Samsun Valisi İbrahim Şahin, Amerikalı bir şirket uzmanının yaptığı "akıllı şehir" sunumunu beğenmeyerek, "Sömürge ülkesi gibi görüldüğümüzü hissediyorum" dedi.
Akıllı şehirde ilk stratejili kent olacak olan Samsun'da Akıllı Şehir Stratejisi Yönlendirme Toplantısı valilik binası toplantı salonunda yapıldı. Samsun, başlatılan projeyle Türkiye'de yol haritası ve stratejisi olan bir akıllı şehir olacak. Proje hayata geçmeden önce yapılan yönlendirme toplantısında sağlık, ulaştırma, iletişim, enerji, su ve kent hizmetleri gibi konu başlıkları tartışıldı.
Toplantıda ilk olarak söz alan Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) Genel Sekreteri Mevlüt Özen, "Şehirlerin akıllı şehir stratejisinde kendi yollarını çizebilmeleri, ilerlemeleri çok önemli. Biz bu şehirlerin rekabetini arttırabilmek için AB'ye proje sunmuştuk. AB'ye sunduğumuz projenin 4 milyon eurosu ile hizmet binasının inşası yapılıyor. Geri kalan 4 milyon euro ile de bu bölgede rekabet edilebilirliğin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. Bu kapsamda Samsun Büyükşehir Belediyesi, Valilik, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ticaret ve Sanayi Odası'yla çok yakın çalışmalar yaparak bir akıllı şehir stratejisi oluşturma eğilimindeyiz. 6 ay önce böyle bir yönlendirme toplantısında çalışma yapılmıştı. Oradan aldığımız talimat doğrultusunda bir hizmet alımı gerçekleştirdik. Hizmet aldığımız şirket Samsun'da kuruluşların çalışanlarıyla birlikte bir çalışma yaptı. Bugün yönlendirme komitesine hem bu çalışmaların sonuçları sunulacak hem de bundan sonraki çalışmalarda yönlendirme komitesinin talimatları alınacak" açıklamasını yaptı.
Toplantı sonrasında Akıllı Şehir Stratejisi projesini Samsun'a uygulayan ABD'li IBM firmasının uzmanlarından Dr. Jacob Dencik, projenin uygulandığı şehirleri ve Samsun'a uygulanabilecek projeler hakkında sunum yaptı. Toplantı, firmanın diğer uzmanları ve ortakları tarafından yapılan sunumlarla devam etti.
Sunumların ardından söz alan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, "Böyle bir bilgisayar teknolojisini kurup, kurgular ve işletir hale getirmeden önce şehrin beklentilerini çok iyi ortaya koymak gerekir. Bu teknolojiyi nasıl kullanmayı hedefliyoruz, hangi teknolojiyi optimize edeceksiniz de manuel olmaktan çıkmakla bir kazanımız olacak, daha az adamla aynı işi yapar hale mi geleceksiniz? Bütün bu soruların cevabının verilmesi lazım. Ben orta gelişmiş ve gelişmiş bir şehrin yani bizim beklentilerimizi düşünerek ana başlıklar belirledim. Samsun'u da gelişmiş bir dünya şehri olarak gördüğüm için bunları söylüyorum. Bizim de eksiklerimiz var ama onları zamanla tamamlayarak o moda geliriz. Gelişmiş bir şehrin en önemli sorunu güvenliktir. İnsanlar sabah evlerinden çıktığından akşam evlerine gelirken ki geçen süre içerisinde kendilerini bir güvenlik ve huzur ortamı içerisinde görmek isterler. İkinci sırada ise sokak çocukları, uyuşturucu ve kötü alışkanlıklarla mücadele yer almalıdır. Üçüncü önemli mesele, gıda kontrolleri, hijyen şartları ve insan sağlığıdır. Dördüncü sorun ise çevredir. Temiz bir çevre, nasıl kirletilmez ve korunur bu çok önemlidir. Beşinci mesele ise dezavantajlı grupların hayatını kolaylaştırıcı enstrümanları şehir hayatında ön plana çıkarmak gerekir. Bunların çoğu evlerine hapsoluyorlar. Son mesele ise enerji kaynaklarının kullanımıdır. Bütün bu başlıklarda bilgisayar sistemlerinin alt yapısında olması gereken figürlerin bu hizmet alanlarına yönelik olması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Yılmaz: "Dünya bu teknoloji yatırımlarının kirliliğiyle dolup taşmaya başladı"
Akıllı şehir uygulamasının kullanıma uygun ve hayatı kolaylaştırır şekilde yapılması gerektiğinin altını çizen Yılmaz şöyle devam etti: "Bilgisayar sistemine geçmeden önce manuel olarak elle yaptığımız hizmetler var. Belki bu hizmetleri bilgisayar olarak yaptığımızda daha pahalıya yapacağız. İşlerimizi bilgisayar sistemine döndürürken bir amacımız olması lazım. İşin fiyakasını yükseltmek için işi yapmayacağız. El yordamıyla yaptığımız yöntemler içimize sinmiyorsa onu bilgisayar ortamda yapalım. Ona eyvallah. Ama elle yaptığımız hizmetleri bilgisayarlaştırdıktan sonra bir şey kazanmayacaksak sırf bilgisayar ortamına getirerek şov havasında da olmamamız lazım. Dünya, bu teknoloji yatırımlarının kirliliğiyle dolup taşmaya başladı. Bu yatırımların insanlar tarafından çok iyi kullanılması gerekiyor. Aksi takdirde yatırımlar boşta kalıyor. Akıllı şehir denen hadiseyi sırf kentsel ölçekte elektronik donanımları olan bir şehir ve bilgi edinme imkanları sağlayan şehir olmak çok önemli değil. İnsanlığı tehdit eden, şehirleri tehdit eden ve şehir yönetimlerinin manuel olarak beceremediği işleri bu teknolojiyi kullanarak nasıl yaparız sorusunun cevabını aramalıyız bu işin içinde."
Vali Şahin: "Biraz sömürge ülkesi gibi görüldüğümüzü hissediyorum"
Yapılan sunumların ardından sömürge ülkesi gibi görüldüklerini hissettiğini vurgulayan Vali Şahin şunları söyledi: "Aslında çok yatkın olduğumu düşündüğüm konuyu anlayamadım. Tercümede de senkron tutturulamadı. Ayrıca IBM'i merak ediyorum. Sadece bir rapor mu hazırlayacak bize yoksa raporun arkasından bize bir takım yazılımlar sunacaklar mı? Biraz sömürge ülkesi gibi görüldüğümüzü hissediyorum bu yapılanlardan. IBM denince aklımıza dijital makineler geliyor. Bilgisayarlar ve yazılımlar geliyor. Özellikle IBM'in bize ne sunduğunu, nereye kadar bizimle beraber olduğunu anlamak istiyorum. Sunumda sistemlerin sistemleri diye tanıtıldı. Fakat örnek şehirlerde ya enerji tasarrufu ya işe yerleştirme ya da su yönetimi gibi öne çıkan şehirlerin örnekleri verildi. Bu sistemlerin sistemi ise bunların tamamının entegre edilebileceği bir yapı olması gerektiğini tasarladık. Yoksa sadece trafik ya da yolcu taşıma konusu ise onu belediye yapsın. Halbuki normal hayatta ihtiyaç duyduğumuz konuların da entegre edildiği yazılımın ve donanımın iç içe geçmesi gerekiyor. Diğer taraftan yeni bir kavram ortaya atıldı bugün. Akıllı şehirden bizi anlayan şehire geçiş. Daha biz akıllı şehri anlamadan bir de yeni bir kavram attınız kucağımıza pimi çekilmiş bir bomba gibi. Nedir bu. Akıllı makineleri anlamakta zorluk çekiyorken, bizi de anlayan makineleri ortaya sürdünüz. Ama biz daha yazılım konusunda çok yetkin değiliz."
"Benim kanıma dokunuyor"
Teknolojiyi dışarıdan almanın zoruna gittiğini belirten Şahin sözlerini şöyle bitirdi: "Eğer IBM bu konuda bizimle beraber sürekli çalışacaksa, sadece raporlamayla yetinmeyecek ise mutlak suretle bir ofset anlaşması yapılması tarafında yer almak istiyorum. Ya da bir ofset anlaşması yapalım. Tabii ki IBM olsun, raporlama olsun, yazılımda donanımda olsun ama şehir sadece bunları satın almak konumunda mı olsun? Bizim her halükarda bir yazılım oluşturmamız gerekiyor. IBM bu noktada bize destek olursa biz de şehrin dinamiklerini harekete geçiririz. Yoksa dün bize bilgisayar satıyorlardı, bugün akıllı yazılımlar ya da bizi anlayan ürünleri satacaklar. Bu açıkçası benim kanıma dokunuyor. Bu ısrarla vurgulamak istiyorum. Bu işler afilli olsun diye mi yapacağız. Bizim hayatımızı kolaylaştırmalı. Bunların bir aşamayla gitmesi gerekiyor."
Yönlendirme toplantısı, Vali Şahin'in son analiz konuşmasının ardından sonlandı.
İHA