Hastaneye kusma şikayeti ile sapasağlam giden 10 yaşındaki kızına, yanlış teşhis ile kısırlık ve menopoz iğnesi vurulduğunu ve bu yüzden kızını kaybettiğini iddia eden acılı anne Güldane Telli, Türkiye'de zaman aşımına uğrayan davasını yeniden AİHM'ye taşıdı.
Mardin'de Kızıltepe İnkilap İlköğretim Okulu öğrencisi 10 yaşındaki Gülizar Tunç, 17 Aralık 2009 tarihinde ateş ve kusma şikayetiyle Mardin Kızıltepe Devlet Hastanesine götürüldü. Kızının yapılan iğne, tedavi ve müdahaledeki yanlışlık sonucu önce beyin ölümünün gerçekleştiğini öne süren Güldane Telli, sevk edildiği Diyarbakır'daki hastanede 7 gün sonra evladını kaybettiğini ifade etti. Olayı yargıya taşıyan İzmir'de yaşayan anne Güldane Telli'ye, otopsi raporunda ölüm nedeni olarak tanı konulamadığı için savcılık takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararı verilmesi ile Türkiye'deki kapılar kapandı, ancak genç kadın pes etmedi ve konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşıdı.
AİHM annenin en azından tazminat alacağı yönünde görüşe vardı ve başvuruyu tazminat hakkının istenmesi için Türkiye'ye geri gönderdi. Türkiye'de tazminat davası açan Güldane Telli'nin talebi ise hem Anayasa Mahkemesi hem de Danıştay tarafından reddedildi. Beş üyeden oluşan Danıştay'da ise 2 hakim Güldane Telli'yi haklı bulsa da, 3 oyla talebin reddine karar verildi. Tüm iç hukuk yollarını tüketen genç kadın, davayı ikinci kez AİHM'ye taşıdı.
"Menenjit geçiyormuş, kısırlık iğnesi yapmış"
Kızına Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorları tarafından menenjit teşhisi konduğunu, ancak Kızıltepe Devlet Hastanesindeki doktorun kızına yanlış teşhis koyduğunu ve 15 çeşit iğne vurduğunu öne süren Güldane Telli, olayı şöyle anlattı:
"Doktorun kızımı 15 çeşit iğneyle öldürdüğüne dair belgem var, kızıma vurduğu iğnelerin listesi var. İlk kızımı hastaneye götürdüğümde bir serum takılıyor ve serumun içine direkt olarak kısırlık iğnesi vuruyor. Ondan sonra domuz gribi tedavisi uygulanıyor ve 8 saat içinde ben kızımı kaybediyorum. Doktor gelişigüzel kendi kafasına göre iğneler yapıp durdu ve vurduğu iğnelerin de hepsi elimde. Kısırlık iğnesi var, domuz gribi iğnesi var, menopoz tedavisi var. Özür dileyerek söylüyorum hayvanlara vurulan iğne var. İnsanları hayvan gibi kullanmaya kimsenin hakkı yok. Vurulan iğne atlara vurulan cinsel üzerine olan bir iğnedir, artı erkeklere vurulan kısırlık iğnesidir, kadınlara doğum sancısı çekerken vurulan iğnedir" dedi.
"Kızım saçını sallaya sallaya gitmişti"
Kızının hastaneye yürüyerek gayet iyi bir şekilde gittiğini belirten Güldane Telli, "Kızım saçını sallaya sallaya gitti. Sadece kusmadan götürdüm, kustuğu için bir tek serum takıldı, ardından bir tane daha taktı. Doktor "Bu kızın hiçbir şeyi yok, bu kızı çıkartıyorum" dedi. "Doktor bey siz sorumluluğu alıyor musunuz, kızımın durumu iyi değil" dedim. "Ben sorumluluğu alıyorum" dedi. Ondan sonra kızımı hastaneden çıkardı, hatta bir sürü iğne yazdı" diye konuştu.
"Temizlik görevlisine iğne yapmasını söyledi"
Güldane Telli, doktorun kendisinin yanı sıra hastanedeki temizlik görevlisine de iğne yapması için talimat verdiğini iddia ederek, "hangi temizlik görevlisinin böyle bir özelliği var" deyip tepki gösterdi.
Türkiye'de tüm hukuki haklarını aradığını belirten Güldane Telli, "Davamı zaman aşımına uğrattılar. Biz de bunun üzerinde AİHM'ye gittik. Türkiye'de tüm mücadelemi verdim, savaştım, herkesle de uğraştım. Ama dimdik ayaktayım davamı tekrar AİHM'ye taşıyorum. Davadan da vazgeçmiyorum, AİHM'ye götürüyorum. Ben kızım için dünyayı yıkarım. Benim kızımı öldürdüler, cezasını çeksinler" dedi.
"Doktor hala görevde, vicdanım dayanmıyor"
Doktorun ifadesinde kızın ölü olarak hastaneye geldiğini söylediğini öne süren acılı anne, kızını kaybetmesine neden olduğunu ileri sürdüğü doktorun hala görevde olmasına isyan etti. Kızını kaybetmesinin yanında bu duruma dayanamadığını belirten Güldane Telli, "Doktor, kızımı öldüren doktor şu an hala görevde ve görevden alınmadı. Ben bu doktorun ceza almasını, cezasını çekmesini istiyorum. Benim kızımı öldüren ve yüzde yüz olarak suçlu olan doktorun şu an elini kolunu sallayarak gezmesini vicdanım el vermiyor" şeklinde konuştu.
Yetkililere seslendi
Hükümet yetkililerine seslenen Güldane Telli, "Benim gibi acılı bir annenin sesini duysunlar. Başbakanımıza, Sağlık Bakanlığına, Adalet Bakanlığına sesleniyorum. Kızımın hakkını kimseye bırakmayın. Ben hakkını bırakmayacağım, sonuna kadar hakkını arayacağım" ifadelerini kullandı.
"Herkes çocuğuna sarılırken, ben ağlamakla yetiniyorum"
Evladını kaybetmenin acısını her gün yaşadığını anlatan acılı anne, "Kızım yaşasaydı 18 yaşında olacaktı. Herkes çocuğuna sarılıp gezerken, ben sadece bakıyorum arkalarından, sadece ağlamakla yetiniyorum. Ben neden kızımı doktorlar yüzünden kaybettim, neden acı çekeyim, niye başka çocuklarımız ölsün. Doktorlar cezasını çeksin ve çekmeli" diye konuştu.
"Danıştay'da 2 hakim haklı buldu"
Güldane Telli'nin avukatı Şahin Yücesoy da Midyat Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği takipsizlik kararına karşı itirazda bulunduklarını ancak itirazlarının kabul edilmediğini, ardından tazminat davası açtıklarını ancak bunun da zaman aşımı gerekçesiyle reddedildiğini söyledi. Avukat Yücesoy, zaman aşımı kararının hem Danıştay hem de Anayasa Mahkemesi tarafından onandığını, ancak 5 üyeden oluşan Danıştay'ın bu kararı 2'ye karşı 3 oyla aldığını, 2 hakimin ise Güldane Telli lehine karar verdiğine dikkat çekti. Yücesoy, tüm iç hukuk yollarını tükettiklerini, AİHM'ye başvurduklarını ve davanın takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi.
İHA