Hakkari Valisi Cüneyit Orhan Toprak, Türkiye'deki yapılanmanın en güçlü ayaklarından birinin de Hakkari'de olduğunu belirterek, "(15 Temmuz gecesi) Çok ciddi bir hazırlık olduğunu, silahların konduğunu ve kimlerin alınacağına kadar içeriden bize haberler geliyordu" dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı organizatörlüğünde düzenlenen "İçimizdeki Kahramanlar" adlı programın 95'cisi Hakkari'de yapıldı. Atatürk Kültür Merkezindeki programa Vali Cüneyit Orhan Toprak, İl Emniyet Müdürü S. Suvat Dilberoğlu, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ferdi Korkmaz, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Reşit Güldal, Hakkari Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Battal Aslan, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Osman Kızılban, İl Milli Eğirim Müdürü Veysel Durgun, 15 Temmuz gecesini yaşayan kahramanlar Arzu Çiçek, Emin Oğuz Ayneoğlu, Cüneyit Parpar ile kurum amirleri ve yüzlerce vatandaş katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile devam etti. Burada konuşan Hakkari Valisi Cüneyit Orhan Toprak, 15 Temmuz'da Hakkari'de yaşadıklarını tek tek anlattı. Vali Toprak, "15 Temmuz'da; devletimiz ve cumhuriyetimiz en hain günlerinden bir tanesini yaşadı. Milletimizin "Peygamber Ocağı" olarak nitelendirdiği ve göz bebeği olarak kabul ettiği Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisindeki gayrı meşru bir yapılanma, vatanı ele geçirmek için çok hain bir hamle gerçekleştirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri ve ordusu halen bizim göz bebeğimiz, gücümüz ve bağımsızlığımızın da sembolüdür. Fakat ordumuzun içerisine sızan üniformalı, beynini kiraya vermiş bazı odaklar ve hainler, 15 Temmuz gecesi bu devleti ele geçirecekleri güce sahip olduklarını zannederek kalkışma gerçekleştirdiler. Fakat yüce milletimiz duyar duymaz ellerinde silah var yok ve karşılarında kim olduğunu hiç düşünmeden Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yoğunluğunu katbekat artırarak sokaklara döküldüler" dedi.
"Başkomutanımızın talimatıyla bizler de saat 22.30 dolaylarında Hakkari'deki vatandaşlarımızla birlikte sokaklara döküldük" diyen Vali Toprak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"O gece yaşanan hain kalkışmayı vatandaşlarımız başta olmak üzere polislerimizle bertaraf ettik. Gece saat 22.30'da o hain görevlilerle irtibata geçtik. Onlara Ankara'da uçakların uçtuğunu, köprülerin kapatıldığını ve burada neler olduğunu sorduk. Çok soğuk bir şekilde böyle bir şeyin söz konusu olmadığını ve herhangi bir emrin gelmediğini bize söylediler. Bizde olabilecek en ufak bir harekette kesinlikle devletimizin, hükümetimizin verdiği emirle devletine sadakatle bağlı emniyet güçlerimizle ve vatandaşlarımızla son kişi kalana kadar mücadele edeceğimizi çok net bir şekilde ifade ettim. İlerleyen saatlerde Ankara ve İstanbul'dan gelecek haberleri beklediklerini fark ettik. Bize içerden haberler geliyordu. Askeriyenin içerisindeki çoğu vatansever subay ve astsubayımız, bize gerek mesaj yoluyla gerekse de arayarak içerdeki psikolojiyi dakika dakika aktarıyorlardı. Fakat o zaman bizim muhatap olduğumuz görevliler her şeyi söylemiyorlardı. Çok ciddi bir hazırlık olduğunu, silahların konduğunu ve kimlerin alınacağına kadar içeriden bize haberler geliyordu. Ama bu içerde ve başta olanlar bize böyle bir şeyin olmadığını soğukkanlılıkla söylüyordu. Fakat bizde tüm dikkatimiz ve gücümüzü toplamış hazır bir şekilde bekliyorduk. Biz o gece Emniyet Müdürü ve MİT Müdürüyle kriz masası oluşturmuştuk. O dönemin jandarma komutanını saat 23.05'te arayarak acilen yanıma gelmesini söyledim. O beyefendi "operasyondayız, şuradayız, buradayız" ile oyalama taktikleriyle saat 02.30'da polisevine geldi. Açıkça söylemem gerekirse, çok kaba bir şekilde jandarma komutanını karşıladım. Yarım saat boyunca ta ki sesim kısılana kadar buna bağırdım ve hakaret ettim. Kendisi o dönemin emniyet müdürü olan Resul Holoğlun'dan güç almak istedi. İşte kısık bir sesle operasyonlardan falan bahsetti. Resul müdürde ona bağırarak hakaretler etmeye başladı. Vali Bey çağırdıysa geleceksin diye azarladı. Tabi saat 06.00 gibi jandarma komutanını açığa aldık ve 16 Temmuz günü bazılarını ikna yoluyla, bazılarını tehdit yoluyla ve bazılarını da gözaltına alınmazsın gelin ifadenizi verin diyerek aldık. Türkiye'deki yapılanmanın en güçlü ayaklarından biri de Hakkari'ydi. O gece vatandaşlarımızla başlattığımız kararlılığımız ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içindeki subay ve astsubaylarımız, gözü pek emniyet güçlerimiz, hakim ve savcılarımız sayesinde darbeyi durdurduk. Kendilerine teşekkür ediyorum."
15 Temmuz Kahramanları Arzu Çiçek, Emin Oğuz Ayneoğlu ve Cüneyit Parpar'ın konuşmalarının ardından program kum gösterisi, 15 Temmuz temalı milli irade video gösterimi, Evladı Fatiha Marşı, Dursun Ali Erzincanlı'nın "30 kuş" video gösteriminin ardından protokol tarafından kahramanlara hediye takdimi ile sona erdi.
İHA