Van Gölü Su Altı Araştırmaları Derneği (VANSAD), Van Gölü'nde yaptıkları çalışmalar neticesinde "Akdamar Şilebi" isimli batık Rus gemisine ulaştı.
Konuyla ilgili bir açıklamada bulunan Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan, Van Gölü etrafında hüküm süren her uygarlığın, yaşanan her olayın gölde bir delil işaret bıraktığına inandıklarını belirterek, Van Gölü'nün gizemli su altı dünyasını keşfetmek için de gölün farklı noktalarında dalışlar gerçekleştirdikleirni söyledi. Her bulguyu itinayla Van Gölü Su Altı Araştırmaları Derneği (VANSAD) ile birlikte değerlendirip, neler yapılabileceği konusunda değişik projeler geliştirdiklerini ifade eden Ceylan, "Yaklaşık 1,5 yıldır üzerinde çalıştığımız, bizi gerçekten çok heyecanlandıran ve sonunda mutlu sona ulaştığımız Rus gemisi Akdamar Şilebi'ne ulaştık" dedi.
Van Gölü'nde Rusların gemilerinin olduğu bilgisine ilk kez 1968 yılında Mustafa Ateşman tarafından hazırlanan "Tatvan'ın Beşeri Coğrafya Etüdü" isimli eserinde rastladıklarını dile getiren Ceylan, "Bu eserde, I. Dünya Savaşı sırasında bölgeyi işgal eden Rusların gölde bulunan iskeleler arasında taşımacılık yapmak amacıyla Van Gölü'nde 3 adet tekne yaptırdığını ve bölgeyi terk ettiklerinde gölde Ruslardan kalma üç adet tekne olduğu belirtilmiştir. Yine aynı eserde bu gemilerden birisinin yanarak tamamen kül olduğunu, bir diğerinin zaman içerisinde çürüyüp gittiğini, üçüncü geminin ise isminin "Akdamar Şilebi" olduğunu, 200 tona kadar yük taşıyabildiğini ve Reşadiye açıklarında battığından bahsedilmektedir. Bunun yanında yine keşif çalışmalarımız esnasında Adilcevaz'da tanıştığımız ve babası da eski bir tekne ustası olan dalgıç Cumali Birol, bizlere babasının Van Gölü'nde Ruslardan kalma bir tekneden bahsettiğini ve ölmeden önce teknenin yerini kendisine gösterdiğini anlattı. Bölgede yaptığımız yaklaşık bir yıllık arama faaliyeti sonrasında geminin yerini tespit ettik. Fakat suyun altına inip geminin durumunu tam olarak belirlemeden, fotoğraflarını çekmeden ve bulduğumuz geminin geçmiş kayıtlarda bahsedilen Rus gemisi olduğuna emin olmadan bu duyuruyu yapmak istemedik. Son olarak yaptığımız dalışlar sonucunda geminin geçmiş kayıtlarda bahsedilen batan Rus gemisi olduğunu belirledik" şeklinde konuştu.
Batık Rus gemisinin, 1915'li yıllarda yapılmasına karşın bozulmadan günümüze kadar gelmeyi başardığını vurgulayan Ceylan, "Kıyıdan 30 metre açıkta yer alan geminin direği 6-7 metrelerde, dibi ise 23 metrelerdedir. Gemi ilk önce Ruslar tarafından Erciş yolu üzerinde geçmişteki adı Arnis bugünkü ismiyle ise Alpaslan olarak bildiğimiz bölgedeki tersanede yaptırılmıştır. Gölde taşımacılıkta kullanılan tekne, bölgedeki Rus işgalinin sona ermesiyle, Osmanlı İmparatorluğu'nun eline geçmiş ve daha sonra Cumhuriyetin ilanı ile Türkiye Cumhuriyeti'ne geçerek battığı tarih olan 1958 tarihine kadar kullanılmıştır" ifadelerine yer verdi.
"Akdamar Şilebi, üç devri yaşamış bir gemidir"
Yapılan keşif sonrasında Van Gölü'nün sakladığı bir gizemin daha üzerindeki sır perdesini kaldırdıklarının altını çizen Ceylan, "Akdamar Şilebi; Ruslar, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere üç devri görmüş, o dönemde yaşanan olaylara şahitlik yapmış bir gemidir. Bu batık, Van Gölü'nde 100 yılı aşkın bir süredir saklı kalan batıklardan birinin ilk kez keşif edilmesi anlamında büyük önem taşımakta ve yeni keşifler için bir öncü olacağı inancındayız. Çünkü bölgenin yakın yüz yılı üzerinde araştırmalar yapan Justin McCarthy son kitabında 1900'lü yıllarda Van Göl'ünde çalışan yüzü aşkın gemiden bahsetmektedir. Bu nedenle bizler Van Gölü'nde yeri bilinmeyen ve gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen birçok batık olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Van Gölü'nün 3 bin 712 kilometrekare yüz ölçümüne sahip büyük bir ekosistem olduğunu vurgulayan Ceylan şöyle konuştu:
"Van Gölü'nde bir batık bulmak, samanlıkta iğne aramak gibi. Fakat ileriye yönelik yeni buluşlarımız olacağını ümit ediyoruz. Yapmış olduğumuz bu keşif ve bundan önceki çalışmalarımızın temel gayesi, Van Gölü'nü ve sahip olduğu zenginlikleri tanıtmaktır. Başta belirttiğimiz gibi Van Gölü'nün bizler için çok özel bir yeri var ve arzu ediyoruz ki Van Gölü'nü, ülkemizin en çok dalış yapılan noktalarından biri haline getirelim. Van Gölü'nün ekonomiye katkısı yalnızca balıkçılık ile değil, dalış turizminin gelişmesi ile de olsun."
Bugüne kadar yaptıkları çalışmalar ile Van Gölü'nü ulusal ve uluslararası arenada iyi bir şekilde tanıttıklarını belirten Ceylan, bu çalışmalarını gönüllük esasına dayanarak yaptıklarını söyledi. Bu işlerin yalnızca Van'daki bir sivil toplum kuruluşu olan VANSAD'ın çabalarının yanı sıra, Van Valiliği başta olmak üzere Van İl Kültür Turizm Müdürlüğü'nün de katkıları ile devam etmesini istediklerini aktaran Ceylan, "Bizler her zaman Van'ın yararına olacak her türlü işbirliğine hazırız. Bu gün nasıl ki İnci kefali Van'ın bir markası haline gelmiş ise Van Gölü'ndeki her bir buluş, Van'ı dışarıda başarıyla temsil edecek potansiyele sahiptir. Bu amaçla VANSAD ile ileriye yönelik yeni projelerimiz var. Bu noktada Reşadiye'de yapmış olduğumuz batık gemi keşfi ile yukarıda belitmiş olduğumuz hedeflerimize bir adım daha yaklaştığımızı düşünüyoruz. Van ve ülkemiz adına mutluyuz" ifadelerine yer verdi.
Araştırma çalışmaları, Dalgıç Mehmet Fatih Çelikel, TSSF Yönetim Kurulu üyesi ve DESSAT Başkanı Murat Kulakaç, Gazeteci ve Sualtı Fotoğrafçısı Mehtap Akbaş Çiftci, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Elemanı / Araştırma Görevlisi Dr. Mustafa Akkuş ve tecrübeli dalgıçlar Serkan Ok ve Cumali Birol tarafından yaklaşık bir yıldır sürdürülmekteydi. Keşif dalışı ise Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan liderliğinde Mehmet Fatih Çelikel, Cumali Birol ve Serkan Ok tarafından gerçekleştirildi.
İHA