alınır.” hükmü eklenmiş olup söz konusu hüküm Kanun’un Resmî Gazete ‘de yayımlandığı 17.04.2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu karar yürürlüğe gireli iki yılı geçmiş olmasına rağmen halen nasıl uygulanacağı konusu belirsizliğini korumaktadır. Bu konuyu biraz sadeleştirmeye ve ortadaki kafa karışıklığını gidermeye ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz. Başka bir ifadeyle ücretlerin nasıl eşitleneceği hala belirsizliğini korumaktadır. “Eşit işe eşit ücret” talebinin brütten mi, yoksa netten mi yerine getirileceği konusu bazı vakıf üniversitelerinde tartışma konusu olarak devam etmektedir. Temmuz 2022 tarihi itibarıyla bir devlet üniversitesinde çalışan akademisyen aylıklarını unvanlarına göre net üzerinden sıralayacak olursak, 2
Profesör Maaşı
1-4 yıl arası (yeni profesör) Prof. Dr. 22.620,00 TL, 4 yıl ve üzeri Prof. Dr. 24.433,00 TL
Doçent Maaşı
Ödemeye esası birinci dereceden olan Doç. Dr. 18.882,00 TL, ödemeye esas derecesi iki ve daha küçük olan Doç. Dr. 16.400,00 TL
Doktor Öğretim Üyesi Maaşı
Dr. Öğretim Üyeleri 16.068,00 TL,
Öğretim Görevlileri 14.800,00 TL ve Araştırma Görevlileri ise 14.470,00 TL almaktadır.
Bu ücretler ilgili öğretim elamanları için verilebilecek en az ücret olup “Aile Yardımı, Çocuk Yardımı, Yabancı Dil Tazminatı, Engellilik İndirimi ve Akademik Teşvik” gibi ödemeler bu miktarlara ilave edilmelidir.
17 Nisan 2020 tarihli düzenlemeye göre ücret eşitlemesinin net üzerinden olacağı çok açıktır. Nitekim İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin 27.01.2022 tarihli ve 2021/1640 E. 2022/155 K. Numaralı kesinleşmiş kararı da ücretlerin net üzerinden eşitlenmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Yükseköğretim Kanununun ek 8. Maddesi ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin kesinleşmiş kararı bu kadar netken, bu düzenlemeye uymayan, ayak direyen vakıf üniversiteleri bulunmaktadır.
Diğer taraftan, YÖK’ün 21.07.2022 tarihli duyurusunda YÖK’ün 9 vakıf yükseköğretim kurumuna yönelik başlattığı “incelemenin Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından tamamlandığı” belirtilerek, “İnceleme raporlarında yer alan tespitlerde; bazı vakıf yükseköğretim kurumlarının kanunda açık düzenleme olmasına karşın görev yapan öğretim elemanlarına ödenen ücretlerde devlet üniversitelerindeki ücret artışının gözetilmediği ya da ücret artışının sözleşme tarihleri bahane edilerek ilgili dönemlerde yapılmadığı anlaşılmıştır” denilmektedir.
YÖK’ün kamuoyuna yaptığı duyuruda hangi üniversitelerde ücret eşitlemesinin yapılmadığı, incelemeye tabi tutulan dokuz vakıf üniversitesinin hangi üniversiteler olduğu ve haklarında nasıl bir cezai işlemin yapılacağı da net bir şekilde kamuoyuna açıklanmamıştır.
Eğitim Sen Vakıf Üniversiteleri Hakkında İddialarda Bulundu
YÖK’ün 21.07.2022 tarihli yaptığı duyurudaki muğlaklık giderilmelidir.
İncelemenin yapıldığı dokuz vakıf üniversitesinin isimleri kamuoyuna açıklanmalıdır. Vakıf üniversiteleri bu anlamda daha sıkı denetlenmeli, yeni düzenlemeye karşı ayak direyen vakıf üniversitelerinin düzenlemeye uygun davranması sağlanmalıdır. Vakıf üniversitesindeki eğitim ve bilim emekçileri, devlet üniversitesindeki eğitim ve bilim emekçileri ile aynı işi yapmaktadır. Vakıf üniversitelerindeki eğitim ve bilim emekçilerinin mali, özlük ve demokratik hakları zaman geçirilmeksizin kendilerine verilimelidir.
Bizler, Eğitim Sen Ankara 5 Nolu Üniversiteler Şubesi, Eğitim Sen İzmir 3 Nolu Üniversiteler Şubesi ve Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi olarak; vakıf üniversitelerinde çalışan bilim emekçilerinin mali, özlük ve demokratik haklarının kar hırsına kurban edilmesine, bu sömürü düzenine karşı birlikte mücadele etmeye ve sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)