VM Medical Park Bursa Hastanesi Uzman Psikolog Gözde Nilüfer, şiddete maruz kalan kadınların her gün hayatta kalma mücadelesi verdikleri için olaylara farklı bir bakış açısı geliştiremediklerini ve geleceğe dair planlar yapamadıklarını söyledi.
Kadına yönelik şiddettin kabul edilemez bir olay olduğunu belirten uzmanlar, şiddetin tüm insanların ortak sorunu olduğunu kaydetti. Şiddetin türü, tipi ülkeden ülkeye değişse de, şiddetin mağdurlarının kadınlar ve çocuklar olduğunu vurgulayan uzmanlar, uygulayıcılarının ise erkekler olduğunu aktardı. VM Medical Park Bursa Hastanesi Uzman Psikolog Gözde Nilüfer, "Kadına yönelik şiddet maalesef hala sıklıkla şahit olduğumuz, gündemimizde sıklıkla yer kaplayan toplumsal bir sorundur. Şiddetin amacı korkutmak ve sindirmektir. Maalesef bunu sağladığı ve başardığı için tekrarlanır. Kadınlar birçok farklı gerekçeyle şiddete maruz kalmakta ve yardım isteyememektedir. Şiddete hiçbir gerekçe gösterilemez ancak psikolojik sebepler, kaliteli bir sosyal iletişin olmaması, duyguların karşılıklı olarak ifade edilememesi, alkol tüketimi, töreler, cinsiyet ayrımcılığı, kültür farklılıkları ve toplumdaki yanlış inanışlar şiddetin zeminini oluşturmaktadır" dedi.
Nilüfer, "Şiddet denilince akla fiziksel şiddet gelse de bunun yanında cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddet de kadınların maruz kaldığı farklı şiddet boyutlarıdır. Psikolojik şiddet, kişinin bedeninden çok ruh sağlığını hedef almaktadır. Örneğin, kadına sürekli yüksek sesle bağırmak, korkutmak, küfretmek, aşağılamak, başkalarıyla kıyaslamak, giyimine ve yaşam tarzına müdahale etmek gibi durumlar psikolojik şiddeti gözler önüne sermektedir. Psikolojik olarak değerlendirdiğimizde kadınlar öğrenilmiş çaresizlik dediğimiz durumu yaşamaya başlar. Yani her olay ve durum karşısında güçsüz ve pasif hissetmeye başlar. Olayları değiştirebilmek için hiçbir şeyin olmadığını düşünür. Şiddete maruz kalan kadın, her gün hayatta kalma mücadelesi verdikleri için olaylara farklı bir bakış açısı geliştiremeyebilir ve geleceğe dair planlar yapamaz" diye konuştu.
Şiddete bağlı olarak kadınların yoğun bir korku ve korkunun tetiklediği güvensizlik, çaresizlik ve ümitsizlik duyguları yaşadığını ifade eden Nilüfer. "Şiddet gören kadınlarda endişe, panik gibi durumlar, güvende olsalar bile kabuslar görme ya da uyuyamama gibi uyku bozuklukları, ya da sağlığını bozacak şekilde çok az şekilde yemek yeme bozuklukları da görülebiliyor. Şiddete maruz kalan kadınlarda sıklıkla depresif belirtiler olarak adlandırdığımız umutsuzluğa kapılma, geleceğe umutla bakamama ve yaşam isteğini kaybetme gibi durumlar gözlemlenebilmektedir. Hatta bu durumlar daha ciddi boyutlara ulaştığında ölüm isteği ve intihar düşünceleri de görülebilmektedir. Belki de en önemlisi şiddete sessiz kalmamaktadır. Sessiz kalmak şiddetin çözümü değildir. Bunun yanı sıra tüm toplumun duyarlı olmasına bilinçlenmesine ihtiyaç vardır. Bilinçli bir komşu şiddete maruz kalan bir kadının kurtarıcısı olabilir. Durumun aile içi mesele olarak görülme algısının yıkılmasına ve şiddete karşı toplum olarak harekete geçmeye ihtiyaç vardır" şeklinde konuştu.
İHA